ABD’nin Tayvan fiyaskosu
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyaretinin yankıları sürüyor. Atılan başlıklara baktığımızda Fransa’nın Atlantikçi basınının savaş kışkırtıcılığı yaptığı görülüyor: “Nancy Pelosi'nin ziyareti: Çin, Tayvan'a karşı askeri saldırı başlattı.”, “Tayvan yakınlarında askeri manevralar: Çin tatbikatlara başlıyor ve kaslarını gösteriyor.”, "Tayvan: Çin askeri manevralarını başlattı, 'çoklu' füzeler ateşlendi.", “Tayvan'da kriz: Çin tanklarını konuşlandırıyor.”, “Taipei'ye göre Çin, Tayvan'a saldırı simülasyonu yapıyor.”...
Atlantikçi medya Rusya’nın Ukrayna operasyonunu örnek göstererek, Çin’in de Tayvan’a saldıracağı yaygarasını koparıyorlar. ABD, NATO’nun doğuya genişlemesi hedefiyle yaptığı Ukrayna kışkırtmasında, Avrupalı ortaklarını peşine takmayı başarmış ama Ukrayna’da yenilmişti. ABD’nin Tayvan kışkırtması karşısında egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmada kararlı bir tavır sergileyen Çin, ABD de dahil Batı’nın ağababalarının bulunduğu G7 ülkelerine geri adım attırdı.
ÇİN’İN KARARLI DURUŞU BATI’YA GERİ ADIM ATTIRDI
Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, Liberation gazetesine yaptığı açıklamada “Fransa, tek Çin politikasına bağlı kalıyor."”dedi. Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christofer Burger, “tek Çin” politikası doğrultusunda, “Almanya, sadece bir Çin hükümeti olduğunu ve Tayvan ile diplomatik ilişkileri olmadığını kabul ediyor.” dedi.
G7 ülkelerinin dışişleri bakanları da aynı doğrultuda ortak bir açıklamada bulundular: “Biz, Kanada, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İtalya, Japonya ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanları ve Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi olarak, Tayvan Boğazı'nda ve dünyanın geri kalanında hukukun üstünlüğü, barış ve istikrara dayalı uluslararası düzeni korumak için ortak kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. (…) Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) tarafından ilan edilen son tehdit edici faaliyetlerden, özellikle de gereksiz tırmanışa yol açabilecek canlı ateş manevralarından ve ekonomik baskı önlemlerinden endişe duyuyoruz. (…) G7 üyelerinin sırasıyla tek Çin politikaları, Tayvan konusundaki temel pozisyonları sabit kalmaktadır.”
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, “Gerginliği tırmanmasını istemiyoruz.” açıklamasında bulundu ve “gerginliğin diplomatik yolla çözülmesinden yana olduklarını” açıkladı.
BATI’NIN İKİYÜZLÜ TAYVAN POLİTİKASI
Ama diplomatik ilişkilerde “Tek Çin”i tanıyan Batı, BM kararına rağmen Tayvan ile gayri resmi askeri, ticari ve kültürel ilişkilerini devam ettiriyor silah satıyor, Tayvan’ın uluslararası kurum ve örgütlerde yer alması için çaba harcıyorlar. Paris’teki Tayvan temsilciliği bir büyükelçilik gibi çalışıyor. 2020’de Cumhurbaşkanı Macron Aix-en-Provence kentinde yine bir konsolosluk görevi yapan Tayvan temsilciliğinin açılmasına onay veriyor ve aynı yıl Tayvan’a 25 milyon avroluk silah satışı yapıyor.
MELANCHON: ABD’NİN PROVOKASYONU
Fransa’da kararlı tutum Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Lideri Jean-Luc Melenchon’dan geldi. Pelosi'nin Tayvan ziyaretini “ABD’nin bir provokasyonu” olarak değerlendiren Melenchon, “Tayvan, Çin'in kurtuluşundan bu yana gergin bir konu olmuştur. Ancak, 1965'ten beri Fransızlar ve General de Gaulle için, sadece tek Çin vardır ve Güvenlik Konseyi üyesidir. Tayvan, Çin'in ayrılmaz bir parçasıdır. Çinliler sorunu kendi aralarında çözecekler. Başka makul bir çıkış yolu yoktur.” açıklamasında bulundu.
Fransa'nın Çin büyükelçiliği, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “tek Çin politikasına sürekli desteği için” Melenchon’a teşekkür etti.
Melenchon daha önce de Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğunu savunmuştu. Ekim 2021'de Tayvan'ın uluslararası örgütlerin çalışmalarına katılımı lehine Fransız Ulusal Meclis'te bir karar önergesine karşı çıkmış ve “Çin ile soğuk savaşı” reddettiklerini açıklamıştı. BFMTV'de yaptığı açıklamada da “Çinliler Tayvan'ı işgal etme niyetinde değiller, ancak Tayvan kendisini bağımsız ilan ederse, o zaman Çin'in haklı olarak kırmızı çizginin aşıldığını düşünecektir.” demiş ve özellikle de adanın “BM tarafından tanınmadığının” altını çizmişti.
ATLANTİKÇİ SOLUN TUTUMU
Fakat Melenchon'un partisi Boyun Eğmeyen Fransa’nın başını çektiği "Sosyal ve Ekolojik Yeni Halk Birliği" (NUPES) içinde bulunan Yeşiller Partisi (EEVL) ve Sosyalist Partisi (PS) Tayvan konusunda da Atlantikçi tavırlarını sürdürdüler.
Yeşiller’in Genel Sekreteri Julien Bayou, Melanchon’a verdiği cevapta Tayvan’ın “Çin'e karşı özgürce hareket eden” bir ülke olduğunu ifade ederken, cumhurbaşkanlığı adayları Yannick Jado, “‘Tek Çin’ her şeyden önce ‘tek diktatörlük’tür ve Çin milliyetçiliğini, barbarlığını haklı çıkarmak için bir propaganda aracıdır.” açıklamasında bulundu. Atlantikçi Yeşiller Partisi yayımladıkları bildiride “Çin bir diktatörlüktür. Bu rejim Uygurlara yönelik soykırımı örgütlüyor ve Tibetliler gibi diğer halklara yönelik baskı uyguluyor, topraklarındaki insan haklarını her gün baltalıyor ve Tayvan'ı ve demokrasisini gayrimeşru bir şekilde tehdit ediyor.” deniliyor.
Bu bağlamda, Sosyalist Parti Başkanı Olivier Faure, “Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyareti sorgulanabilir.”, ancak “Tayvanlıların demokraside yaşama iradesi sorgulanamaz.” diyerek hem nalına hem de mıhına vuruyor.