ABD’nin AKP hesabı

Türkiye ABD açısından önemli. “2. İsrail” (Kürdistan) hayalinin hayata geçmesi için Türkiye’nin ikna edilmesi (!) şart. “2. İsrail”in finansmanını sağlamak ve bölgede çıkarılan petrolün Akdeniz’e ulaştırılması için Türkiye’nin bertaraf edilmesi gerekiyor.
2002’de AKP iktidara taşınırken büyük umutlar bağlanılmıştı. FETÖ’nün büyütülmesi, “PKK’nın iktidara ortak edilmesi” için uygulamaya konulan “açılım”, Barzani’yle özel ilişki, Suriye operasyonu için sınırlarımızın terör gruplarına açılması...
Her şey “iyi” giderken, Türkiye’nin mecburiyetleri devreye girdi.
ARA AÇILDI
Türkiye’nin mecburiyetleri ABD’nin hesaplarını bozdu. Geçmişte AKP’yle sürdürülen projeler krize girdi. Bunun üzerine ABD, FETÖ ve PKK’yla birlikte “operasyon” yapmaya kalkınca, hesaplar iyice karıştı.
İşleri yeniden rayına sokma amacıyla yapılan tehdit ve şantajlar da ters tepti. Rusya, Çin ile İran’ın da topa girmesiyle, Türkiye’ye “çıkış yolu” açıldı.
ABD’nin bütün planlarını altüst eden, “Astana ve Soçi süreci” başladı.
ABD AKP’Yİ DE ÇİZDİ Mİ?
ABD’nin Erdoğan’la arası açık. Pek de düzeleceğe benzemiyor. Kulislere yansıyan bilgilere göre, Erdoğan da durumun farkında. ABD’nin kendisinden kurtulmak için her yolu deneyeceğini biliyor.
Peki, Erdoğan’ı çizen ABD, AKP’yi de çizdi mi?
İşte orası biraz karışık!
ABD’DEKİ TÜRKİYE MASASI
Gelen bilgilere bakılırsa, ABD’deki Türkiye masası, hem AKP dışında hem de AKP içinde fazla mesaide. Muhalefetle yoğun mesai yapsa da onlarla bir yere gidebileceğini düşünmüyor. “Muhalefet uzağımızda değil yakınımızda durması lazım” anlayışıyla hareket ediyor.
Türkiye’deki resmi ve gayriresmi elemanlar yoğun bir çalışma yürütüyor. ABD Adana Konsolosluğu elemanları Çukurova, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde alan çalışması yaparken, İstanbul Konsolosluğu elemanları Marmara bölgesinde, Ankara’daki merkeze bağlı elemanlar da Ege, Batı Akdeniz, Karadeniz ve İç Anadolu’da faaliyette.
AKP il ve ilçe kongrelerini bile yakın takibe almışlar.
SARRAF DAVASI
Rıza Sarraf itirafçı ve işbirlikçi oldu. Sızan bilgilere göre aralarında Erdoğan’a yakı isimlerin de bulunduğu 250’ye yakın isim vermiş.
ABD’de görülen davada Hakan Atilla’yla ilgili karar aşamasına gelindi. Ama her şey bitmiş değil. Dosyaya giren bilgiler üzerinden yeni davaların açılması gündemde. ABD’de Türkçede çok kullanılan, “Turpun büyüğü heybede” sözüne atıf yapılıyor.
ABD’nin, “Erdoğan’ı tasfiye edip kendi adamlarının önünü açma” stratejisi sürüyor.
İngiltere’de yapılan gizli toplantılar da bunu doğruluyor. Derinden bir çalışma yapıldığı artık herkesin bildiği bir sır.
ABD, AKP’DEN VAZGEÇMİŞ DEĞİL
ABD, Erdoğan’dan vazgeçse de AKP’den vazgeçmiş değil. Gönüllerinde “Erdoğan’sız AKP” var.
ABD’li diplomatlar (!), Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan... gibi isimlerin etkili olduğu bir AKP için fırsat kolladıklarını da saklamıyorlar.
Ruslar da durumun farkında. ABD’nin AKP içindeki çalışmalarını biliyorlar. İranlı bölge uzmanları da benzer bilgilere sahip. ABD’nin asıl hedefinin “AKP’yi ele geçirmek” olduğunu düşünüyorlar.
ABD’nin AKP üzerinde yoğunlaştığına ilişkin çok sayıda işaret var. Ama işi hiç de kolay değil. Hele 15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişiminden sonra!..
Köprülerin altından çok su aktı. Artık AKP tabanı da Amerika’yı tanıyor!
***
SOYLU’YA NE OLUYOR?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu son günlerde ilginç çıkışlarıyla gündemde. Önce Kılıçdaroğlu’na “Bittin sen” dedi. Arkasından da polislere uyuşturucu satıcılarına yönelik olarak “ayak kırma” talimatı verdi.
Sonra da “Suçu bana atın” diye konuştu.
Soylu’nun uyuşturucu konusundaki hassasiyeti önemli. Ama yasadışı talimatı bir tuhaf. İnşallah bu işin altından başka bir şey çıkmaz!..
İzliyoruz!..