‘7 Haziran’da en az 30 yılımız şekillenecek!’

“Recep Tayyip Erdoğan, seçilirse nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını açık açık söyledi. Demokratik parlamenter sistemle ve kuvvetler ayrılığı ilkesine göre yönetilen Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesi gerektiğini defalarca ifade etti. Seçildikten sonra da uygun adımla, söylediklerini teker teker hayata geçirmeye başladı.  

Bakanlar Kurulu’na başkanlık ederek işe başladı. Bu, devam edecek. 

Malum sarayda alternatif Bakanlar Kurulu gibi bir teşkilat kurdu.  

Meydanlara çıkarak hem başkanlık sistemini savundu hem de AKP propagandası yaparak 400 milletvekili kazanması için AKP’ye oy istedi. 

Son olarak da ‘400 milletvekili verin ki bu iş huzur içinde çözülsün’ dedi.  

Peki, bu millet AKP’ye 400 milletvekili vermezse bu iş nasıl çözülecek? 

Arif olan anlar! 

Söylediklerinde haklıymış... 

Gerçekten de Atatürk’ten kendisine kadarki 11 Cumhurbaşkanı’nın yapamadığı ne varsa yaparak ‘alışılmış cumhurbaşkanı’ olmayacağını gösterdi. Gidişata bakılırsa yaptıkları daha başlangıç... Arkası da gelecek. O zaman soralım: 

Göreve başlarken, Anayasa’nın 103. maddesinde yer alan Cumhurbaşkanlığı yeminindeki ‘Görevi tarafsızlıkla yerine getirmek’ sözü ne oldu? 

Tekrar soralım: Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı balkon konuşmasındaki ‘77 milyonun cumhurbaşkanı olacağım’ sözü nereye gitti? 

Görünen köy kılavuz istememektedir. Cumhurbaşkanının istediği ‘Başkanlık’ sistemi değil, ‘Başkan’, diğer bir ifade ile ‘tek adam’ sistemidir. 

Yargı da dahil herkesin ve her şeyin kendisine bağlı olduğu, Meclis’in ise sadece bir dekor olarak yer alacağı bir düzen... Hangi kılıfa sokulursa sokulsun, gerçek niyet ve maksat budur. 

Bugüne kadar yaptıkları da bundan sonra yapacaklarının teminatıdır. 

Milletin yaşadığı ekonomik sıkıntılarla birlikte, Türkiye bugün çok ciddi iki sorunla karşı karşıyadır. Bunlardan biri bölücülük, diğeri ise rejim sorunudur. 

Bu iki sorunun gelecekte alacağı şekil, hem Türk Milleti’nin, hem Türk Devleti’nin geleceğini de belirleyecektir. 

Türkiye, 7 Haziran 2015’te bir genel seçim yaşayacaktır. Bu seçim 92 yıllık Cumhuriyet tarihinde yapılan seçimlerden çok farklı bir anlam ve karaktere sahiptir. 

Bu seçimde sadece bir iktidar seçilmeyecek, Türkiye’nin en az 25-30 yılı şekillenecektir. 

Cumhuriyet Türkiye’si ya laik, üniter, Vatan-Millet-Devlet birliğini koruyan bir ülke olarak yola devam edecek ya da bir AKP milletvekilinin söylediği Tek Adam’ın çoban, Millet’in koyun sürüsü sayıldığı bir anlayışla otoriter bir rejim eşliğinde bölünmeye, parçalanmaya, teokratik bir düzene doğru sürüklenecektir. 

Takdir, yüce Türk Milleti’nindir.” 

*** 

Yukarıdaki satırlar Balyoz Davası’nda 3,5 yıl boşu boşuna cezaevinde yatan ve bu süre zarfında MHP’den Milletvekili seçilen Engin Alan’a ait... 

Alan, “Bölünmeye Çeyrek Kala” isimli kitabının “Başlarken” bölümünde bugünkü Türkiye’yi böyle özetlemiş... 

Kitapta ayrıca ağırlıklı olarak PKK’yla mücadele, TSK’ya yönelik kumpaslar ve geleceğe yönelik senaryolar konusunda 63 ayrı yazı yer alıyor. 

*** 

Hiçbir zaman MHP’li olmadım... 

Ancak, “hep MHP’li olan” birinin satırlarından çıkan bu kitabı okurken, Atatürk ilke ve devrimlerinden yana olanlar arasındaki siyasi uçurumun hızla kalktığını gördüm... 

Engin Alan’ın ellerine ve yüreğine sağlık! 

BÖLÜNMEYE ÇEYREK KALA 

Benim adım Engin Alan 

Türü: Güncel siyaset 

Yazan: Engin Alan 

Yayınevi: Bilgi Yayınevi 

Baskı tarihi: 2015, Nisan 

Sayfa sayısı:277 

Fiyatı: 20 lira 

*** 
Her zaman Altı Ok! 

“Altı Ok, 10-18 Mayıs 1931 tarihleri arasında toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası Kurultayı’nda kabul edilen CHP Programı’nın hem özetidir, hem de simgesi... 

Altı Ok, 19. yüzyılın ortalarında Yeni Osmanlı hareketiyle başlayıp Meşrutiyetlerden, Kemalist Devrimden, 27 Mayıs’tan geçerek 28 Şubat’lara kadar uzanan Türkiye Devrimi’nin programıdır. 

150 yıllık bir devrimci pratik içinde billurlaşmıştır. 

Bu 150 yıla, 1940’ların kireçlenme dönemi ve 1950 sonrasındaki ‘Küçük Amerika’ süreci de dahildir.  

Ülkemiz Altı Ok’tan vazgeçmenin bedelini bugün bir gladyo-mafya-tarikat rejiminin eline düşerek ödemektedir. 

Altı Ok, ulusal devrimci pratiğimizin ürünüdür, ancak aynı zamanda uluslararası bir programdır. “ 

*** 

Doğu Perinçek, Kemalist Devrim serisinin üçüncü kitabı olan Altı Ok’un birinci baskısının önsözünde bunarı söylemiş... 

Şimdi de Altı Ok’u partisinin programı yaptı ve yola devam ediyor. 

Vatan Partisi’nin Altı Ok’u sahiplenmesinin nedeni, bu kitapta üç yıl önce gayet net bir şekilde anlatılmış... 

Kesinlikle tavsiye ederim. 

ALTI OK 

Kemalist Devrim-3 

Türü: Araştırma, inceleme 

Yazan: Doğu Perinçek 

Yayınevi: Kaynak Yayınları 

5. baskı tarihi: 2014, Kasım 

Sayfa sayısı: 122 

Fiyatı: 8 lira