100. yılımızda Ata’mızın gücü

Gün geçtikçe Atamızın ve Cumhuriyetimizin değeri daha da çok anlaşılmaya başlandı. Bir
yanda arada bir münferit Atamızı karalama şeklinde çirkin hareketler denense bile bu yıl
Cumhuriyet Bayramı, 100 Yılımız bir sel gibi kutlandı, münferit değil. Eline bayrağımızı
alan tören alanlarına koştu. Sosyal medya her geçen gün Atamıza, laikliğe, Cumhuriyetimize
daha çok yer ayırıyor…

Bölgemizdeki iç ve dış tehlikeler, çatışmalar, gerginlikler büyüdükçe Atamızdan,
dedelerimizden bize miras bırakılan güzel Cumhuriyetimizin değeri çok daha iyi anlaşılıyor.
Bunu kaybetme olasılığı herkesi kaygılandırıyor, harekete geçiriyor. Bu bağlamda ordumuza
olan güven, sevgi ve saygı da katlanarak artıyor. Ne kadar sevindirici…

Ülkemize düşman zihinler ordumuzu değersizleştirmek için ona, değerli subaylarımıza
yapmadıklarını bırakmadılar ama hiçbir şekilde başaramadılar. Halkın Atatürk’ün ordusuna
olan sevgisi, saygısı, güveni hiç azalmadı, değerli Atatürkçü subayların onurları zedelenmedi,
tersine arttı. Mehmetçiklerimiz yine eline kına yakılıp dualarla yollanıyor...

Atatürk’ü yok sayan veya aleyhinde konuşan, yazan çizenler de geri adım atmaya başladı,
herkes Atamızın mirasının ne kadar vaz geçilemeyecek bir değer olduğunu gördü, görüyor,
görecek. Vatansever herkes zaten her zaman gördü, görüyor ama diğerleri de görüyor artık.
Çıkar peşi koşanlar ise rüzgâr nereden esiyorsa oraya yönlenecekler, bunlar her toplumda olan
kişiler…

Şimdi bizlere düşen hata yapmış, bir nedenle Atamızın ışığından başka yöne savrulmuş ancak
şimdi tekrar Atamıza dönmüş kişilerin yaptıklarını başlarına kakmak, onları aşağılamak
yerine onları kucaklamak, kabul etmek. Bu vatan hepimizin. Her şeyden çok birlik beraberliğe
gereksinmemiz var. “Neden geçmişte öyle yaptın” yerine gelene “Hoş geldin” deme
zamanı…

Kurtuluş Savaşı ve takip eden devrimlerimizle, laik, çağdaş duruşumuzla Türkiye tüm İslam
coğrafyasına öyle güzel bir örnek ki. Örneğin, ne zaman bir Pakistanlı ile tanışsam onlardan
laik, çağdaş Türkiye ve Atatürk övgüsü duyarım. Geçenlerde bir Bosnalı ile tanıştım, yine
aynı güzel tepkiyle karşılaştım. Sevilen, imrenilen bir ülkeyiz Atamız sayesinde ve bunu
böyle tutmalıyız…

Olumsuza bakıp, yapılan yanlışları dile getirip ülkemizin ve kendimizin moralini bozmak
yerine olumluyu görmemiz gerek. Atamızın yerleştirdiği değerlerin ne kadar kalıcı olduğunu,
kim nasıl silmeye çalışırsa çalışsın silemeyeceğinin tanığı olmak bizler için ayrı bir gurur. Bu
süreçte bir an olsun onun izinden ayrılmamış olmak, hayatı, vatanı böyle net görebilmek de
bir gurur…

Bunun dışında kalmış, belki esen rüzgarların korkusundan Atatürk dememiş, çok dik
duramamış, belki bilinçli olarak Atamızı ve onun devrimlerini kalbiyle itmiş ama sonra
hevesini alınca, karşı tarafı görünce pişman olmuş, hatasını anlamış, Atamıza dönmüş herkesi
bağrımıza basmanın zamanıdır. Olgunluk ve vatan bunu ister. Kavgayı uzatma, başa kakma,
“Ama bir zamanlar sen şöyle demiştin veya şöyle yapmıştın” demek yerine “Ne güzel senin
Atamızı anladığını görmek” demek zamanıdır. Olumluyu görme zamanıdır. Atamızın gücünü
bir defa daha kanıtlama zamanıdır…

Bir 10 Kasım’da daha Atamızı sevgi ve saygıyla anıyoruz…