ABD’ye ambargo

İran’a ambargo, tek başına bir olay değil. ABD, dünyaya savaş açmış bulunuyor.
İran’a ambargo.
İran’a ambargoya uymayanlara yaptırım tehditleri.
Suriye ve Irak’ı hedef alan, "Kürdistan" amaçlı savaş, işgal, iç savaş ve bölme girişimleri.
İsrail ile birlikte Filistin devletine ve halkına baskı, terör ve zulüm.
Yemen üzerinden İran’ı ve Batı Asya’yı hedef alan savaş.
Suudi Arabistan’da iktidar savaşında cephe tutmak, Suudi Arabistan’ın en azından yarısını hedef kapsamına almak.
Rusya’ya ekonomik yaptırımlar ve Doğu Avrupa, Karadeniz ve Kafkasya üzerinden askerî tehditler.
Afganistan ve Pakistan’a karşı terör hareketlerine destek.
Orta Asya ülkelerini darbelerle, iç karışıklıklarla denetim altında tutma girişimleri.
Çin ile ticaret savaşı ve Güney Çin Denizi’nde Çin’i hedef alan askerî girişimler.
Sözde Doğu Türkistan İslamî Hareketinin ve PKK’nın terör faaliyetini destekleyerek Çin’in Bir Kuşak Bir Yol çalışmalarını bozmaya yönelik uygulamalar.
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne karşı savaş tehdidi.
Almanya ve Fransa’ya karşı ekonomi savaşı.
Venezuela’ya ambargo.
Küba’ya ambargo.
Türkiye’ye karşı bölücü PKK , FETÖ ve DAEŞ terör hareketlerini her alanda desteklemek.
Doğu Akdeniz ve Ege’de İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile birlikte Türkiye’yi açıkça hedef alan askerî tatbikatlar. Dolayısıyla Doğu Akdeniz üzerinden Batı Asya’dan Hürmüz Boğazı’na ve Çin’e kadar uzanan baskı ve tehditler.

DÜNYAYA KILIÇ SALLAMAK
Dünya haritasını açıp önümüze serelim. ABD emperyalizmi, nerdeyse dünyanın bütünüyle kavgalı, yedi iklime yaptırım ve ambargo uygulamak peşinde, bütün insanlığa kılıç sallıyor. O insanlığın içinde elbette ABD halkı da var.
ABD’nin bütün dünyaya meydan okuyan bu pervasız girişimlerinin yanında bir tek İsrail kaldı, biraz da Suudi Arabistan. Biraz diyoruz, çünkü bu ülke de ABD denetiminden ayrılma sancıları yaşıyor. ABD’nin yakın zamana kadar demirbaş müttefiki sayılan İngiltere bile artık dünya mevzisinde. Kanada ve Avustralya’nın da üyesi olduğu Commonwealth diye bilinen İngiltere liderliğindeki Milletler Topluluğu da geleceğini ABD’den ayırdı.
Bu tablo karşısında, İran’a ambargo, daha şimdiden ABD’nin başını ağrıtan bir girişime dönüştü. İran’a ambargo, ABD’ye ambargo oluyor.
ABD, kaldırdığı taşı ayağına düşürmüştür. Düşürmesi, O’nun kaderiydi. Çünkü kaldıramayacağı bir taştı.

İRAN ZORLUKLARI DÜNYA İLE BİRLİKTE GÖĞÜSLÜYOR
Ambargo, İran’da sıkıntılar yaratır mı, elbette yaratır. Ama bu sıkıntılar, İran açısından aşılamayacak zorluklar içermiyor. Kaldı ki, zorluklar, aynı zamanda büyük çözümleri getirir.
Çin’den Almanya’ya, hatta Güney Amerika ve Kanada’ya kadar bütün dünya İran’a ambargoya tavır aldı. İran, bu dostluk birikimini yanına alarak ve elbette özgücüyle ambargoyu göğüsleyecek çözümleri hayata geçirmeye başladı bile.
İran, ABD tehdidi karşısında birliğini güçlendiriyor. Komşumuzda ABD emperyalizmine karşı mücadele yükseliyor. Batı yanlıları kuvvet kaybediyor.

TÜRKİYE’YE AMBARGO
İran’a ambargo, Türkiye’ye ambargodur. ABD, İran’a ambargo koyarak, Türkiye’ye de dişlerini gösterdi.
ABD tehditleri boşuna. Çünkü İran konusu, Türkiye açısından komşu ile dayanışmanın ötesinde vatan konusudur. Ambargoya tavır, Türkiye’de vatan savunması mevzisinde yer almak anlamına gelir. Türkiye’nin ASTANA ortaklığı, sıradan bir olay değildir. İran dostluğu, Vatan Bütünlüğümüz ve Üretim Ekonomimiz için vazgeçilmez değerdedir. Bu nedenle stratejiktir.

TÜRKİYE’NİN STRATEJİK MEVZİLENMESİ
Türkiye’de İran’a ambargo konusundaki konumlanmalara bakalım, herkes stratejik yerinde. AKPARTİ Hükümeti, İran’a ambargo konusunda ABD’ye direnen bir tavır aldı. Bu tavır yeni değil, Zarrab olayından beri izleniyor. Başka türlü yapması zaten mümkün değil.
Bu koşullarda "Türkiye, ABD’ye yaklaşıyor", "ABD ile dans ediyor" gibi tekerlemeler, hurafe değerindedir. Türkiye mevzisine bütün vücutlarıyla bir türlü giremeyenler, Tayyip Erdoğan’a düşmanlık hummasından kurtulamadıkları için, gerçekleri eğip bükmekten başka çözümleri bulunmuyor. Ama yaptıkları iş, gerçeklerle oynamanın ötesinde, düşmanla aynı konumlara düşmektir.
Atlantik projelerinde görev alanlar, İran’a yan bakmaya devam ediyorlar, ancak bu tutumlarını olabildiği kadar gizlemek zorundalar. Ancak gerçeklerin üzerine çekilen örtülerin her zaman bir yırtığı vardır.
Türkiye’nin büyük çoğunluğu, ambargoya tavırda birleşmiştir.

TÜRKİYE İÇİN YENİ OLANAKLAR
İran’a ambargo, Türkiye için fırsat oldu. Bu fırsat sözcüğü, Türkçede olumsuz çağrışımları da hatıra getiriyor, oysa bu bağlamda bütünüyle olumlu anlamdadır. Bu sözcüğü siyaset ve savaş dilinden atamayız. Çünkü stratejik ve taktik başarı, fırsatların değerlendirilmesindedir.
Türkiye’nin dış ticaret açığının kapatılması, kısa erimde enerji sorununun çözümünde düğümleniyor. İthalatımızın neredeyse yarısı enerjiye gidiyor. İran, bizim Irak, Azerbaycan, Rusya ve Suriye ile birlikte enerji güvenliğimizi oluşturan halkanın içindedir. İran, aynı zamanda toprak bütünlüğümüzün vazgeçilmez güvencesidir. Üretim Ekonomisini İnşa programımızın en önemli başlıklarından biri, İran ile işbirliğidir.
Vatan Partisi, Türkiye’de İran ile dostluğun kalesidir ve güvencesidir. Türkiye’nin önündeki olanakları değerlendirmek için önderlik görevimizi yapmak, omuzlarımızdaki sorumluluktur.