Yüz bin mi yüz binler mi?
CKD adeta destan yazıyor. Karınca ordusu gibi. Hiçbir engel tanımıyor. Genel Başkan Tülin Oygür hocanın dediği gibi bir yarıları deprem bölgesinde, diğer yarılarıyla işlerinin başına geçtiler, felaket günlerinde 10. Genel Kurullarını topladılar.
İşleri çok, hedefleri büyük. 'Cumhuriyetin 100. Yılında yüz binlerce kadını CKD çatısı altında birleştireceğiz.' diyorlar. Sloganlarında 100 bin hedefi vardı, ama 10. Genel Kurulda bu rakam yüz binlere yükseldi. Hayal mi, gerçek mi diye soranlar varsa da Tülin Oygür, Meltem Ayvalı’nın konuşmalarından, Selenga Yağcı’nın sunduğu faaliyet raporundan sonra ikna olmuşlardır… Selenga, üstelik çoğu pandemi dönemine denk gelen 3 yıl içinde yaptıklarını özetleyince, delegeler bile “vayy biz neler yapmışız” dedi. Delegelerin baştacı Tülin Oygür, CKD’nin varlık nedenini vurguladı. Emperyalizme karşı ikinci kurtuluş savaşının kadın cephesiydi CKD! Vatan Partisi Öncü Kadın Başkanı Meltem Ayvalı, CKD’nin duruşundaki ideolojik temele dikkat çekti.
Geçen yüzyıl Kara Fatmalar nasıl ki düşman işgaline karşı mermi taşımışsa, bugün de Atlantik’in “kadın hakları” diye yaptığı devlet düşmanlığı, “özgürlük” dediği uyuşturucu, “birey hakları” adına piyasaya sürdüğü LGBT şarlatanlığı gibi ideolojik bombalara karşı mücadele söz konusuydu.
Cumhuriyet Kadınları, 10. Genel Kurulda, sistemin kimi zaman PKK bayraklarına, o olmadı LGBT’nin gökkuşağı renklerine, kimi zaman da erkekleri baş düşman ilan eden İstanbul Sözleşmesi'ne karşı yılmaz savaşçısı olduğunu ilan etti. Genel Kurul’da muhafazakar iş kadınıyla Alevi dedesi, epilepsi derneği temsicisiyle şehit aileleri temsilcisi, Kamu Derneği Başkanı'yla Türkiye Gençlik Birliği lideri yan yana, omuz omuzaydı. Kadın sorunlarını ülke sorunundan ayırmadan vatansever cephede birleştiler.