1929 Krizinde Mustafa Kemal

DÜNYA bundan önce içine girip, uzun yıllar çırpındığı krizde Türkiye Cumhuriyeti yeni kurulmuş, Osmanlı’nın dış borçlarının önemli kısmını üstlenmişti. Lozan’a göre ödeme takvimi 1929 yılında başlıyordu.

Yine Lozan’a göre Osmanlı’daki gümrük vergisi düzeni 1929 yılına kadar eski şekli ile uygulanacaktı.

Ekonomik zorlukların yanında, İngilizlerin kışkırtması ile özellikle Kürt yurttaşların çoğunlukta yaşadığı doğuda ayaklanmalar olmaktaydı.

Sonuç olarak, Yeni kurulmuş cumhuriyet zaten kendi içinde birçok sorunla boğuşuyordu.

1929 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayan, kısa sürede tüm dünyayı kapsayan ekonomik kriz, doğal olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni de etkisi altına aldı.

Zaten doğru dürüst üretimi olmayan Türkiye gelen bu kriz ile başa çıkmak zorunda idi.

1930’lar hepimizin de bildiği gibi Türkiye’nin temel sanayisinin kurulduğu yıllardı. Tüm dünya kriz içinde çalkalanırken, Türkiye, Sovyetler Birliği ile birlikte dünyada en fazla büyüyen iki ülkeden biri idi.

Mustafa Kemal, 9 Mayıs 1935 tarihinde CHP Dördüncü Büyük Kurultayı açış konuşmasında şöyle diyordu;

Geçen dört yılın başlıca işlevi ekonomi alanında olmuştur. Birçok ülke, acunsal buhran karşısında sarsılmış ve umutsuzluğa düşmüşken biz, bu kapsal (kapsamlı) felaket önünde irkilmedik. Yurdun ekonomisini yeni bir düzene yönetlemiş bulunuyoruz. Arsıulusal (uluslar arası ticareti) tecimi denkleştirerek, iç pazarı harekete geçirerek kendimizi korumayı başardık. Asıl önde tuttuğumuz iş, geniş bir endüstri programını gerçekleştirmeye başlamak olmuştur."

Mustafa Kemal, 1935 yılında dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına giren Türkiye’de, o büyük kriz içinde korkmadan neler yapılması gerektiğini 2-3 cümle ile özetlemiştir.

Yukarıdaki tabloda 1934-1937 yılları arasında temeli atılan fabrikalar bulunmaktadır.

Türkiye, bugünde 1930’larda Mustafa Kemal’in ekonomi konusunda çizdiği milli çizgiye girerse, krizin sonunda Türkiye’yi farklı bir yerde bulacağız