41. yılında KKTC ekonomisine retrospektiv bakış
15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulur. Kıbrıs Türklerinin toplam milli geliri 1978’de 214,7 milyon dolar iken 2021’de 3.121,9 milyon dolara çıkmıştır. Ekonominin nasıl bir seyir izlediğine kısaca bakalım.
1978-1985 DÖNEMİ: KAMU SEKTÖRÜNÜN İNŞASI
1974 sonrasında onca karmaşayı yönetmek ve yeni bir sistem oluşturmak Türkiye’den bekleniyordu. Ecevit’in sosyal demokratları pek çok kamu kuruluşu ve KİT oluşturdular. Demokratik bir anayasa da hazırlandı (Prof. Dr. Mümtaz Soysal!) ve Kıbrıs Türklerinin kendilerini yönetmesi biçiminde bir yol açıldı. Ancak Kıbrıslı Türklerde bir pay büyütme eğilimi ve her sıkıştıklarında Türkiye’ye başvurma eylemliliği söz konusu oldu. Her hükümet ‘Kıbrıs’a biz de bir şeyler yapalım’ düşüncesiyle ‘hizmetlerde’ bulundular.
1986-1991 DÖNEMİ: SERBEST PİYASAYA GEÇİŞ VE SOSYAL DEVLETİN DÜŞÜŞÜ
(Özalizm ve Kıbrıs ekonomisi)
Neoliberalizmin parasalcı (monetarist) ekolünün muhteşem üçlüsünden (Reagan, Thatcher ve T.Ö.) biri olan Turgut Özal, Kıbrıs’a kader olarak turizmi biçti ve şöyle dedi: ‘Turizm yapınız. Çünkü başka hiçbir şeyiniz yoktur!’
1992-2001 DÖNEMİ: ENTEGRASYON POLİTİKASI VE NEOLİBERAL DEVLETİN İNŞASI
(1990’lı yıllar Tansu Çiller vd.)
AB’ye üyelik sevdasının ateşlendiği (Gümrük Birliği felaketi!) 1990’lı yıllarda Kıbrıs meselesi egemen sınıfların içinde ‘ulusal dava’ olarak görülmekten ‘ayakbağı’ olarak görülmek düzlemine kaydı. Bu dönem T.C. ile KKTC arasındaki tüm düzenlemeler Kıbrıs ekonomisinin Türkiye’nin izlediği politikaya entegre edilmesi amacını güden bir entegrasyon dönemidir. Bir de bu dönemde bütçe açıklarının T.C. tarafından finanse edilmesi söz konusu olmuştur.
2001-2017 DÖNEMİ: KAMUNUN YENİDEN YAPILANMASI VE NEOLİBERAL DEVLETİN YÜKSELİŞİ
(AKP döneminde Kıbrıs)
AKP de bu ayakbağı yaklaşımına (TÜSİAD vb. burjuvazi ve yeni türeyen nurjuvazi kesimlerinin de desteğiyle) dayandı, ünlü Annan Planı yaklaşımını destekledi. Hatta bu anlamda Rauf Denktaş ile ilgili dışlama tutumu izlendi.
GELDİK BUGÜNE: ERSİN TATAR’DAN AÇIKLAMA
BM’in (Genel Sekreter A. Guterres) ev sahipliğinde geçen günlerde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis bir toplantı düzenlediler. Toplantının ardından Tatar’ın yaptığı açıklamalar şöyle:
Nikos ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ diyor, ben iki devletli çözüm dedim.
Bizim ekonomimizle uğraşıyorlar, biz burayı kalkındırmayalım diye.
Öğrenciler de gelmesin diye üniversitelerimizi hedef alıyorlar.
Burada emlak işi yapanları tutukluyorlar, korkutuyorlar.
Turizm işi yapanları tehdit ediyorlar.
ADADA KALKINMADA LOKOMOTİF SEKTÖRLER
Adada kalkınmada lokomotif sektörler olarak şu iki sektörü gözleyebiliyoruz:
a) Turizm / b) Yükseköğrenim
TURİZM
Turizm ile ilgili kimi veriler şöyledir:
Tesis sayısı 167 olup, yatak sayısı 27.636’dır. Yatak sayısının yüzde 63’ü 5 yıldızlı oteldir.
Gelen yolcu sayısına bakıldığında 2023 yılı Ocak-Ağustos döneminde hava ve deniz yolu ile Kıbrıs’a gelen yolcu sayısı (KKTC uyruklular hariç) 1.120.136 iken 2024 yılı Ocak-Ağustos döneminde bu sayı yüzde 22,0 oranında artarak 1.366.129 olarak gerçekleşmiştir. TC uyruklularda yüzde 26,5; diğer yabancı uyruklularda ise yüzde 3,3 oranında bir artış gerçekleşmiştir.
Turistik tesislerde doluluk oranı 2024’ün ilk sekiz ayı için maalesef yüzde 44,6’dır.
Net turizm geliri 2023 yılında 1 milyar 182 milyon dolar düzeyinde olup, bunun dış ticaret açığını karşılama oranı maalesef sadece yüzde 45,1’dir.
Turizm sektöründe ‘ayın karanlık yüzü’nden söz etmeden geçmeyelim. Kumarhane sosyetik adıyla Casino olgusu çok önemli. Türkiye’de kumarhaneler yasaklanınca ‘Casino’ sektörü Kıbrıs’ta parla(tıl)dı. Bu sektörün mafya ile ilişkisini sağır sultan bile bilmektedir. Hatta bu konuda baron değişimi olgularına ilişkin skandallar da basına yansıdığı için kamuoyuna yansımaktadır. Örneğin Halil Falyalı vakası, yasal ve dahi yasa dışı kumar, uyuşturucu vb. suç ekonomisi, inşaat, futbol vd. sektörlerin ne denli içiçe geçtiğini, ve hatta bunların en alt bürokrasiden kimileri ve en üstteki siyasetçilerden kimileri ile ne denli içiçe geçtiğini göstermektedir. Belirtelim ki muhtemelen birçok yanlış ve yanıltıcı bilgiler olabilmesine karşın dijital ortamdaki açık bilgilere dayalı kısa bir araştırmayla bu konuda bir fikre sahip olabilirsiniz (Örneğin: https://www.youtube.com/watch?v=9AzBVCqycgw; https://tr.wikipedia.org/wiki/Halil_Falyal%C4%B1; ).
YÜKSEK ÖĞRENİM
Kıbrıs’ta 22 Üniversite ve Yüksek Okul bulunmaktadır. Sektörün ekonomiye katkısı yüzde 30’u aşmaktadır.
KIBRIS’TA YILDIZI PARLAYAN BİR SEKTÖR: KONUT
Kıbrıs’ta yapılan gayrimenkul yatırımlarının kira geliri olarak 7 yıl gibi kısa bir sürede geri dönmesi ve yılın sadece birkaç haftası hariç güneşli havasıyla yatırımcıların gözdesi haline geldi. Kıbrıs’ta toplam altı ilçe var: Lefkoşa, Girne, Gazimağusa (Kapalı Maraş), Güzelyurt, İskele ve Lefke. Konut satın alan yabancılara oturma izni veriliyor, yurttaşlık verilmiyor. KKTC genelinde konut fiyatlarındaki artış pound cinsinden son 3 yılda yüzde 92! Emlak sektörü ülke ekonomisinin yüzde 12’sini oluşturuyor.
YA KAYIT DIŞI EKONOMİ?
Elbette tüm kayıt dışı ekonominin bir kısmı yasal ekonomi içindedir (yasal bir işte kayıtsız kaçak işçi çalıştırmak vb.), bir kısmı da suç ekonomisi (fuhuş, uyuşturucu ticareti vb.) niteliğindedir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) kayıtdışı ekonomi konusu, kaçak iş gücü, düşük gelir beyanı, gelir vergisinden toplanan vergilerin düşük olmasıyla ortaya çıkan vergi kaçakçılığı, faturasız satış, ikinci iş gibi yasal fakat devletten gizlenen işlemler yanında, suç gelirlerini oluşturan uyuşturucu, kadın ticareti, mal kaçakçılığı gibi yasa dışı faaliyetlerle de değişik vesilelerle gündeme gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. KTTO Başkanı Turgay Deniz bakın ne demiş: “KKTC'de %80 oranında kayıt dışı ekonomi vardır.” (Kaynak: 15 Mayıs 2023 Kıbrıs Postası) Bir de Çalışma Bakanı Sadık Gardiyanoğlu’na bakalım: “Saklayacak değilim ülkede çok ciddi şekilde kayıt dışılık vardır.” (Kaynak Kıbrıs Genç TV Er meydanı programındaki açıklama).
Kıbrıs için bir de ‘Uluslararası Organize Suç İnisayitifi’nin yayınladığı ‘Küresel Organize Suçlar Endeksi 2023 Raporu’na bakalım:
Kıbrıs adası, Avrupa genelindeki organize suç endeksinde 29’uncu sırada, Güney Avrupa’ya ilişkin sıralamada ise 6’ıncı sırada yer alıyor (Türkiye de 1. Sırada!). 2021 yılına göre skoru kötüleşen Kıbrıs, dünyada 193 ülke içerisinde 129’uncu sırada yer alıyor. Kıbrıs adasının puanını kötü noktaya çeken hususlar: insan kaçakçılığı, seks işçiliği, silah kaçakçılığı, yakıt kaçakçılığı, uyuşturucu, kriminal aktörler ve kara para aklama gibi suçların KKTC’den kaynaklandığı saptamaları!
SONUÇ: SORULAR
Şu andaki T.C. yönetimi Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olmasını ve tanınmasını istiyor mu gerçekten? Bunun için yeterli çaba harcanmakta mıdır?
KKTC’nin geleceği hem Türkiye hem de KKTC yönetimince için tarım-sanayi-hizmet dengeli bir ekonomi istenmekte midir?
Hizmet sektörü bağlamında turizmde 4S (Deniz-Kum-Güneş-Seks) değil de 3E (Eğlence-Eğitim-Heyecan) ve eko-turizm gibi temiz bir sektörel yapılanma istenmekte midir?
Hizmet sektörü bağlamında eğitimde ‘diploma fabrikaları’ yerine 21. yüzyıl eğitim modeline uygun ileri ve çağcıl bir eğitim hizmeti sunumu istenmekte midir?
Sözü evirip çevirmeye gerek yok, yanıtlar evetse hemen planlama ve uygulamaya geçilmelidir. Bizden uyarması!
NOT:
Bu yazımız 19.10.2024’te İstanbul Arel Üniversitesi, Kuleliler Derneği ve TESUD’un ortaklaşa düzenlediği ‘50’NCİ YILINDA MUTLU BARIŞ HAREKÂTI’ adlı sempozyumda sunduğum bildirinin yeniden düzenlenmiş halidir.
ÖNERİLEN KAYNAKLAR
ŞAFAKLI Okan Veli vd. : Kıbrıs Türk Ekonomisinin Dünü ve Bugünü, Detay Yayıncılık, 2017. ; ŞAFAKLI Orhan Veli vd. : Kıbrıs Türk Finans Hayatına Bir Yolculuk, Detay Yayıncılık, 2021. Maalesef daha güncel kaynaklar yok, KKTC’nin resmi sitelerindeki rakamların da (örnekse Devlet Planlama Örgütü vb.) bir çoğu güncel değil, kapsamsız, ayın karanlık yüzüne girmeyen nitelikte ve yetersiz!