2020 yılının getirdikleri
2020 yılı nasıl bir yıldı diye sorduğumuzda; çoğunlukla birçok olumsuzlukların bu yıla toplandığı; yüzyılda bir dünyanın başına gelen pandeminin insanlığı tehdit ettiği, Elazığ ve İzmir depremleri, Van’da ki çığ faciası, Sabiha Gökçen havaalanına düşen uçağımız ve buna benzer olumsuzlukların öne çıktığı, belirlediği bir yıl olduğunu söyleyeceklerdir.
Ben olumlu neler oldu diye düşündüğümde, bir ekonomist deyimiyle, birçok olumlu kazancın dünyanın aktifine ilave edildiği bir yıl olduğunu düşünüyorum.
Bu kazanımların en önemlisi insanlığın başına gelen felaketlerin ancak toplumsal dayanışma ile hatta ondan da öte evrensel dayanışma ile çözüleceği gerçeğinin bilinçlere sıçramasıdır. İnsanlık bu dersi tüm benliğine sinerek öğrendi.
2020 yılında yaşadıklarımız, neoliberalizmin beyinlerimize sokmaya çalıştığı birbirinden bağımsız, habersiz bireyler olmanın ötesinde, dayanışma ihtiyacı olan toplumsal bireyler olduğumuzu bize öğretti.
KAMUCU DÜRTÜLER HAKİM OLMAYA BAŞLADI
Ekonomi için çok büyük bir kazancın olduğu yıldı. Gemisini kurtaran kaptan ekonomisi yerine kamucu, toplumsal ekonomik dürtülerin hakim olmaya başladığı bir yıl oldu.
Bu yılın, bana kazançlarının içinde sizlerle paylaşmak istediğim bir etkinlik var.
Vatan Partisi Öncü Gençlik geçen cumartesi ve pazar günü benden ikişer saatlik sunum istedi. Sunum konusu doğal olarak ekonomi idi. Öncü Gençlik’ten arayan arkadaşa, belli sorular hazırlayın, bende sunumu ne yönde yapacağıma karar vereyim dedim. Soru isterken düşüncem şu idi, gençlerin hepsi iktisat fakültesi öğrencisi değil, tarih okuyanda var mühendislik okuyanda sonuçta genç insanlara ekonomiyi anlatacağım.
Önce gelen sorular şaşırttı. Hedefi 12’den vuran sorulardı. Soruları sağa sola sorup öğrenebilirlerdi.
İzmir, Aydın, Muğla, Denizli ve Antalya illerine cumartesi günü, Ankara, Eskişehir, Konya ve Sivas illerine pazar günü sunum yaptım.
Biliyorsunuz gençler için bırakın sınav dönemi olmasını, Netflix başta olmak üzere zaman geçirecekleri, onlar için tasarlanmış onlarca olanak sayabiliriz.
Toplantı sonrasında bana bildirilen sayılarla 600 kişi hiç ayrılmadan, ayrıca önemli bir sayı da izleyici de zaman zaman katılarak sunumları izlemiş.
GENÇLİK SORUMLULUĞUN BİLİNCİNDE
İzledikleri komedi ya da onun gibi ortalama gençlerin rağbet edeceği türden bir konu değil. Ekonomi gibi kendine has bir dili olan, göz ucu ile dahi takip etmediyse ekonomiye özgü deyimler nedeniyle kolayca dinlerken kaçırmaya müsait bir konu.
Sunum sonrası sorulan sorular ise gerçekten derinliği, mantık zinciri olan sorulardı. Ayrıca sunuma katılan gençlerin önemli bir kısmının Öncü Gençlik üyesi olmadığı, sunumdan sonra 65 gencin Öncü Gençliğe üye olduğunu öğrenmem beni daha da fazla şaşırttı.
Bu sürprizlerle dolu iki sunumdan sonra 2020 yılının benim açımdan en önemli kazancının; TÜRK GENÇLİĞİNİN söylendiği gibi sorumsuz, bencil, kendi çıkarları dışında toplum çıkarlarını hiçe sayan, marka tüketen bir gençlik olmadığı, Türkiye’nin geleceğinin sağlam ellerde olduğunun anlaşılması idi.
Yaşasın Öncü Gençlik, Yaşasın Türk Gençliği.