ABD Suriye’de neyi kovalıyor
ABD, Suriye’de yürüttüğü vekâlet savaşından istediği sonuçları alamadı. Ayrıca Suriye savaş sahnesi küresel düzeyde ABD’nin gerçek yüzünü yansıtan ayna oldu. Devletlerin çoğu PKK ve IŞİD’in ABD politikalarının kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıktığını anladı. Ama ABD’yi doğrudan karşılarına almamak için bu konuyu açıkça dile getirmiyorlar... Bazı ülkeler de kendi genel Kürt politikaları doğrultusunda sessiz kalmayı tercih ediyor. Irak’tan sonra Suriye’de yaşananlar ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana pompaladığı, kültürel ve ahlaki üstünlük iddialarına kesin olarak nokta koydu. Dünyanın gözünde ABD artık zorbalıktan beslenen, terörle iç içe geçen, hukuk tanımayan, vahşi ve zalim bir devlet!
ESAT GİTSEYDİ NE OLURDU?
ABD’nin Beşar Esat’ı devirme çabaları hüsranla sonuçlandı. Jeopolitik ile nefes alan bir devlet olağan koşullarda kişileri hedef almaz. Ama bilir ki özel durumlarda kişi araçtır; onu devirmeden askeri ve siyasi hedeflere, yani amaca ulaşılmaz! Miloseviç gitti; Yugoslavya dağıldı, ortaya nur topu (!) gibi 7 devlet çıktı. Saddam Hüseyin gitti, Irak paramparça oldu. Kaddafi gitti, Libya çöktü; çökerken ABD ve Fransa tarafından yağmalandı. Esat gittiği takdirde, Suriye’nin birlik ve bütünlüğünü muhafaza edemeyeceğini ABD çok iyi biliyordu. Aynı gerçeği Rusya da görüyordu. Biri yıkmak, diğeri tutmak için çaba sarf etti. Bu yalın gerçeği göremeyenler, Esat yıkıldığı takdirde kendi bindikleri dalın da düşeceğinin farkında bile değildi. Suriye’de başlangıçta Esat’a ön yargı ile bakanlar bile yaşanan süreç sonunda fikir değiştirdi. Suriye’nin birlik ve bütünlüğü için başka bir çare olmadığını yaşayarak öğrendiler. Suriye halkı Esat etrafında kenetlendi.
ABD NEYİ HEDEFLİYOR?
Mevcut durumda ABD’nin Suriye’de üç hedef gözettiği anlaşılıyor: İran’a müzahir askeri ve milis unsurların bütünüyle Suriye’den çekilmesini sağlamak! Suriye’nin hidrokarbon kaynaklarını ABD’nin dev enerji şirketlerine yönlendirmek! Siyasi çözüm sürecinde Suriye’ye bölücü bir anayasa dayatarak, Kuzey Suriye’de en azından geniş bir özerkliğe sahip PKK devletçiği kurmak!
İran, Suriye’nin daveti ile bu ülkede faaliyet gösteriyor. Rusya ile İsrail’in, İran konusunda pazarlık yaptıkları basında yer aldı. Ancak Suriye’nin böyle bir kırılmaya izin vermesi çok uzak bir ihtimal olarak görülüyor. Zaten düşen Rus uçağı, Rusya-İsrail ilişkilerinde büyük bir gerilime neden oldu. Eğer hukuk dışı bir eylem varsa bunu ABD’nin Kuzey Suriye’de tesis ettiği 15’in üzerinde askeri üste görebiliriz. ABD’nin Suriye’de konuşlanması için uluslararası düzeyde kabul edilebilir hiçbir gerekçe yok!
Hidrokarbon kaynaklarına el koymak için ABD, Suriye’deki istikrarsızlık ve çatışmaları özellikle körüklüyor. Çünkü Suriye’nin diğer bölgelerinde sorunlar çözüldüğü takdirde Fırat’ın doğusunda ciddi bir hesaplaşmanın başlayacağını biliyor. Bu süreyi mümkün olduğu kadar erteleyerek, hem PKK’nın durumunu güçlendiriyor hem de ABD şirketleri için uygun koşulları oluşturuyor. El altından PKK’yı da kullanarak IŞİD’e silah ve cephane naklediyor. İdlib ve güneydeki kendine müzahir terör unsurlarını her fırsatta destekliyor. El Tanf bölgesinde ABD Özel Kuvvetleri teröristleri eğitiyor. Aslında ABD, Suriye’nin güneyini de denetimi altına almak istiyordu. Ama Suriye ordusu elini çabuk tutarak, ABD’nin hava saldırılarına rağmen yüksek hızdaki bir harekât ile Irak sınırına ulaştı. Irak Silahlı Kuvvetleri ile Suriye ordusu arasında sıkışan teröristler tutunamayarak dağıldı.
ABD, aynı zamanda Cenevre sürecini sulandırarak Suriye’de kalış süresini uzatmak, çeşitli taktiklerle Suriye’ye adem-i merkezi bir anayasa dayatmak için çalışmalar yapıyor. Bu maksatla ortaya tuzak taslaklar koyuyor. Siyasi çözüm sözlerinin arkasında gerçekte her ülkenin kendine göre hedefleri var! Bu nedenle muhtelif ülkelerin siyasi çözümleri birbirinden kesin çizgilerle ayrılıyor. Suriye’nin orta vadede en az üç özerk bölgeye ayrılmasını hedefleyen ABD, İsrail’in bu arzusuna uygun düşecek bir anayasa peşinde!
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
ABD’nin kalış süresini kısaltmak için İdlib sorununun bir an önce çözülmesi gerekiyor. Bu sorun çözüldüğü takdirde, Suriye ordusunun, Rusya ve İran’ın da desteği ile kuvvet çoğunluğu ile Fırat’ın doğusuna yöneleceği anlaşılıyor. Bu durumda ABD siyasi çözüm talep edecek, adres olarak Cenevre ve BM’yi gösterecektir. ABD bu alanda ipe un serecek, oyalama taktikleri ile süreci uzatacak, Astana ortaklarını Kuzey Suriye’de belirlediği statüyü kabule zorlayacaktır. Türkiye, Rusya, İran, Irak ve Suriye ortak bir çıkış stratejisi saptayamazsa, ABD’nin Suriye’deki kalış süresi uzar.