9 Martçılar’a selam!

Arkadaşımız Yıldırım Koç, “9 Martçılar’ın programı”nı hatırlattı. (Aydınlık, 6 Mart 2018) “12 Mart Darbesi’nin üzerinden 47 yıl geçti. Nedense 12 Mart Darbesi’nin esas nedeni olan 9 Mart girişimi konusunda fazla bir çalışma yapılmadı. 9 Martçılar’ın Anayasa taslağı da tartışılmadı” diye yazdı. Tümgeneral Celil Gürkan’ın “12 Mart’a Beş Kala” adlı kitabında yayımladığı 9 Martçılar’ın anayasa taslağına dikkat çekti.

Koç’un “12 Mart Darbesi’nin asıl nedeni, 9 Mart girişimidir” demesi önemlidir. Hadi oradan devam edelim.

12 Mart 1971 askeri müdahalesinden önce yaşanan sürecin en kritik tarihi 9 Mart’tı. 12 Mart, bir bakıma 9 Mart’ta yapılması planlanan darbeye karşı yapıldı ve Kemalist subayları hedef aldı.

KİMDİR BU 9 MARTÇILAR?

9 Martçılar, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde İttihat ve Terakki’den beri süregelen Jakoben geleneğin temsilcileriydiler. 9 Martçılar 1970’li yılların başından itibaren, bazı sol grup ve örgütlerle ilişkiye geçtiler. Bu gruplarla darbenin sivil örgütleri olarak toplantılar yapıldı, faaliyet yürütüldü.

AYDIN KIRIŞOĞLU

Mürted Dördüncü Ana Jet Üs Komutanı Hava Tuğgeneral Aydın Kırışoğlu, 9 Martçı devrimci subayların en sevdiği komutandı. Hava Kuvvetleri’nde 9 Martçıların beyniydi. İlhan Selçuk’a göre “9 Mart’ı başlatan Kırışoğlu’dur.” Uğur Mumcu ise “General Kırışoğlu, son nefesine kadar devrimci inançlarını korudu” der.

Aydın Kırışoğlu’nun kızı, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Prof. Dr. Tülin Oygür’dür. 44 yaşında kanserden yaşamını yitiren bu devrimci generali anlatan kitabımın, yakında Kaynak Yayınları’ndan çıkacağını belirteyim. Aydın Kırışoğlu’nun ölümü için 9 Martçılar arasında yaygın bir söz vardır: “9 Mart kansere yenildi” derler!

YÖN- DEVRİM

9 Martçıların ideolojik kaynağını Yön-Devrim çizgisi belirliyordu. Doğan Avcıoğlu’nun “Türkiye’nin Düzeni” ve “Devrim Üzerine” kitapları TSK kantinlerinde deyim yerindeyse “peynir ekmek gibi” satıldığı günlerdi.

27 Mayıs’ı tekrar edecek sol bir darbe beklentisi vardı ve bu, bazı devrimci örgütleri geniş ölçüde etkiliyordu. Öyle ki, 12 Mart darbesi tamamen “sol” hava içinde geldi. Süleyman Demirel’e muhtıra vermiş, Adalet Partisi’ni iktidardan uzaklaştırmış, bir takım reformlar yapacağını söyleyen “11’ler”i kabineye almış olan 12 Martçıların gerçek yüzü hemen anlaşılamadı. Deyim yerindeyse 9 Martçılarla 12 Martçılar birbirine karıştırıldı!

Darbe tarihi 9 Mart’tı. Darbeciler bütün hazırlıklarını yapmışlardı. Çıkarılacak Anayasa bile hazırlanmıştı. “Devrim”in Bakanlar Kurulu bile belirlenmiş, bazı gençlik liderleri, kendilerini olası kabinenin üyesi olarak görür olmuşlardı. Oysa bırakın bakan olmak, Devrim Konseyi’nde sivil bile olmayacaktı!

AMERİKANCILAR DA HAZIRDI

9 Mart’ta kartlar ortaya döküldü. Unutulan Ordu içindeki diğer klikti. Onlar da hazırlıklıydı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, 3 Mart Çarşamba günü, iki bin civarında subayı toplamış ve şöyle sesleniyordu:

“Sosyal uyanış, ekonomik gelişmenin önüne geçti. Türkiye hiçbir zaman sokağa bırakılamaz. Durum vahim değildir. Her şeyi biliyoruz, hazırız ve ne yapılacaksa biz yapacağız.”

VE YAPTILAR!

TSK içinde Kemalist subaylara karşı büyük bir kıyım yapıldı. Emekli Hakim Albay Emin Değer’in dikkat çektiği gibi Amerikalıların ünlü Dickson Raporu, ilk kez 12 Mart döneminde hayata geçirildi. Ve bu son olmayacaktı. Ordu içinde Kemalistlere karşı ikinci büyük kıyım 12 Eylül döneminde bir kez daha tekrarlanacaktı. Yakın tarihte yaşadığımız Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Amirallere Suikast, İsteanbul ve İzmir Askeri Casusluk ve benzeri kumpas davalarda gene asıl hedef milli ordu olacaktı. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bu büyük devrimci ideolojiyi, Kemalizmi yok etmek mümkün olmayacaktı.