Abdullah Gül'den çarpıcı açıklamalar

Mustafa Birol Güger / İstanbul

Shevardnadze'nin, "Türkiye, Cumhurbaşkanı Esad'a karşı savaşan Suriyeli isyancıları destekliyor. Peki, Esad iktidarda kaldığı takdirde onunla ilişkileri onarmaya hazır mısınız" sorusu üzerine Gül, " Bölgede barışa askeri araçlarla ulaşılamayacağı gerçeğini iyi biliyorum. Savaş yoluyla barışa ulaşılamaz ve sadece politik diyalog bizlere umut vaat edebilir. Şayet politik bir çözüm bulunursa, tüm taraflar onu kabul etmek durumundadır” dedi.

TÜRKİYE, ESAD’I DA İÇİNE ALAN BİR ÇÖZÜMÜ DESTEKLEYECEK

Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ı da içine alan siyasi bir çözüme yönelik mutabakat sağlandığı takdirde, Türkiye'nin de hiç şüphesiz bu çözümü destekleyeceğini ifade eden Gül, “ Bundan hoşlanır ya da hoşlanmazsınız, isteklerinize uygun ya da değildir fakat barış ve uzlaşı için tüm taraflar tavizler vermek durumunda kalacaktır” dedi.

Shevardnadze'nin, "O halde Türkiye’nin, Suriye ile ilişkileri geliştirmeye ve Cumhurbaşkanı Beşar Esad iktidarda kaldığı takdirde onunla diyalog başlatmaya istekli mi olacağını söylüyorsunuz?" sorusu üzerine Gül, "Benim bakış açıma göre, uzlaşma koşulları sağlanır ve bu durumu politik bir çözüm takip ederse Türkiye bunu destekleyecektir... Bizler, tüm tarafları az ya da çok tatmin edebilecek bir çözümü şekillendirebilmeye muktediriz. O halde, Türkiye [böylesi bir çözüme] hayır demeyecektir” dedi.

ÖSO, SURİYE ORDUSU İLE KARŞILAŞIRSA NE OLACAK?

Shevardnadze'nin, Türkiye'nin müttefiki olan Özgür Suriye Ordusu'nun sahada Suriye Ordusu'yla karşılaşması durumunda, Türkiye'nin tutumunun ne olacağına ilişkin soru üzerine Gül, “Türkiye, Suriye'de bir savaş yürütmüyor. Türkiye, Suriye devlet güçleriyle savaş halinde değil. Türkiye milyonlarca mülteci için sınırda bir güvenli bölge yaratmak istiyor. Bizler sadece Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehditlere karşı korunmaya çalışıyoruz" dedi.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ayrıca, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki ayrılıkçı Kürt gruplara yönelik mücadelesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu bağlamda, Türkiye'nin ABD’ye rağmen, Suriye'de otonomi peşinde olan Kürt güçleriyle mücadeleye devam edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Gül, "Türkiye dünyaya yönelik tehdit teşkil eden herhangi bir terör örgütüyle mücadeleye daima hazırdır. Gördüğünüz gibi bu mücadeleye öncülük ediyoruz. Fakat tabii ki uluslararası koalisyon, Rusya ve diğer ülkelerle de işbirliği yapmaya da kararlıyız. Suriye ile sınır komşusu olduğumuz için diğer ülkelerden daha fazla tehdit altındayız” dedi.

SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGILIYIZ

Shevardnadze’nin değindiği önemli başlıklardan biri de ‘Fırat Kalkanı’ harekâtının askeri ve politik hedefleri oldu. Türk Ordusu’nun harekât kapsamında Halep'e ilerleyip ilerlemeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Gül, "Türkiye toprak kazanmak peşinde değil. Suriye'nin mevcut yasal sınırlarını tanıyoruz. Sınırları yeniden dizayn etmek ya da toprak kazanmak gibi bir durum söz konusu değil. Türkiye'nin tek hedefi terör gruplarının Türkiye sınırında kontrol sağlamalarını engellemektir. " dedi.

Suriye’deki iç savaşın başlangıcından bu yana meşru hükümete yönelik terör eylemlerine iştirak eden gruplara yönelik de açıklamalar yapan Gül, ülkede istikrar sağlandığı takdirde terör gruplarının içinde bir kırılma yaşanacağını; militan sayısı azalan terör örgütlerine karşı mücadelenin daha kolay hale geleceğini vurguladı.

TÜRKLER PUTİN’E MİNNETTAR

Shevardnadze'nin, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, "Türkiye'nin NATO üyeliği mercek altına alınmalı" sözlerini hatırlatması üzerine Gül, "Sanırım yanılıyorsunuz, ben Kerry'den böyle bir tehdit ya da söz duymadım. Türk medyasında da bu tarz bir haber yer almadı dedi." Fakat Shevardnadze söyleminde ısrar ederek Gül’e, "Kerry bu sözleri söyledi, Batı medyası da bu yoruma yer verdi, şimdi sizler de konudan haberdarsınız; o halde, bu tür tehditlere ilişkin düşünceleriniz nelerdir" şeklinde bir soru yöneltti. Bu soruya cevaben Gül, "Türkiye'de çeşitli kesimlerin de NATO'ya ilişkin seçim ve düşünceleri mevcut. Fakat gerçeklere bakmalıyız. ABD ve Avrupalılar darbe sonrası Türklerle dayanışma içinde olmadı. Batı'nın tavrı bizi hayal kırıklığına uğrattı. [Buna karşın] Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin Türkiye Cumhuriyeti ve Türklere kesin ve net olarak desteğini sundu. Türkler Putin'e duruşu için minnettardır" dedi.