10 sene içinde olacak teknolojik gelişmeler
Medyaya her zaman yansımasa bile esasında dünyada çok fazla yoğun AR-GE çalışması yapılmakta ve bu konuda başı çeken ülkeler muazzam bütçeler ayırarak uzay teknolojileri, yapay zekâ ve fizyon enerjisi konusunda ciddi ilerlemeler kaydetmiş vaziyetteler. Geleceğin kontrolünü sağlayacak olan bu 3 teknoloji 2030 yılı itibariyle dünyayı yeniden dizayn edebilecek etkinliğe gelebilecekler.
Peki biz bunlara ne kadar hazırız? Örneğin geçtiğimiz makalelerimde Aya üs kurulması için 2030 yılının hedeflendiğini ve ABD, Rusya, İngiltere, Çin ve Hindistan’ın bu konuda bir yarış halinde olduklarını yazmıştım. Özellikle ayda bulunan Helyum 3 gibi değerli elementlerin dünya enerji üretiminde önemli bir yer kaplaması bekleniyor. Bu konuda ayın kapsamlı bir jeolojik haritasına sahip olan Çin önde diyebiliriz. Tabi Elon Musk’un 2035 yılında Mars’a iniş yapma ve koloni kurma fikrinide göz önünde bulundurmak gerek.
Diğer çok önemli bir gelişme ise Yapay Zekâ alanında. Yapay Zekayı insanlar sadece ChatGPT gibi düşünsede esasında bunun çok çok ötesine geçmiş vaziyette. Yapay zekâ, tıbbi görüntüleme verilerini analiz ederek kanser, kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarını erken teşhis edebiliyor.
Ayrıca, ilaç keşfi ve geliştirme süreçlerinde Yapay Zeka'nın kullanımı hızla artıyor. Yapay zekalı sürücüsüz araçlar, trafik kazalarını azaltma ve ulaşımda verimliliği artırma potansiyeline sahip. Bu alanda yurtdışında Tesla, Google gibi şirketler yoğun çalışmalar yapmakta. Buna ek olarak yapay zekalı Dronlar, tarım, lojistik ve acil durum müdahalelerinde kullanılıyor. Robotlar ise üretim hatlarında, ev içi hizmetlerde ve sağlık sektöründe önemli roller üstlenebiliyor.
Bir 10 yıl içerisinde Veri (Data), yeni petrol olarak kabul edilecek ve Yapa Zekâ, bu verileri işleyerek inanılmaz değerler yaratacak. Büyük veri analitiği, iş dünyasında daha bilinçli kararlar alınmasını sağlayarak ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunarak müşteri deneyimini üst seviyeye çıkarabilir.
Bu, pazar dinamiklerini değiştirecektir ve yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına yol açacaktır. Akıllı evler, şehirler ve ulaşım sistemleri, Yapay Zekâ ile optimize edilerek yaşam standartlarını yükseltecek. Yaklaşık bir 10 yıl içerisinde İnsanlar ve makineler arasındaki işbirliği, yeni bir yaşam biçimi oluşturacak potansiyele ulaşacak gibi duruyor. Şu an yapay zekâ konusunda en önde olan ülke rahatlıkla ABD ve onu Hindistan takip ediyor.
Füzyon Enerjiside insanoğlunun gidişatını değiştirebilecek çok önemli bir teknoloji. Füzyon enerjisi, yıldızların kalbinde gerçekleşen ve evrenin enerji kaynağı olan bir süreçtir. Güneş’in ve diğer yıldızların ışığını ve ısısını sağlayan bu süreç, dünyada da temiz, güvenli ve neredeyse sınırsız bir enerji kaynağı olarak insanlığın hizmetine sunulmak için son dönemecinde diyebiliriz. Füzyon enerjisindeki son gelişmeler, insanlığı kökten değiştirecek bir dizi yeniliği ve dönüşümü beraberinde getirebilir.
Füzyon enerjisi, deniz suyundan elde edilebilecek yakıtlarla (döteryum ve trityum) çalışır ve bu kaynaklar neredeyse sınırsızdır. Füzyon reaktörleri, fosil yakıtların tükenmesi veya iklim değişikliği gibi sorunları geride bırakacak bir enerji devrimi sunar. Ülkeler, enerji bağımsızlığına ulaşarak enerji ithalatına olan bağımlılıklarını azaltacak ve bu da jeopolitik dengeleri kökten değiştirecektir. Enerji üretim maliyetlerinin düşmesi, ekonomik büyümeyi hızlandıracak ve yeni sanayi devrimlerinin kapısını aralayacaktır. Endüstriyel üretimden tarıma, ulaşım sistemlerinden ev içi enerji kullanımına kadar her alanda daha verimli ve sürdürülebilir bir ekonomi doğacaktır.
Füzyon enerjisi, neredeyse hiç karbon salınımı yapmadan enerji üretebilir. Bu, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede devrim niteliğinde bir adım olacaktır. Hava kalitesi iyileşecek, doğal kaynaklar korunacak ve biyolojik çeşitlilik zenginleşecektir. Füzyon enerjisi, her ülkenin ve toplumun erişebileceği bir enerji kaynağı olabilme potansiyeline sahiptir. Böylece enerji fakirliği sona erecek, tüm insanlık daha yüksek yaşam standartlarına ulaşabilecek ve enerjiye erişim konusunda daha adil bir dünya düzeni sağlanacaktır. Şehirler, enerji altyapılarının yenilenmesiyle daha akıllı ve sürdürülebilir hale gelecektir.
Kırsal bölgeler ise enerjiye daha kolay erişim sağlayarak ekonomik ve sosyal olarak canlanacaktır. Yenilenebilir enerji teknolojileri ile birleşen füzyon enerjisi, yaşam alanlarının daha yaşanabilir ve çevre dostu olmasını sağlayacaktır. Şu an Füzyon enerjisinde önü çeken ülke Çin diyebiliriz onuda ABD takip ediyor. İngiltere’de bu konuda çalışmalar yapmaktadır.
Yani uzay teknolojileri, yapay zekâ ve füzyon enerjisi üçlüsü önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlığı çok ciddi şekilde değiştirebilecek bir potansiyele sahip. Tabii her ülke aynı anda bu olanaklara sahip olmayacak ve bu üç konuda AR-GE si yüksek düzeyde olan ülkeler daha avantajlı konuma gelecek. Peki biz bu üç konuda ne durumdayız?
Bunun devlet kurumlarında, üniversitelerde ve özel sektörde ciddi şekilde tartışılması bu konuda kurultaylar yapılması ve halkımızında desteğiyle bu konuda üst düzey çalışma yapmak şart. Evet şu anki ekonomik kriz ve zorluklardan dolayı tüm bu kavramlar fütürist görünsebile çocuklarımıza ve torunlarımıza teknolojik olarak gelişmiş ve geleceğin kaygılarına ve gereksinimlerine uygun bilimsel altyapıyı sağlamak hepimizin görevidir yoksa bugünleri kurtarsak da yarınları tamamen kaybedebiliriz.