1940’ta ben de enkaz altından çıktım

MUSTAFA İLKER YÜCEL
  • Sayın Mumcu, ilk gündemimiz deprem. 

Aradığınıza göre bölgeden döndünüz demek ki.

  • Evet döndüm. Ama Ulusal kanal ve Aydınlık muhabirleri her kentten haber gönderiyor.

Hepinizi tebrik ederim. Sorumlu davrandınız, halkın sıkıntılarını, taleplerini de sürekli ilettiniz.

  • Görevimiz. Milletçe, zor bir 20 gün geçirdik. Hangi dersleri çıkaralım?

Sistemi değiştirelim canlarımızı kurtaralım. Kamuculuk hayat kurtarır. Bu sistemin binası çürük olur. Tabi bu yıkımda büyüktü. Onu göz ardı etmiyorum. Bildiğim kadarıyla Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde bu kadar büyük bir deprem olmadı. 1939 Erzincan depreminde 32 bin kişiyi kaybettik. 1999’da Gölcük depreminde 18 bin kişiyi kaybettik. Şimdi son rakam ne oldu?

  • 44 bin

İnsanın canı acıyor. Sakarya Savaşı'mızda biz beş bin şehit vermiştik. Büyük Taarruz'da galiba 10 bin civarında şehit vermiştik.

  • Ne yapacağız?

Depremi ilkokul dersi yapacağız. Bu kadar fay hattı üzerinde yaşıyoruz hala dersini öğretmiyoruz. Çocuklarımıza depremi, korunma yöntemlerini, sonuçlarını tüm boyutlarıyla öğretmeliyiz.

  • Siz ilk depremi kaç yaşında yaşadınız?

1940’ta

  • Erzincan olmasın 1939?

Hayır. Ondan bir sene sonra Yozgat’ta deprem oldu. Ben enkaz altına kaldım. Mehmetçik kurtarmış beni.

  • Yozgat’ta mı yaşıyordunuz?

Babam Kırşehir'de asker o zaman. Ben de Yozgat’ta Ağır Ceza Reisi olan dedemin yanında kalıyorum. Ev depremde çöktü. Beni yarasız, beresiz çıkarmışlar. Sonra babamın amcasının oğlu vardı Tuğamiral. Eşini Gölcük’te depremde kaybetti. Her ailenin bir deprem, afet anısı vardır. Bu yüzden ilkokuldan itibaren bilgilenmeliyiz. İzcilik gibi çalışmalar canlandırılmalı. Bu çalışmalarla birleştirilmeli. AFAD ilkokullarda eğitim verebilir.

  • Devlet geç kaldı eleştirileri yapıldı.

11 kent yıkılmış. Hangi birine yetişeceksin. Bir de olaya şöyle bakın: Kara kışta, yollar patlamış, yetkililer ölmüş, herkes kendi derdine koşmuş, elektrik, telefon yok ama üç günde tüm bölgelerde duruma hakim olduk. Bu az iş mi! İlk günlerde elbette eşgüdüm bozukluğu olur, aksayan işler olur. Panik ve şaşkınlıktan kaçış yok böyle zamanlarda. Yeri gelmişken söyleyeyim siz Aydınlık’ta çok güzel bir şey yaptınız. Refik Saydam’ın 1939 yılındaki depreme dair tarihî konuşmasını yayımladınız. Orada da zorluklarla nasıl başa çıkılacağı anlatılıyor. Emre Kongar benim sınıf arkadaşımdır. Suçu peşinen Adnan Menderes’e yıkan bir yorum yaptı. İşte traktör ithal etti. Köylü zengin oldu. Zengin olunca şehre geldi. Şehre gelince kent planlaması yapılmadı vb. Ben Menderes’i tutmam ama şunu söyleyeyim Menderes çok iyi bir imar kanunu yaptı. O dönem için mükemmel bir kanundur. Çünkü tüm uzmanların katkısı vardı. Epey bir yürürlükte kaldı. Bakın Süleyman Demirel de hiç imar affı çıkarmamıştır.

  • Turgut Özal?

O çıkardı.

  • Burada da zararı var.

Maalesef evet. Ama genelde deprem gibi zamanlarda muhalefet yapıcı olurdu. Bugünküler ise deprem gibi yıkıcı tutum alıyor. Sizin sahada olmanızdan dolayı ben yalan haberlerin daha az yapıldığını düşünüyorum. Aydınlıkçılar burada dikkat etmek gerekir diye düşünmüşlerdir. New York Times muhabiri Hatay’da sizin Aydınlık’tan olduğunuzu öğrenince hızla uzaklaşmış. Peki Cumhuriyet veya Sözcü olsaydı uzaklaşır mıydı? Bunu da o gazetelerin okurları bir düşünsün bakalım.

  • Seçimlere dönelim. 14 Mayıs’ta seçim olur mu sizce?

Nasıl yapılacak ben de merak ediyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Millet can derdinde bunlar koltuk derdinde” deseydi haklı olurdu..

  • Bülent Arınç “Erteleyelim” diyerek tartışmayı başlattı.

Arınç bunu da yanlış yaptı. Her şeyi yanlış. Gereksiz bir iş yaptı. AKP’yi bulaştırdı bu tartışmaya.

  • Ak Partililer de pek kendilerinden saymıyorlar gerçi.

Evet. Olabilir. Depremle ilgili şunu da ekleyeyim. Siz neoliberal eleştirisi yaptınız sık sık. Bu çok önemli. Liberalizmin yasasını söyleyeyim. İnsan bir homo ekonomikustur. Çıkarlarını azamiye getirmeye çalışan bir varlıktır. Yani önce çıkarını düşüneceksin diyorlar. Etik bir değer yok, manevi değer yok. Aydınlık'ta siz baraj yapan mühendislere sormuşsunuz. Ne diyorlar. Kamunun çıkarı esastır diyorlar. Liberalizm iyi ki oraya girmemiş. Bireyin çıkarını esas alan sistem yıkılır.

  • Peki çok teşekkürler. Bu haftaki son mesajınızı alalım.

Kamuculukta mutluluk var, düzen var, disiplin var!