ABD’nin borç krizinin baş nedeni açtığı savaşları

Dünyaya kaos saçan ABD, kendi evinde büyük bunalım yaşıyor. ABD Başkanı Joe Biden, Çin’i, Rusya’yı, Türkiye’yi bir yana bıraktı, Kongre'yi hükümetin borçlanma tavanını yükseltecek ve ABD'nin yıkıcı bir temerrüde düşmesini önleyecek anlaşmayı kabul etmeye çağırdı. Uzun çekişmelerden sonra Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerden müzakereciler 28 Mayıs günü bir anlaşmaya vardı. Böylece büyük bir skandalın eşiğinden dönüldü.
Anlaşma Kongre’den geçerse, ABD hükümeti Kasım 2024'te yapılacak başkanlık seçiminin sonrasına kadar borçlanmaya devam edebilecek.

DÜNYANIN EN BORÇLU ÜLKESİ ABD

Şubat 2023'te ABD’nin toplam borcu 31,4 trilyon dolardı. Bu tutar onu dünyanın en borçlu ülkesi yapıyor. Ama tek sorun burada değil, ABD Kongresi’nin koyduğu borç tavanı da 31,4 trilyon dolar. Eğer borç tavanı miktarı artırılmazsa, ABD hükümeti memur ücretleri dahil hiçbir harcamayı karşılayamayacak.
Borç tavanında yapılacak herhangi bir değişiklik için Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğun onayı gerekiyor. ABD hâkim sınıfları içindeki derin kamplaşma, Senato ve Temsilciler Meclisi’nde salt çoğunluğu sağlamayı imkânsız kılıyor. Bu nedenle, ABD sık sık “temerrüde düşme” tehlikesi atlatıyor.
Amerika'nın mevcut borç krizi Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki bağnazlıktan kaynaklanmıyor, ABD hazinesi dibi delik kazan gibi, her yıl bir trilyon dolar açık veriyor ve sürekli borçlanıyor. Borç tutarı, 2000 yılından beri ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasından fazla. 2020’de ise en yüksek oran olan yüzde 134’e ulaşıldı.
Gelişmiş kapitalist ülkelerden dış borcu GSYİH’den fazla olan ülkeler sırasıyla İngiltere, Fransa, Almanya, Japonya, İtalya, İspanya. Ancak ABD’nin borcu, bu 6 ülkenin borcunun toplamından bile fazla. (1)

ABD ‘YENİ HAÇLI SEFERİ’
İÇİN BORÇLANIYOR

Kapitalizmin kutbu ABD neden çılgınca borçlanıyor?
ABD’nin en köklü 7. Üniversitesi olan Brown Üniversitesi’nin Watson Enstitüsü’nün ABD’nin son 20 yıllık askeri harcamalarını derlediği raporuna göre, 2001 mali yılından 2022 mali yılına kadar ABD savaşlarının maliyeti, 8 trilyon dolar. (2)
Dile kolay 8 trilyon dolar! Türkiye’nin milli gelirinin 8 katı. Almanya ile Japonya’nın bir yılda ürettiği mal ve hizmetlerin toplamı kadar.
Bu müthiş para, ABD Savunma Bakanlığı’nın adlandırmasıyla "Yurtdışı Acil Durum Operasyonları" için harcanmış. Yani, Afganistan, Irak, Libya, Suriye, Yemen’e kan ve göz yaşı getirmek için. Yani, “Yeni Haçlı Seferi” için! Hatırlayalım: 2001 yılında George Bush, Afganistan saldırısını başlatırken “Bu haçlı seferi, terörizme karşı bu savaş biraz zaman alacak” demişti. (3)
Evet, biraz zaman aldı! 22 yıldır sürüyor. Bu saldırılarda Pentagon’un doğrudan harcamaları 2 trilyon 885 milyar dolar. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “Haçlı Seferi” için harcadığı miktar ise 189 milyar dolar. Bu nokta önemli. ABD emperyalist savaş makinesinin iki ayağından biri olan ABD Dışişleri ile içli dışlı olmak övünülecek bir meziyet sayılıyor. Tam da burada, şimdi Türk ekonomisinin başına getirilmek istenen Mehmet Şimşek’in bir zamanlar ABD Dışişleri’nden maaş aldığını unutmayınız!
Savaşın finansmanından nemalanan ise ünlü “finans kapital”: Bu harcamaları karşılamak için alınan borçlar için verilen faizin tutarı ise 1 trilyon 87 milyar dolar! Şeytan’a bakın: Hem yuvalarımızı yıkıyor hem de faizcilere bayram yaptırıyor.
ABD hükümetleri, Batı Asya’ya getirdiği yıkımın kendi içinde yaratacağı sorunları önlemek için İç Güvenlik Bakanlığı harcamalarını da rekor düzeyde artırmış. Savaş harcamalarının yaklaşık sekizde biri, ABD halkını denetim altına almak için kullanılmış. Hesaplanan miktar 1 trilyon 187 milyar dolar.
Watson Enstitüsü’nün hesaplamasında Ukrayna savaşının giderleri bulunmuyor. ABD resmi kaynaklarına göre, Ukrayna’daki neonazi iktidarı ayakta tutmak için bir buçuk yılda 115 milyar dolar sarf edilmiş. (4

YA İNSAN KAYBI

Watson Enstitüsü, sadece ABD’nin savaş harcamalarını hesaplamıyor, savaşlardaki can kaybının dökümünü de çıkarıyor. 15 Mart 2023’te açıklanan yeni rapora göre, son 20 yılda ABD’nin Haçlı Seferi’nin yol açtığı can kaybı toplam 937 bin kişi. Yaklaşık bir milyon kayıp içinde, “siviller ve direnişçiler”in toplamı 689 bin kişi.
ABD’nin askerî kaybı ise 15 bin 262 kişi.
Bu sayılar, resmi makamların kayıtlarına dayanılarak hazırlanıyor. Gerçek can kaybının bunun dört katı olduğu, yani dört milyon kişiye ulaştığı tahmin ediliyor. Raporun yazarı Oxford Üniversitesi Profesörü Neta Crawford, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Ancak, dolaylı ölüm olarak bilinen daha büyük bir bedel söz konusudur. Kesin sayıyı bilmek zor olsa da belki de bu sayının iki, üç ya da dört katı kadar insan yerinden edilme, güvenli içme suyuna, sağlık hizmetlerine ve önlenebilir hastalıklara erişimin yetersiz olması gibi dolaylı nedenlerden dolayı ölmüş olabilir.” (5)
Amerikalı sosyalist öğretim üyesi David Michael Smith'in yeni kitabı, Uçsuz Bucaksız Soykırımlar: Birleşik Devletler İmparatorluğu Tarihinde Toplu Katliamlar (New York: Monthly Review Press, 2023), ABD imparatorluğunun kuruluşundan itibaren 300 milyona yakın ölümden sorumlu olduğunu anlatıyor. (6)

ABD’DE SEÇKİNLERİN
İSYANI BAŞLADI

ABD’nin en saygın iktisatçılarından, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterlerinin danışmanlarından Columbia Üniversitesi Profesörü Jeffrey Sachs, 20 Mayıs’ta “Amerika'nın Savaşları ve Borç Krizi” başlıklı bir makale yayınladı. Amerikan entelektüellerinin ortaklaşa yayımladığı “Common Dreams - Ortak Düşler” web sitesinde yayınlan makale, ABD’nin askeri sinaî kompleksini topa tutuyor. Prof. Sachs gibi “oturaklı” bir ismin bu üslup ve bu açıklıkla yazması, yeni bir durumun habercisi.
Prof. Sachs, “Askeri-endüstriyel lobiyle yüzleşmek, Amerika'nın mali evini düzene sokmak için hayati önem taşıyan ilk adımdır. Borç krizini aşmak için Amerika'nın Washington'daki en güçlü lobi olan Askeri-Sınai Kompleksi beslemeyi bırakması gerekiyor.” (7) diyerek bayrak açıyor.
Prof. Sachs, ABD Başkanı Eisenhower'ın 17 Ocak 1961'de yaptığı Amerikan halkını ve devletini Askeri-Sinai Komplekse karşı uyardığı ünlü konuşmayı hatırlatarak, 2000 yılından bu yana süregelen Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve şimdi de Ukrayna'daki savaşları Amerikan silah tekellerinin zorladığını belirtiyor.
Prof. Sachs, borç sarmalından çıkmanın birinci adımının askeri harcamaları kısmak olduğunu kuvvetle belirtiyor: “Amerika'nın yıllık askeri harcamaları şu anda 900 milyar dolar civarında, dünya toplamının kabaca yüzde 40'ı ve sonraki 10 ülkenin toplamından daha fazla. ABD'nin 2022 yılındaki askeri harcamaları Çin'in üç katıdır. Kongre Bütçe Ofisi'ne göre, 2024-2033 yılları arasındaki askeri harcamalar, 10 trilyon 300 milyar dolar gibi şaşırtıcı bir rakama varacaktır. Amerika'nın tercih ettiği savaşları sona erdirerek, Amerika'nın dünya genelindeki 800 kadar askeri üssünün çoğunu kapatarak ve Çin ve Rusya ile yeni silah kontrol anlaşmaları müzakere ederek bu miktar dörtte bire indirilebilir.”
Ve askeri harcamaların artışının bir diğer nedenini şöyle açıklıyor: “ABD ayrıca önemli silah kontrol anlaşmalarını da tek taraflı olarak terk etmiştir. ABD 2002 yılında Anti-Balistik Füze Anlaşmasından tek taraflı olarak çekilmiştir. Askeri-Sınai Kompleks, ABD nükleer cephaneliğini ‘modernize etmek’ için 2030 yılına kadar 600 milyar dolardan fazla harcama planlarını Kongre'ye sattı.”
Prof. Sachs, Tayvan krizini kullanarak aşırı silahlanmaya karşı da kamuoyunu uyarıyor. Çin ile yapılacak bir savaşın ABD’yi iflas ettireceğini söylüyor.
‘ABD’NİN DOSTU OLMAK ÖLÜMCÜLDÜR!’
Prof. Sachs, ABD aydınlarının vicdanını da hareket geçiriyor: “Amerika'nın tercih ettiği savaşlar Amerika için korkunç olsa da Amerika'nın kurtardığını iddia ettiği ülkeler için çok daha büyük felaketler olmuştur. Savaş, ölüm ve yıkım devam ediyor. Henry Kissinger'ın meşhur sözünde olduğu gibi, ‘Amerika Birleşik Devletleri'nin düşmanı olmak tehlikeli olabilir ama dostu olmak ölümcüldür.’”
100 yaşındaki Kissinger’in bu vecizesi, ABD’nin dostu olmaya can atanların kulaklarına küpe olsun!

GÖRÜNEN KÖY!

Dolar hegemonyası koşullarında ABD’nin borçlanması, kendi harcamalarını ezilen ülkelere ödettirmek şeklinde gerçekleşiyordu. Bu nedenle borçlanmadan korkmuyordu. Ancak gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki atağı ve ABD emperyalizmine karşı silahlı mücadele ile kazanılan başarılar, durumu değiştirdi. Dünya ekonomisi içindeki payının küçülmesi, doların tahtının çatırdamasıyla ABD artık eski oyunu devam ettiremiyor.
Bu durum, ABD’nin yıkımını getiriyor. ABD’nin en etkin karar merkezlerinden Hoover Enstitüsü’nün kıdemli uzmanlarından, askeri tarihçi, Afganistan ve Irak saldırılarının en hararetli taraftarı Prof. Dr. Victor Davis Hanson paniğe kapılmış: “Terör saltanatımız iyi ki ivme kaybetmeye başladı, çünkü devam etmesi 247 yıllık Amerikan ilerlemesi ve fedakarlığının tüm eserlerini yok edecektir.” (8)
İnsanlığa karşı açtığı savaşlarla zenginleşen sömürgeci Amerika, yine o savaşlarla nihai çöküşe gidiyor. Amerikan emperyalizminin yıkılışı kaçınılmaz. Bilge atalarımızın dâhiyane deyişiyle: “Görünen köy kılavuz istemez!”

Kaynaklar
1. https://en.wikipedia.org/wiki /List_of_countries_by_external_debt
2. https://watson.brown.edu/costsofwar/figures/2021/BudgetaryCosts
3. https://www.wsj.com/articles/ SB1001020294332922160
4. https://usafacts.org/articles/how-much-money-has-the-us-given-ukraine-since-russias-invasion/
5. https://watson.brown.edu/costsofwar/figures/2021/WarDeathToll
6. https://covertactionmagazine.com/ tr/2023/05/30/u-s-empire-named-most-murderous-killing-machine-in-history/?mc
7. https://www.commondreams.org/opinion/military-spending-debt-crisis
8. https://amgreatness.com/2023/05/07/ the-impending-thermidor-reaction-in-jacobin-america/?utm