ABD para yakmaya başlıyor

20 Nisan 2022 tarihi itibariyle ABD Merkez Bankası FED bilançosu büyüklüğü 8 trilyon 955 milyar 851 milyon doları buldu. Yuvarlak hesap 9 trilyon dolar. ABD 2021 yılsonu GSYH 22 trilyon 939 milyar dolar. FED bilançosunun GSYH’ya oranı yüzde 39. ABD’nin 2008 yılı GSYH ise 14 trilyon 700 milyar dolar. 10 Eylül 2008 tarihi itibariyle FED bilanço büyüklüğü ise 925 milyar dolar. FED bilanço büyüklüğünün ABD GSYH’sına oranı ise yüzde 6.

Oran yüzde 6’dan yüzde 39’a çıkmış. Neredeyse her yıl ürettiğinin yarısı kadar ortaya para veriliyor.

Bir de Türkiye Merkez Bankası bilanço büyüklüğü analizi yapalım. Merkez Bankası 2021 yıl sonu bilanço büyüklüğü 1 trilyon 636 milyar 373 milyon TL. 31.12.2021 dolar kuru 12,9775. Dolara dönersek; 1.636.373 / 12,9775 = 126 milyar 093 milyon dolar. Türkiye 2021 yıl sonu itibariyle GSYH’sı ise 795 milyar 950 milyon dolar. 126.093/795.950 = yüzde 16.

Sonuç olarak; ABD’nin dağıttığı para, Türkiye’nin dağıttığı paranın 2,5 katı büyüklüğünde. Dünya krizi derinleştikçe, devletler bu krizin çözümü olarak daha çok para basarak bu paraları sisteme dağıtmayı çözüm olarak benimsediler.

Aslında, para basarak sistemi rahatlatmak ve ekonominin dönmesini sağlamak yanlış bir uygulama değil. Sonuçta eskilerden örnek vermek gerekirse; tulumba hava yapmıştır, yukarıdan biraz su verilirse hava boşluğu alınacak, tulumba tekrar su basmaya başlayacaktır. Bu örnek, para basma yöntemini anlatmak için çok uygun bir örnektir. Ama tulumba çok az yerde kalmakla birlikte, esas olarak hayatımızdan çıktı. Örneği anlayabilen için çok anlamlıdır.

DAĞITIMI, KUMAR MASALARINA

Burada para dağıtılırken yapılan çok önemli. ABD’nin para dağıtma yöntemine bakarsak; çok öz bir şekilde ABD’nin ağırlıklı olarak kumar masalarına parayı dağıttığını görürüz. Kumar masalarından kastım; borsalar, kripto paralar, aklınıza gelen her türlü türev ürün. Tabi bu arada mortgage denilen konut kredilerini de unutmamak gerek. Sonuç gereğinden fazla şişmiş bilançolar, ortada dolaşan trilyonlarca dolar nakit para, kaydi para oluşturma yöntemiyle havada uçuşan paralar. Doğal olarak bu sonunda enflasyona yol açan gelişmeleri tetiklemek zorunda kalıyor.

ABD FED, panik halinde Mayıs ayından itibaren ayda şimdilik 95 milyar dolar yakacağını (yok edeceğini) açıkladı. Faiz yükseltmeyi burada anlatmaya gerek yok. Şimdilik piyasalar denen kumar makinalarının başındakiler bu para bolluğunun son hamlelerini, son kârlarını yakalamaya çalışıyor. Bu ara çok moda bir deyim var. “Geliyor gelmekte olan.” Herkese göre farklı bir anlam ifade ediyor. Bence de emperyalist sistemin sonunun geldiği anlamını ifade ediyor. Yaşayıp göreceğiz, “Halep uzaksa, arşın yakın” Hele bir de yarın Fransa’da Marine Le Pen kazanırsa o zaman “gelmekte olan” epey yakınlaşacak.

DOĞRU DAĞITMAZSANIZ TOPLAMAK ÇOK ZORDUR

Türkiye’deki para dağıtımına gelince; dağıtılan paraların bir kısmının kumarhaneye doğru gittiği çok açık. Dünya çok ciddi kriz içinde. Türkiye de bu krizden nasibini alıyor. Fiyat artışları, halkın alım gücünü önemli ölçüde yıpratıyor. Ama menkul kıymetler borsası rekor üzerine rekor kırıyor. Yeni yeni şirketler borsaya açılıyor. Bizim kumarhanenin performansı da fena değil. Paraların önemli bir kısmı ise başı sonu gelmeyen teşviklere gidiyor. Selektif sektörler vb. gibi bir takım kriterler para dağıtım mekanizmasının yönünü belirlemeye çalışıyor.

Evet, dünyada olduğu gibi biz de zor günlerden geçiyoruz. Evet, piyasaları rahatlatmak için para dağıtılması operasyonu doğru hamledir. Ama parayı eğer doğru dağıtmazsanız, bu dağıtılan parayı geri toplamak çok zordur. Parayı sürdürülebilir ekonomi kurallarına göre ve doğru yerlere aktarır, üretimi arttırırsanız parasal genişleme size çok ciddi faydalar getirir. Ama bastığınız para kumarhaneye gidiyorsa, bastığınız para üretim arttırma yerine fuzuli ihracat yatırımlarına doğru akıyorsa, bu paralar 2023 seçimleri yaklaşırken ortalıkta söndürülmesi çok zor ateş topuna dönüşebilir.

EN DOĞRU TERCİH

Kamu yatırımları böyle zamanlarda yapılabilecek en doğru tercihtir. Kanıtı mı? 1930’lar. Türkiye tüm emperyalist sistem işsizlikten kavrulurken dünyanın en hızlı büyüyen 2 ülkesinden biriydi. Fazla söze gerek yok. Mustafa Kemal’in başbakanlarından ve 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’dan 1936 yılında, İktisat Vekili iken tarihi sözler ekonomik krizden çıkış formülünü veriyor.

“Milletin muhtaç olduğu refahı bazı özel girişimlere ve bu girişimlerin dayandığı sermayeye bırakmak gerekirse en az iki yüzyıl daha beklemekliğimiz gerekir.”