24 Haziran ne kadar sürer?

7 Haziran 2015 seçiminin siyaset ömrü beş ay olmuştu. 3 Kasım 2015 seçiminin vadesi ise iki buçuk yılda doldu. Bir ay sonra yapacağımız 24 Haziran 2018 erken seçiminin ömrü ne kadar olur? Bu seçimde oluşacak kurumlar da beş yıllık siyaset ömrünü doldurma yeteneğine sahip görünmüyor.

*

Koşu yolu tek olmasına tek. Ama koşanlar hiç de aynı yarışın koşucularına benzemiyorlar. Dört partili Millet (CHP, İYİP, SP, DP) ile üç partili Cumhur (AKP, MHP, BBP) ittifakları, bunları oluşturan yedi parti için yüzde 10 barajını kuralın etrafından dolanarak geçersiz hale getirdiler. İttifaklar dışında iki parti (Vatan, HDP) kaldı. Bunlar yüzde 10 barajıyla birlikte yarışacaklar. Partilere, bağımsız adaylar gösteren bir platform (Bu Düzen Değişmeli Platformu) eklendi.

Demek ki seçimde, farklı ağırlıklarda toplam dokuz parti ve bir platform olmak üzere on siyaset unsuru var. Oysa Türkiye’de kurulu parti sayısı, Yargıtay’ın internet sitesine göre 86. Süreç boyunca kurulu partilerin yalnızca yüzde 12’sinin sesini duyabileceğiz. Bu elbette görüntünün oranı. Gerçekte 2 ittifak + 2 parti + 1 platform = 5 yarışmacı hesabı yaparsak, duyulabilir sesin oranı ancak yüzde 6.

*

Yarışa giren aktörlerin her biri öbüründen keskin. Ne var ki ortada beş yıllık planlar da uzun vadeli öngörü ve tasarımlar da yok. Şimdiye kadar parça pinçik söylenen sözlerden sonuca varmak olanak dışı. Belki seçim bildirgelerinde bildireceklerini görünce bazı noktalar açıklığa kavuşabilir.

Ama iki nokta var ki, tavırlar açık.

Bunlardan birincisi iktisadi alanla ilgili. Döviz kuru yangını içinde olmamıza karşın, yarışçılardan “Türk Parasının Kıymetini Koruma” siyasetine ilişkin herhangi bir söz çıkmıyor. 1989’dan kalma para ve döviz siyaseti adeta “tabu” haline gelmiş. Anlaşılan taraflar “dış dünyanın sempatisi”ne halel getirmemek gerektiği görüşündeler.

İkincisi, Türkiye’yi yangın yerine çevirmiş 2016 hendekçiliğine, Irak ve Suriye’de ABD silahlarıyla eğitilip donatılan etnikçi/vekaletçi saldırganlığa dönük sınırsız sempati, insanda hayret uyandırıyor. Yarışçıların her biri ayrı büyük strateji-taktik ustası üst kademeleri, taban denen destekçileriyle “gözlerimin içine bak, anlarsın” ilişkisi kurmuş görünüyorlar. Bir taraftakiler birbirlerine “oy için tamam” derken, öbür taraftakiler “oy için devam” diye göz kırpışıyorlar.

Eğer siyaset, temel sözlerin ortaya iddia olarak koyulmasını gerektiren bir alan ise, bu işte kaş göz oynatmayla alınabilecek mesafe, en çok 24 Haziran.

*

Genel olarak yarışçıların hallerine ve sözlerinin taktikçiliğine bakınca, 24 Haziran 2018’den sonra mevcut siyasal partilerin kendi varlıklarını selametle sürdürmelerinin de kolay olmayacağı söylenebilir.

Henüz herşey henüz kendi ateşinde kavruluyorsa da bazı tarihsel özellikler artık ortada. Türkiye’de Özal’ın ‘dört eğilimli parti’sinden başlayıp 2000’li yılların ‘herkes için parti’sine varan bir dönüşüm süreci yaşadığımız açık ve seçik. Belli ki, Duverger’in kitabını yazdığı 1950 model siyasal parti teorisi artık geçersiz. Siyasal partiler, ideolojilerinden sonra programlarını da yitirerek proje-manipülasyon çatıları haline gelmiş bulunuyorlar.