Zorlukları aşmada kadın öncülüğü
ZERRİN ÖZTÜRK
Çok zorlu koşullarda Türk Milleti, dosta düşmana sağduyusunun gücünü gösterdi ve öncelikle milli birliğimizi, bütünlüğümüzü gözetti. Şimdi, bu birliğin ve bütünlüğün gereği kimlerle yola çıkılacak, eğilim hangi yönde ağır basacak? Merak ve heyecanla öğrenmeyi bekliyor.
Seçim boyunca halkımızın içinde çalışma yapan herkes, (depremi yaşayan iller de dâhil) esnafıyla, çiftçisiyle, kadınıyla, erkeğiyle her vatandaşımız, dört gözle istihdamın ve üretimin büyütülmesi için dile getirilen acil çözümleri dinledi. Şimdi Amerikancı değil, milli çözümler bekliyor.
İşsizlik, denetimsiz pazar, pahalılık, tarımda katlanılmaz maliyet artışları halkımızı canından bezdirdi. Tarımsal ürünün devletçe alımı, depolanması ve kamunun aracılığına büyük ihtiyaç var. Üretimin artması için vergide indirim ve desteklerin sürekliliği beklentisi, üretenlerin günlük yaşamını derinden etkiliyor.
Türkiye’de iş hayatının içindeki kadınları, ev kadınlarımızı, çözüm bekleyen bu sorunlar aynı biçimde zorluyor. Geçimlerini ve günlük hayatlarını, çocuklarının eğitimini, sosyal ve kültürel gelişimlerini, özetle mutluluklarını ve gelecekten umutlu olmalarını belirliyor.
Elbette ki, Türkiye’nin çözümü, ancak ve ancak, Vatan partisinin dile getirdiği “Güçlü devlet, üreten millet” talebinde mevcuttur. Bunun da yolu üretimin önündeki engellerin kaldırılmasından geçiyor.
Ülkemizin üretim için gerekli kaynakları fazlasıyla var. Nüfusun yarısını bulan genç iş gücünün, yine nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın üretme isteği göz ardı edilmemelidir. Bu noktada doğal kaynaklarımızın, toprak ve iklim verimliliğinin, milli sanayiyi yaratma ve geliştirme becerisinin kamusal anlayışla desteklenmesi, kamucu bir planlama ile üretim ve istihdamda büyümenin sürekliliğinin sağlanması zorunluluk gösteriyor.
Kadınlar, iş hayatında maddi manevi en ağır sorumlulukları üstlenebiliyor. Girişimcilikleri, dayanıklılıkları, sabır ve özenleriyle hemen her işin altından kalkabiliyorlar. Köyde kentte yaşayan fedakâr, cesur, çalışkan kadınlarımızın sahip olduğu yüksek potansiyelin ülkemizin refahına katkısı çok büyük olacaktır.
Burada hemen belirtelim: Kız çocuklarının eğitimlerinin aksamaması ve eğitimli büyük iş gücünün getireceği tartışmasız katkılar için, 4+4+4 eğitimden vazgeçilerek, 12 yıl kesintisiz eğitime dönülmesinde büyük yarar vardır.
Kuşku yok ki Türkiye’nin geleceğinde kadın öncülüğü, kadın enerjisi ve zekası olmazsa olmazdır! Ailenin temel direği kadındır. Kadınları iyi yetişmiş bir millet olmak zorundayız. Kadının eğitiminde, haklarında, sosyal ve kültürel gelişiminde alacağı yol, toplumumuzun temellerinin bütünüyle sağlamlaşmasında da belirleyici olur.
Çağı yakalamak ya da çağ atlamak, kadına verdiğimiz değerle ölçülecektir. Kapitalist sistemin çürüten hastalıklarından toplumumuzu kurtarırken, kadınımızın eğitiminin, sosyal bilincinin rolü belirleyicidir.
Uyuşturucunun kökünü kazımak, LGBT zehrini söküp atmak, çocuk istismarını bitirmek, aydın ve huzurlu bir toplumu yaratmak adına beklentimiz, Türkiye’nin geleceğinde Kadın’ın öneminin görülmesidir. Kısacası, zorlukları aşmada kadınımızın öncü rolüne ihtiyaç vardır.