2023’e koşarken...

“Siyaset koridorlarında 2007, 2011 genel seçimlerinde Gülen’in AKP’den yüklüce bir milletvekili kontenjanı istediği, ancak kabul görmediği sık konuşuldu. 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrılması, gerilimi su yüzüne çıkardı. İki ayrı koldan gelip iktidarda buluşan iki güç, iktidarı paylaşamıyordu. Çatışmanın özeti buydu.
Kamuoyunda 17-25 Aralık diye bilinen özünde AKP hükümetinin dört bakanını ve Erdoğan ailesini hedef alan yolsuzluk soruşturması bu çatışmanın zirvesiydi.
Paralel, AKP’ye diyor ki:
‘Sen hırsızsın!’
AKP de paralele diyor ki:
‘Sen, devlet içine gizlice sızan bir örgütsün!’
Bu tabloda bize şunu söylemek düşüyor:
‘İkiniz de haklısınız!’
Ancak çözüm, iki tarafa da hak verip kenara çekilmek değil.
Zira iki güç çatışırken altta Türkiye kalıyor.
Türkiye ne olursa olsun bu çatışmanın altında kalmayı hak etmiyor.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bu çatışmanın devamını da yaşayacağız. Değişik aktörlerle, değişik konumlarla... Çünkü konu içimiz ve dışımız açısından çok boyutlu.”
***
Bu sözleri, Ergenekon kumpasının mağdurlarından gazeteci ve milletvekili Mustafa Balbay’ın son kitabı Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılı isimli kitaptan aldım.
Mustafa bir anlamda “Cumhuriyetin ilk 100 yılının kayıp ve kazanç cetveli”ni tuttuğu bu kitabı yazma gerekçesini şöyle anlatıyor:
***
“Atletizm yarışlarında sporculara söylenen sözlerden biri şudur:
‘Arkana bakma, o yöne koşmuyorsun!’
Arkaya bakmamak, geçmişte ne olduğunu bilmemek anlamına gelmez. Tam tersine çok iyi bilmek gerekir ki o birikim ve bilinçle ileriye koşulsun.
2023’te Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yıla girecek...
Bu cumhuriyet kurulduğunda dünyada 60 ülke vardı. Bugün Birleşmiş Milletler’e üye ülke sayısı 193... Türkiye’nin kuruluşundan sonra tarih sahnesine çıkan ülke sayısı üç kattan daha fazla arttı.
Salt çevremizdeki değişime baktığımızda bile yüz yılın nasıl bir değişim yarattığını kolaylıkla görebiliriz. Bu zaman diliminde çevremizdeki ülkelerin rejimleri ve sınırları en az bir kez değişti.
İşte; biz böyle bir coğrafyanın ortasında, çevremizde kıpırdayan her yapraktan etkilenerek ikinci yüzyıla ilerliyoruz. Çevremizdeki her şeyden etkilenmek elbet bir komşuluk payı... Ancak bundan da öte dara düşen herkes soluğu Türkiye’de alıyor. Oysa bir sorun yaşandığında bizim gidecek yerimiz yok. Bu topraklarda birlikte yaşayacağız. Üstelik can korkusuyla ülkesinden kaçıp bize sığınanlarla birlikte...
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken, birinci yüzyılı toplamda bir başarı öyküsü olarak değerlendirmek gerekir.
Ne olursa olsun; artılarıyla eksileriyle birinci yüzyılı tamamlıyoruz. Bayrak ikinci yüzyıla devredilecek.
Bugün ülke yönetimindeki AKP, 2023’ü salt kendi penceresinden kutlamak, her şeyiyle kendisine mal etmek istiyor.
Böyle olmayacak, olmamalı.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yön verecek güç, birinci yüzyılın toplam gücünden oluşmalı. Bu güç, tüm Türkiye’dir.”
***
Bir süre önce gazetesi Cumhuriyet’ten ayrılmak zorunda bırakılan Mustafa, bu kitabında “yazmaya ne kadar susadığını” gösterircesine, hukuktan AKP’nin çözüm sürecine, Gülen örgütünden ekonomiye, eğitimden kadın ve şiddet sorunlarına kadar çeşitli konularda kalem oynatıyor.
Yazarın keyifli üslubu ve kıvrak zekası da eklenince, kimi görüşlerine katılmasanız da bu kitabı okumak oldukça kolaylaşıyor.

CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILI
Yazan: Mustafa Balbay
Yayınlayan: Bilgi Yayınevi
Baskı tarihi: 2016, Nisan
Sayfa sayısı: 166
Etiket fiyatı: 17 lira






En büyük kumpas!
Bülent Arınç’a iki subay tarafından düzenleneceği söylenen suikast iddiasını anımsıyorsunuz değil mi?
Artık hepimiz biliyoruz ki bu iddia, baştan sona yalan sağanağı...
Sadece Türk Ordusu’na değil, Atatürk’ün kurduğu Türk Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik kumpaslardan biri, belki de en büyüğü...
Çünkü bu iddiayla Genelkurmay Başkanlığı’ndaki “Kozmik Oda”ya girildi.
***
Bu Kozmik Oda’nın resmi adı, Seferberlik Tetkik Dairesi’ydi.
Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en gizli belge ve bilgileri burada saklanıyordu.
Sözüm ona ordu bir darbe yapacaktı; işte bunun harekat planları da bu Kozmik Oda’da saklanıyordu.
O odaya AKP iktidarı tarafından sokulan Hakim Kadir Kayan’ın görevi bu belgeleri bulmaktı.
***
Bu olayın üzerinden altı yıl geçti
Bülent Arınç’a suikast girişimi diye bir şey olmadığı artık yasal olarak ortada...
İyi de bu oyunu kim, neden oynadı?
Ne elde etti?
Kozmik Oda’dan çıkarılan o belgeler ne oldu?
***
Gazeteci kardeşim Saygı Öztürk tüm bu soruların yanıtını, ilk kez ortaya çıkan belgelerin eşliğinde yeni kitabı “Tutanaklarla Kozmik Odanın Esrarı” isimli kitabında veriyor.
Türkiye’nin başına çorap örmek, laikliği anayasadan çıkarmak isteyenlerin gerçek yüzlerini sergiliyor.
Bu kitabı mutlaka okumalısınız.
Okumalısınız ki zaten bildiğinizi sandığınız bu kumpasta “Yok artık, bu kadar da olmaz” dedirten detayları öğrenmelisiniz.

TUTANAKLARLA KOZMİK ODANIN ESRARI
Yazan: Saygı Öztürk
Yayınlayan: Bilgi Yayınevi
Baskı tarihi: 2016, Nisan
Sayfa sayısı: 263
Etiket fiyatı: 20 lira