Zor günlerin lideri: Castro

Onun ölümünün beşinci yıldönümünde Fidel Castro, Küba ve Vatan Partisi ilişkilerini yeniden hatırlamak, genç kuşakların bu ilişkileri değerlendirmesine ön ayak olmak için bu anma yazısını yayınlamak bir görev oldu.

25 Kasım 2016 tarihinde 90 yaşında Fidel Castro Ruz’u kaybettik. Onun ölümü Küba’da olduğu gibi Türkiye ve dünyada da üzüntü ile karşılandı. Mücadelesiyle, duruşuyla, ABD’nin dibinde bir ülkenin onurlu bir yaşama kavuşmasının liderliğini yapması, yeni insanın yaratılmasına önemli katkılar sunan önemli bir lider ve insandı.

Küba, 1959 yılında silahlı mücadele ile Castro’nun önderlik ettiği mücadele ile özgürlüğüne kavuşmuştu. Batista’nın gerici, yoz ve çürümüş diktatörlüğüne son verilmişti. Küba devrimi, sosyalizmi kurmak, yeni insanı yaratmak için çalışırken, günümüze kadar süren ABD kuşatmasına ve ihanetlere uğramıştı. Sovyetler Birliği ile kurduğu ilişkiler de tek taraflı olunca, bunun sonuçlarını yaşamış 1990’lı yıllardan itibaren büyük sıkıntılar çekmiş halk içinde moral bakımından olumsuzluklar da oluşmuştu. Bütün bunlara karşı Fidel Castro’nun önder kişiliği ile Küba Komünist Partisi’nin direnişi etkili olmuş, Küba’nın emperyalistlerin ayağı altında ezilmemesi sağlanmıştır.

MÜCADELECİ LİDERDİ

Fidel Castro, gençliğinden beri devrimci ve mücadeleci bir insandı. Küba halkının içinde bulunduğu şartların değişmesi için mücadele ediyordu. Devrimi yapan güçler, üç devrimci hareketin birleşmesinde oluşmuş, Castro’nun önderlik ettiği 26 Temmuz Hareketi, Yüksek Okul Öğrencileri Hareketi ve Komünist Partisi. Bu güçlerin içinde olduğu Küba Birleşik Sosyalist Partisi, 1965 yılında adını değiştirerek Küba Komünist Partisi olmuştu. Bunu açıklayan da bizzat Fidel Castro olmuştu. Hayatı hep mücadele ve halka hizmet ile geçen Castro büyük bir irade, halkından aldığı güçle ABD’ye karşı dik durmuş, dünya kamuoyunda ve Türkiye’de de saygı ve sevgiyle karşılanmıştı.

Onun ölümünün beşinci yıldönümünde Fidel Castro, Küba ve Vatan Partisi ilişkilerini yeniden hatırlamak, genç kuşakların bu ilişkileri değerlendirmesine ön ayak olmak için bu anma yazısını yayınlamak bir görev oldu.

PERİNÇEK’İN KÜBA GEZİSİ

Küba Komünist Partisi ile ilk görüşme, KKP’nin Dış İlişkiler Bürosundan Jorge Castro’nun Sosyalist Parti’nin Temmuz 1991 yılında yapılan kongresine katılmasıyla başlamıştı. Yapılan görüşmelerde iki parti arasında dünya meselelerinde emperyalizme karşı mücadelede ve sosyalizmde direnme konularında çok kuvvetli bir görüş birliği oluşmuştu. Jorge Castro ile 2000’e Doğru dergisi görüşme yapmıştı. Bu görüşme dergide yayımlanmıştı. Sosyalist Parti’nin kongresinden çok etkilenmişti. İki parti arasında yapılan resmi görüşmelerde de bunu ifade etmişti. “Burada yaptığımız görüşmelerde Sosyalist Parti’yle düşüncelerimizin birçok konuda benzeştiğini gördüm. Kuşkusuz bazı konularda farklı düşünceler de var. Ama biz dünyanın bugün içinde bulunduğu durumda ilerici güçlerin aralarındaki farkları değil, ortak noktaları vurgulamaları gerektiğini düşünüyoruz.” (200’e Doğru, 21 Temmuz 1991.)

Sosyalist Parti’nin fikirleri kongredeki konuşmalar ve partiler arasındaki görüşmeler Jorge Castro’nun samimi olarak bu görüşlerine yansımıştı. İşbirliği zemini oluşmuştu.

1969 yılında Türkiye sol hareketi içinde ayrışmalar başlamıştı. Sol hareket içinde Che Guavera rüzgârı da kimileri tarafından özel olarak estiriliyordu. Aydınlık dergisi etrafında toplanan ve bilimsel sosyalizmin savunucusu olanlar arasında Che Guavera, Fidel Castro’dan daha önemli bir insan olarak göklere çıkarılıyordu. Üniversitedeki tartışmalarda bu meselede aramızda bir tartışma konusu olmuştu. Che Guavera Küba’da Ekonomi Bakanlığı görevini sürdürürken 1965 yılında, Küba ihtilâlinde işlerin tamamlandığını ileri sürerek görevinden istifa ediyor ve 1966 yılında Ekim ayında Küba’dan ayrılıyordu. 1967 Eylül ayında Bolivya’da çarpışmalara katılıyordu. 10 Ekim 1967 tarihinde pusuya düşürülerek öldürülüyordu. Bu olay sol çevrelerde yankı yapıyor ve Che Guavera’nın maceracı çizgisi her şeyin üzerine çıkarılarak, sol güçlerin önüne konuluyordu. Biz Aydınlıkçılar buna karşı eleştirel yaklaşımda bulunuyor ve Küba’da sosyalizm yaşatılmasının daha önemli olduğunu savunuyorduk. Esas Fidel Castro’nun önemsenmesini savunuyorduk. Türkiye sol hareketinin içinde oluşan maceracı çizgide yenilgi ve kayıplarla bugüne kadar geliyor fiyaskoyla bitiyordu.

Che Guavera’nın fedakârlığı Bolivya’da mücadeleye katılması ve devlet güçleri tarafından öldürülmesi elbette ki hepimizin üzüntüsü ile karşılanmıştı. Ama devrimci çizginin hataları da görülmeliydi.

Küba dara düşmüştü, dış ticareti Sovyetler Birliği’ne bağlı olduğu için temel ihtiyaç maddelerini ve güvenlikle ilgili ihtiyaçlarını karşılayamaz bir duruma gelmişti. ABD emperyalizmi bütün dünyada ezilen milletlerin bir numaralı düşmanıydı. Dünyadaki bu durum elbet Sosyalist Parti’nin de bir numaralı mücadele konusuydu. İşte bu durumda Küba’nın yaşaması, mücadelesine destek olunması için Parti Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de çok önem verdiği bir sorundu. 1991 yılında Küba Komünist Partisi tarafından davet edilmişti. 22-28 Şubat 1992 tarihinde Küba ziyareti yapılmıştı. Bu ziyaretin etkileri çok önemli olmuş ve Küba ile dayanışma her alanda gelişmiş ve karşılıklı ilişkiler önemli ürünler vermişti.

Sosyalist Parti heyetinin başında Doğu Perinçek, Küba ziyareti sırasında KKP merkez komitesi ve ideolojik sorunlardan sorumlu siyasi büro üyesi Carlos Aldana olmak üzere Küba liderliğinin en önünde olan birçok yetkili görüşmeler yapmış, siyasi durum, ideolojik sorunlar, sanat edebiyat, gençlik ve tarım sorunlarından birçok konu ile ilgili görüş alışverişinde bulunmuştu. Ayrıca Doğu Perinçek’in önemli kadrolar ve devlet görevlisi bürokratlarına bir konferans vermesi teklif edilmiş ve kalabalık bir toplantıda çok faydalı sonuçlar verecek görüşler ortaya konulmuştu.

Bu ziyaretin kazançları çok faydalı olmuştu. Küba ile diplomatik, siyasi ve ticari konularda önemli çalışmalar yapılmış ve sonuç alınmıştı. Dahası Jorge Castro, Türkiye’ye Küba Büyükelçisi olarak atanmıştı. Görevi sırasında partimizle çok iyi ilişkiler kurmuş ve ülkesine faydalı girişimlerin başlamasına yol açmıştı. Diplomaside darlıktan kurtulmanın önü de açılmıştı.

Doğu Perinçek’in gezisinin sonucu Teori dergisinin Nisan 1992 sayısında “Kapitalizme Alternatif Bir Toplum, Sosyalist Küba” başlığıyla ele alınmış, o günkü şartlarda Küba konusu aydınlatıcı hale gelmişti.

Küba liderliği 1991 yılından başlayarak revizyonist ideoloji ile hesaplaşmaya girmiş, Sovyetler’e göbekten bağlı olmanın tecrübelerini değerlendirip, dünyadaki emperyalizme çelişkisi olan güçlerle ilişkilerini geliştirmişti. Fidel Castro, başta Danimarka ve Papa’nın ziyareti olmak üzere Türkiye’ye önemli bir ziyaret yaparak Küba kuşatmasını yarmayı başarmış, Çin Halk Cumhuriyeti ve diğer sosyalist ülkelerle de ilişkilerini geliştirmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin zaman zaman yaptığı yardım ve hibeler Küba için çok önemli olmuştu. Doğu Perinçek gibi tecrübeli bir liderin görüşleri de Kübalı liderlerin açılımlarına katkı sağlamıştı.

KÜBA DAYANIŞMASI

Önce 2000’e Doğru dergisi, sonra da Aydınlık gazetesi, ABD’nin Küba’yı kuşatması, acımasızca ambargo uygulaması, iletişim ve yayım hayatının organlarına sabotajlar yapmasına karşı önemli, Küba gerçeğini ele alan, onların çağlıklarına, dayanışma çağrılarına yer veren sayfalar hazırladılar. Teori dergisi de bu çalışmanın içinde kendine düşeni yaptı. 2000’e Doğru dergisinde Castro’nun, Küba Büyükelçisi Jorge Costro’nun demeçleri, söyleşilerine özenle yer verildi. Küba ziyareti yapıldı. Castro’nun dış seyahatleri ve Türkiye’ye gelişi önemle yer buldu. Türk kamuoyunun daha da aydınlatılması için Aydınlık köşe yazarı Biltin Toker başkanlığında Küba Dayanışma Derneği kuruldu. Dernek hızlı bir çalışmaya girerek üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Kamuoyuna çağrılar yaptı. Küba kültür adamlarını çağırıp konferanslar verdirdi. Büyükelçi Castro ile ortak faaliyetler geliştirildi. Birçok kesimden insanın katıldığı kokteyller ve sergiler düzenlendi. 1995 yılı Jose Marti yılı ilan edildi. Jose Marti’nin basılan afişleri evlerimizi bile süsledi. Eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan da Küba ile dayanışmada elinden geleni yaptı ve Havana’da Atatürk heykelinin dikilmesi, Esenyurt’ta ise Jose Marti Parkı’nın açılışı gerçekleştirildi.

Fidel Castro yaptığı uzun konuşmalarının birinde, “Ambargo sadece ticaret yasaklaması değildir. İmparatorluk (ABD), karşı devrim fikirleri ile çok büyük sınırsız bir medya ile karşımızda. Terörist bir savaş ambargosu. Hasta bir insan için bir ilaç veya şırınga alışverişi yapamıyoruz. Bu savaşta diplomatik ilişkiler engelleniyor, baskı yapılıyor. Özel işletmelerle ilişkimiz engelleniyor. Bize mal getirenler engelleniyor, cezalandırılıyor. Bu evrensel bir suçtur. Bu ambargo değil savaştır. Küba’ya karşı bitmek bilmeyen düşmanlık devrim önderlerine karşı sabotajlarla sürüyor. Bitkiler ve hayvanlar hastalanıyor. Üçüncü dünya ülkelerine, halklarına öğretmen, doktor ve 500 bin Kübalı gönderdik. 40 bin Kübalı Angola’da savaştı. Bütün bunlar için ambargoyu hak ettik.”

Bu çığlığı Nurcan Özgül 25 Kasım 1994 günü yaptığı konuşmadan not etmiş. İşte bu çığlık Türkiye’de Vatan Partisi saflarında yankılarını bulmuştu. Partinin önderliği altında Avrupa’da bulunan Vatan Partili vatandaşlarımız da dayanışmaya güç kattılar.

İşçi Partisi Avrupa örgütü Genel Başkan Doğu Perinçek’in talimatıyla, 27 Haziran-17 Temmuz 1992 tarihleri arasında 40 kişilik bir heyet halinde Jose Marti Çalışma Tugayına katılarak, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen devrimcilerle birlikte çalışıp, birlikte yaşadılar. Ali Mercan’ın başkanlığındaki heyet 10 kadın, 10 erkek, 10 genç ve 10 çocuktan oluşuyordu. Bu faaliyet de 2000’e Doğru dergisinde İşçi Partisi heyeti Dayanışma Tugayı Küba’daydı. “Umut Adası” başlığıyla yayımlanmıştı.

30 Kasım 1994 tarihinde İşçi Partisi heyetini oluşturan Daşar Karadağ, Nurcan Özgül ve İsmail Üstün, Devrim Sarayı’nda Küba Komünist Partisi yetkilileriyle resmi bir görüşme yaptı. Bu görüşmede İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, Fidel Castro’ya özel olarak gönderdiği mektubu, KKP Avrupa ilişkiler sorumlusu Dennys Guzman Perez’e takdim edildi. Görüşmede KKP hakkında etraflı bilgileri bize sunuldu. Görüşmede KKP hakkında etraflı bilgileri bize sondular. Sorularımıza samimi cevaplar aldık. Onlara Küba ile ilgili dayanışma faaliyetlerine hız vereceğimiz sözünü vererek ayrıldık.

Türkiye’ye dönünce, merkez komitesi üyesi Nurcan Özgül, İzmir’de ve bazı ilçelerimizde Küba ile ilgili konferanslar verdi, hatta Küba’nın milli içkisi rom ikramı ederek tanıtımını yapmış oldu. Küba ile ilgili sorulara, Küba’da insanların canlı ve umutlu olduklarını, liderlerine güvendiklerini, zor durumu aşacaklarını söyleyerek sözlerini bitiriyordu.

Küba ile dayanışmayı ticari ve kültürel alanlarda da desteklemek kararlılığı faydalı sonuçlar verdi. İşçi Partisi’nin Küba işleri ile ilgili görev verdiği Nuri Türkeeş ile ben de bu çalışmalar içinde bulunduk. Nuri Türkeeş, Küba’da ticari firmalarla ilişkiler kurdu ve birkaç defa Küba yolculuğu yapmak zorunda kaldı. Ankara’da Büyükelçi Jose Castro ile işbirliği yaparak, dış ticarette önemli adımlar atıldı. Küba’nın önemli ürünlerinden biri olan puronun satımı için İstanbul’da bir satış dükkânı açıldı. Küba’nın çok önemli aşı ve sivrisinek ile mücadele ilaçlarının Türkiye’de pazarlanması yapıldı. Aşı için özel bir şirket kurularak Sağlık Bakanlığı’nın açtığı ihalelere girildi. Hepatit B aşısının Türkiye’de pazarlanmasını Nuri Türkeeş üstlendi ve satışını örgütledi. Müzik gruplarının konserler yapması ve otellerde çalışması sağlandı. Doğan Duyar arkadaşımız müzik gruplarının Türkiye’ye gelmesinde büyük katkılarda bulundu. Şeker ithali için uğraşıldı. Küba’nın ihtiyacı olan tekstil makineleri ve parçalarının ihracı sağlandı. Dahası Küba’nın pirinç ihtiyacı için Ferit İlsever ve Nuri Türkeeş Vietnam’a kadar gittiler. Türk işadamlarının Küba ile ticareti teşvik etmek için çok yaygın çalışmalar yapıldı.

Daha burada saymaya sayfaların yetmeyeceği çalışmalar yapıldı. Küba’nın dayanışma çığlıklarına elimizden geldiğince yardımcı olduk. Küba gezilerini teşvik ettik. Küba dostlarıyla beraber “dost kara günde belli olur” dayanışması ile cevap verdik. DEVAM EDECEK

Sonraki Haber