Yüzyılın soykırımını taçlandıracak tehcir için Amerika-Arap-İsrail koalisyonu

ABD, üç ayı aşkın bir süredir hiçbir askeri hedefini gerçekleştiremeyen İsrail rejiminin bir başarı öyküsüne ihtiyaç duyduğunu da biliyor ve bunu destekliyor.

İsrail'in, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine planladığı kara operasyon ve yoğunlaşan hava bombardımanları nedeniyle kentte bulunan Filistinliler, yanlarına alabildikleri birkaç eşya ile Gazze'nin Deir Al Balah kentine göç etti.

Direniş Ekseni’nin İsrail’e topyekûn savaş ilan ettiğini varsayalım. Batılı ülkelerin safı zaten açık. Böylesi bir savaşta Arap Birliği, İslam İşbirliği Örgütü ve Körfez İşbirliği Konseyi hangi safta yer alır?
İsrail’in Gazze’nin Mısır sınırındaki Refah kentine saldırmasıyla savaşta son aşamaya geçilmesi bekleniyor.
Refah’ın savaştaki son durak olacağı beklentisi, uluslararası siyasi atmosferle ve İsrail saldırılarının sıralamasıyla doğrudan ilgili. İsrail rejiminin Gazze Şeridi’ne yaptığı saldırılar özetle şu sırayla gerçekleşti.
İsrail rejimi kara saldırısından önce Gazze Şeridi’nin kuzeyine havadan halı bombardımanı yaptı ve kuzey bölgelerindeki halkı güneye göç etmeye zorladı. Kara saldırısını ise üç aşamalı olarak sürdürdü.
Birinci aşamada Gazze’nin kuzey, orta ve güney bölgeleri arasındaki bağlantıları kopardı. Saldırılarını Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Beyt Lahiya ve Gazze kentlerine yoğunlaştırdı.
İkinci aşamada Gazze Şeridi’nin orta bölümünü hedef aldı. Cuhr ed-Dik, Bureyc, Deyr el-Beleh, bu aşamada ana hedefler oldu.
Üçüncü aşamada ise saldırılar güneye kaydırıldı. Şu an Han Yunus’a yönelik saldırılarını sürdüren İsrail rejimi, son aşama olarak Mısır sınırındaki Refah kentini hedefe koydu.
Refah kentinin savaşın son durağı olacağı beklentisi, sadece uluslararası siyasi şartlarla ilgili değil. Gazze Şeridi’nin coğrafi bölgeleri ve rejimin bu saldırı sıralaması da Refah kentinin savaşın son durağı olacağını düşündürüyor.
Zira Mısır’ın işbirliği yapmaması nedeniyle Selahaddin Ekseni’ne saldırı gündemden çekildiğine göre İsrail ordusu Refah kentine karadan girdiği zaman Gazze Şeridi’nde ayak basmadığı hiçbir yer kalmamış olacak.
Yani Refah kenti, İsrail rejiminin savaşın başlangıcında koyduğu hedefleri gerçekleştirebileceği son yer; çünkü Gazze Şeridi’nin daha önce girdiği kuzey ve orta kesimlerinde ne HAMAS’ı çökertebildi, ne de direnişçiler tarafından tutuklanan İsrailli esirleri kurtarabildi.
İsrail rejiminin, Gazze Şeridi’nde bulmayı umduğu HAMAS tünellerini, askeri altyapısını, direniş liderlerini aramadığı tek yer Refah kenti olacağı için bunları bulsa da bulamasa da Refah saldırısı savaşın son durağı olacak.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine saldırı düzenliyor. Hedef alınan bir binalar ve çevresindeki yapılar hasar görüyor. Bölge sakini Filistinliler, saldırı sonrası yıkılan binaları inceledi.

SELAHADDİN (PHILADELPHIA) EKSENİ’NDEN REFAH’A

Savaşın başladığı ekim ayında Gazze Şeridi’nin kuzeyine odaklanan İsrail rejimi, Aralık ayında Mısır yönetimini rahatsız eden Selahaddin Ekseni’ni gündeme getirmeye başladı.
İsraillilerin ‘Philadelphia Ekseni’ dedikleri Selahaddin Ekseni, Gazze Şeridi’nin Kerem Ebu Salim sınır kapısından Akdeniz’e kadar Mısır’la olan sınır hattına verilen isim. Yaklaşık 14 km. uzunluğunda ve birkaç yüz metre genişliğindeki bu hat, Mısır’la Gazze Şeridi arasında adeta bir tampon bölge niteliğinde.
Peki, ne olmuştu da aralık ayında kuzey ve orta kesimlerde çok şiddetli bir savaş veren İsrail rejimi bir anda Mısır’la gerginleşme pahasına Selahaddin Ekseni’ni gündeme getirmişti?
Hastaneler de dâhil olmak üzere hiçbir ahlaki ve insani sınır tanımadan Gazze Şeridi’ne binlerce ton bomba yağdıran İsrail rejimi, aradan geçen iki aya ve askeri imkânlar açısından mutlak bir üstünlüğe sahip olmasına rağmen öngördüğü hedeflerin hiçbirine ulaşamamıştı ve ağır kayıplar veriyordu.
Rejimin liderleri, Filistin direnişinin tüneller aracılığıyla Mısır’dan silah, mühimmat veya lojistik ikmal yapabildiğini düşünüyordu ve Selahaddin Ekseni’ni ele geçirip Gazze Şeridi ile Mısır’ın tünel bağlantısını kesmeyi hedefliyordu.
Selahaddin Ekseni, Mısır’la İsrail arasında imzalanan Camp David barış anlaşmasından sonra o dönemde Gazze Şeridi’nde işgalci bir güç olarak bulunan İsrail ile Mısır arasındaki sınır hattıydı. İsrail rejimi Gazze’de direnişin baskılarına dayanamayıp 2005’te Beyrut Kasabı Ariel Şaron’un başbakanlığı döneminde çekildi.
2006’da Filistin Yasama Meclisi seçimlerini Hamas kazandı. 2007’de HAMAS’a darbe yapmaya çalışan el-Fetih liderlerinden Muhammed Dahlan, Gazze’den kovulunca tüm Gazze Şeridi ve dolayısıyla da Selahaddin Ekseni HAMAS’ın kontrolüne geçmiş oldu.
Mısır rejimi hem Camp David Anlaşmasındaki yükümlülükleri hem de HAMAS’a olan düşmanca tutumu sebebiyle Selahaddin Ekseni’nin altından geçen tünelleri önlemeye çalışsa da başarılı olamadı ve Direniş Ekseni’nin gönderdiği silah ve mühimmat, bu tüneller aracılığıyla Gazze Şeridi’ne girdi ve Gazze direnişinin şu an tanık olduğumuz askeri altyapısını oluşturdu.
İsrail rejimi, Gazze’yi yeniden 2005 öncesine geri döndüremeyeceğini bildiği için şimdi direnişin askeri altyapısını sonsuza kadar yok etmenin yolu olarak Selahaddin Ekseni’ne hâkim olmayı gündeme getiriyor. Ancak bu doğal olarak 14 kilometrelik Gazze sınırında İsrail ordusuyla komşu olmak istemeyen Mısır’ı rahatsız ediyor.
Mısır, İsrail rejimiyle Selahaddin Ekseni’nde işbirliği yapmayacağı konusunda Filistinli liderlere güvence verdi.[1]

Refah kenti, 2,3 milyon olan Gazze nüfusunun yaklaşık yarısına ev sahipliği yapıyor. Kente göç eden ve kalacak yer bulamayan Filistinliler, kentte bulunan bir mezarlığın çevresinde kurdukları derme çatma çadırlarda zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.

İSRAİL’İN REFAH SALDIRISINA SÖZDE İTİRAZLAR

İsrail rejiminin Savunma Bakanı Yoav Gallant 1 Şubat’ta Han Yunus’taki rejim güçlerini ziyareti sırasında Han Yunus’tan sonra Refah’a saldıracaklarını açıkladı. Rejimin başbakanı da 4 Şubat’ta Refah’a saldıracakları yönündeki açıklamayı teyit etti.
Ancak İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzey ve orta kesimlerine saldırıları sebebiyle yaklaşık bir buçuk milyon kişinin sığındığı Refah kentini yeni hedef olarak açıklaması, Washington rejiminden bile destek görmedi.
İsrail rejimi, Uluslararası Adalet Divanı tarafından da teyit edilen Gazze soykırımını artık Amerikan kamuoyuna bile izah edemiyor. Özellikle sosyal medya kullanımı sayesinde ana akım medyanın İsrail yanlısı yönlendirmelerinden korunabilen genç kesim, Washington rejiminin Gazze’deki savaşla ilgili tutumuna karşı çıkıyor.[2] Joe Biden yönetimi, başkanlık seçimleri öncesinde İsrail rejiminin soykırımcı çehresini gizlenemez hale getirecek yeni katliamlar görmek istemiyor. Bu yüzden de zahiren İsrail rejiminin 1,4 milyon sivilin yaşadığı Refah kentine kara saldırısı yapmasına karşı çıkarak kendi iç kamuoyunda imaj parlatmaya çalışıyor.
Bununla birlikte üç ayı aşkın bir süredir hiçbir askeri hedefini gerçekleştiremeyen İsrail rejiminin bir başarı öyküsüne ihtiyaç duyduğunu da biliyor ve bunu destekliyor.
Biden ve ekibi, Refah saldırısına karşı açıklamalar yaparak iç kamuoyunda olumlu bir imaj yaratmaya çalışırken, şarta bağlayarak İsrail rejimine saldırı için onay veriyor.
Amerika’dan yayın yapan Axios internet sitesinin İsrailli sahibi Barak Ravid’in naklettiği bilgiler Washington’un İsrail saldırısına karşı çıkmadığını sadece şarta bağladığını gösteriyor.
Axios’un haberine göre Amerikan Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile telefon görüşmesinde Refah kentindeki bir buçuk milyona yakın Filistinli sivilin tahliyesi planlanmadan Refah'a saldırı düzenlenmemesi konusunda uyarıda bulundu.[3]
Haberde ayrıca üst düzey bir Amerikalı yetkiliden naklen, İsrail rejiminin de kendilerine sivil nüfusun tahliyesi gerçekleşmeden harekete geçmeyeceklerini ifade ettiğini aktardı.
Peki İsrail rejiminin Gazze Şeridi’nin kuzeyine yaptığı saldırılar sırasında Refah’a tehcir ettiği bir buçuk milyona yakın sivil, İsrail rejimi bu kente rahatça saldırabilsin diye tekrar nereye tehcir edilecek?
Bu sorunun cevabı Mısır’ın Refah saldırısı konusundaki tutumu da belirliyor. Tıpkı Washington gibi Kahire de İsrail’in Refah kentine saldırısına görünüşte şiddetle karşı çıkıyor.
Nitekim Mısır Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Refah’a yapacağı muhtemel bir kara saldırısının vahim sonuçları olacağı uyarısında bulundu ve bunun “engellenmesi için tüm bölgesel ve uluslararası çabaların birleştirilmesi gerektiğini vurguladı.”[4]
Hatta el-Meyadin’in televizyonunun haberine göre Wall Street Journal gazetesine konuşan Mısırlı yetkililer, Kahire’nin İsrailli yetkililere eğer Refah’a saldırırsanız barış anlaşmasını askıya alırız diye uyarılar gönderdiğini açıkladı.[5]
İsrail rejiminin Refah kentine muhtemel saldırısı konusunda ‘sivil hassasiyet’ kabardığı için itiraz edenler sadece Amerika ve Mısır’dan ibaret değildi. Suudi Arabistan, Kuveyt, Umman hatta ölen İsrail askerleri için Fatiha okutan Birleşik Arap Emirlikleri dahi Refah saldırısının “insani yansımalarından derin endişe duyulduğunu” açıkladı.[6]

DEVAM EDECEK

DİPNOTLAR: [1] YDH, 29 Ocak 2024, Mısır, Philadelphia Ekseni’nin kontrolü konusunda güvence verdi
[2] TRT Haber, 22 Kasım 2023, ABD'li genç seçmenin yüzde 70'i, Biden'ı onaylamıyor
[3] Barak Ravid, Axios, 12 Şubat 2024, Biden tells Bibi: No Rafah operation without plan to protect Palestinian civilians
[4] TRT Haber, 11 Şubat 2024, Mısır'dan İsrail'e "Refah" uyarısı: Vahim sonuçları olur
[5] El Meyadin, 10 Şubat 2024, "وول ستريت جورنال" عن مسؤولين مصريين: القاهرة أرسلت تحذيرات لـ"إسرائيل" من أنّ أي عملية ;
برية في رفح، ستؤدي إلى تعليق فوري لمعاهدة السلام بين البلدين [6] AA, 12 Şubat 2024, İsrail'in Mısır sınırındaki Refah kentine saldırısına dünyadan tepkiler (*) Bu yazı, ydh.com.tr’den alınmıştır.

Sonraki Haber