ABD-Taliban ilişkileri ve güncel saflaşma
1979’da Sovyetler Birliği (SB), Afganistan’ı işgal etti. Sovyet işgaline karşı CIA Afganistan'ı “cihatçılık” fideliği haline getirdi. Dünyanın dört bir tarafından onbinlerce kişiyi “Komünizme karşı cihat” bahanesiye ABD’nin Yeşil Kuşak projesinde görevlendirmek üzere Afganistan'da kurulan terör kamplarında eğittiler. Sovyetler Birliği, yıkılmadan kısa bir süre önce 1989’da Afganistan'dan çekildi. Ülke bundan sonra “cihatçı” grupların birbirleriyle savaş alanına döndü. 1990’lı yıllarda CIA bu grupları kullanarak Orta Asya cumhuriyetleri ve Rusya ile Çin’de terör eylemleri yaptırdı. Şangay İşbirliği Örgütü buna karşı kuruldu.
TALİBAN’IN İLERLEMESİ
Ama bu arada, ülkenin değişik bölümlerini kontrol eden farklı gruplar ortaya çıktı. CIA’nın uyuşturucu ekonomisi ile finanse ettiği savaş ağalarının kontrolündeki bu gruplar Afgan halkına yıllar boyunca kan kusturdu. Afganistan’daki Peştun nüfusa dayanan Taliban ise, başlangıçta halka zulüm uygulayan savaş ağalarına karşı sert cezalandırmalar uyguladı ve kurtarıcı olarak sahneye çıktı.
ABD ilk başlarda, Vahabi ideolojisi ve Şiilik karşıtı konumlanışı nedeniyle İran’a karşı Taliban’ı destekledi. Pakistan ise Soğuk Savaş boyunca, Sovyetler’in müttefiği olan Hindistan’a karşı ABD ile ortaktı. 1962 Çin-Hindistan savaşından sonra ve özellikle 1970’lerden itibaren Pakistan, Çin ile yakınlaştı. Çin’in katkısıyla, Pakistan nükleer güç haline geldi.
1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından saflar yeniden oluştu. ABD, Pakistan’ın nükleer güç sahibi olmasına karşıydı. Pakistan’a askeri ambargo uyguladı ve daha önce SB’nin müttefiği olan Hindistan ile yakınlaştı. Hindistan-Batı ittifakına karşılık Pakistan ise Çin ile ilişkilerinin seviyesini yükseltti. Daha önce Amerikan askeri yardımı ve teknolojisine bağımlı olan Pakistan, zaman içinde bundan kurtuldu.
EŞZAMANLI ŞEYTANLAŞTIRMA
1990’lı yılların ikinci yarısında Afganistan’da iktidarı ele geçiren Taliban’ın arkasında esasen Pakistan bulunuyordu. ABD, Çin ile yakınlaşan Pakistan’a karşı nükleer program gerekçesiyle askeri yaptırımlar gündeme getirdi. Başlangıçta Taliban’ı destekleyen ABD, bu gelişmelere paralel olarak 1997 yılından itibaren bu politikasını sona erdirdi. Taliban, artık ABD çıkarları önünde engel olarak görülüyordu. Taliban’a yönelik şeytanlaştırma propagandası bundan sonra başladı. Bu durum Çin’in Pakistan üzerinden, Taliban ile ilişki kurmasını kolaylaştırdı.
BOP HARİTASINDAKİ FREE BELUCİSTAN
Ve 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra, Taliban’ın baş düşman ilan edilmesine gelindi. 2001 yılında ABD’nin Afganistan’ı işgaliyle başlayan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) harekatının hedefi Ön Asya’da 22 ülkenin sınır ve rejimlerini değiştirmekti. Emekli Albay Ralph Peters’in meşhur BOP haritasında birçok devlet parçalanmış olarak tasvir edilmişti. Bunlardan sadece ikisi “free” yani “özgür” sıfatıyla tanımlanmıştı: “Özgür Kürdistan” ve “Özgür Belucistan”. ABD, Afganistan, İran ve Pakistan’ı parçalayarak bizdeki İkinci İsrail devletine benzer bir şekilde, bölge ülkeleri arasındaki ekonomik ve siyasi bütünleşmeyi önleyecek ABD kuklası tampon bir devlet yaratmayı amaçladı.
Çin ile Pakistan arasında ilişkilerin günümüzdeki seviyesini yansıtan en önemli ortaklık projesi olan Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru, işte bu BOP haritasındaki muhayyel Belucistan’ın bitiş noktası olan Gwadar limanını Pakistan’dan koparıyordu.
ABD’nin işgaliyle birlikte Beluci ayrılıkçılar, CIA tarafından Afganistan’da güçlendirildi. Belucistan Kurtuluş Ordusu adlı örgüt, Afganistan üzerinden Pakistan’a yönelik terörist saldırılar düzenledi. İran’daki Beluci nüfus içinde örgütlenen Cundullah ile Pakistan’daki Beluci ayrılıkçılara dayanan Pakistan Cundullahı da Afganistan’da CIA tarafından beslenen örgütler oldu.
DOĞU TÜRKİSTAN İSLAMİ HAREKETİ
CIA’nın, Afganistan işgalinin ardından palazlandırdığı bir başka örgüt, Çin’in Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde ayrılıkçı terör eylemleri düzenleyen Doğu Türkistan İslami Hareketi (DTİH). Şimdiki adıyla Türkistan İslam Partisi (TİP), 2001’den sonra CIA’nın sağladığı imkanlarla Çin’e yönelik terör eylemlerinin çapını büyüttü. Dahası bu örgüte bağlı militanlar, CIA ve ABD Özel Operasyonlar Komutanlığı’nın (SOCOM) hizmetinde bölge ötesi bir kimlik kazandırılarak Suriye’de savaşa sokuldu. 21 Eylül 2020 tarihli BM Güvenlik Konseyi raporuna göre TİP/DTİH, Badakşan, Faryab, Kabil ve Nuristan eyaletlerinde etkin. Ayrıca Kunduz ve Takhar illerinde güçlü bir varlığa sahip. Yanı sıra Paktika ilinde de dini liderlerinin bulunduğu bildiriliyor.
MAYMUNCUK IŞİD
CIA’nın Suriye’yi bölmek ve Irak’ın bölünmüşlüğünü pekiştirmek için imal ettiği bir örgüt olan IŞİD, Suriye ve Irak’ta Türkiye, Irak, İran ve Rusya ortaklığıyla devre dışı bırakıldıktan sonra dünyanın başka yerlerinde hortladı! Dünyanın değişik bölgelerinde IŞİD adına eylemler düzenlenmeye başladı. Filipinler ve Endonezya gibi güney Asya’daki ülkelerden Afrika’dakilere kadar birçok ülkede ABD çıkarlarına uygun bir ortam yaratmak üzere CIA/SOCOM marifetiyle IŞİD adı altında terör eylemleri düzenlendi. IŞİD’in Horasan şubesi de aynı dönemde Afganistan’da ortaya çıktı. BM Güvenlik Konseyi Raporu’na göre, örgütün Nuristan, Badghis, Sari Pul, Baghlan, Badakşan, Kunduz and Kabil eyaletlerinde uyuyan hücreleri bulunuyor.
BUGÜNKÜ SAFLAŞMAYI ANLAMAK
Bugün Afganistan’da bölge ülkeleri ve tüm dünya için güncel tehdit, yukarıda sıralanan ABD’ye bağlı kuvvetlerden geliyor. Taliban ile ABD arasındaki mücadelenin nedenlerini anlamak için bu arka planı bilmek ve güncel saflaşmayı doğru belirlemek gerekiyor. ABD yenilip Afganistan’dan kaçarken, Taliban’ın mevcut koşullarda iktidar olabilmesi, bölge ülkelerinin hassasiyetlerini dikkate almasına ve halk nezdinde meşruiyet yaratabilmesi için daha önceki aşrılıkçı uygulamalardan vazgeçmesine bağlı olacak.