Adalarımızı Yunan’a verdiler ama... Vatan toprağını en çok büyütenler, AKP’liler oldu!

1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları Atatürk döneminde büyüdü mü? 

Evet; Hatay alındı... 

İsmet İnönü’nün ya da sağcıların “demokrasi kahramanı” ilan ettiği Menderes’in döneminde? 

Hayır! Menderes, askerimizi bizim olmayan Kore Savaşı’na gönderip ölmelerine neden oldu ama bir santim toprak almadı! 

Peki; bilmem kaç kez gidip, bilmem kaç kez gelen Demirelli yıllarda da büyümedi vatanımız... 

*** 

Topraklarımızı Atatürk’ten sonra ikinci kez büyüten lider, Turgut Özal oldu! 

İstanbul’un bütün sahillerini, İzmir’deki Kordon’u doldurdu. 

Denizlerimiz küçüldü ama kara parçamız Özal sayesinde büyüdü! 

Çünkü toprağın “para” olduğunu gören ilk siyasetçi Özal oldu... 

*** 

Sonra; Tansu Çiller de... 

Mesut Yılmaz da... 

Necmettin Erbakan da... 

Bülent Ecevit de; denizleri doldurmaya devam etti. 

Ancak onların toplamda doldurduğu deniz; Özal’ın doldurduğunun yarısına bile ulaşamadı! 

*** 

Özal’ın bu konudaki beyliği, Recep Tayyip Erdoğanlı yıllara kadar sürdü! 

AKP’liler önce büyük sahil kentlerindeki tüm yeşil alanları müteahhitlerin emrine sundular; yeşil alanları bitirince, çareyi mavi alanları doldurmakta buldular 

Karadeniz’de, Marmara’da, Ege’de, Akdeniz’de doldurmadıkları alan bırakmadılar! 

*** 

Hani; hepimiz AKP’yi vatan topraklarına sahip çıkmamakla, Ege ve Akdeniz’deki adalarımızı Yunanistan’a kaptırmakla suçluyoruz ya... 

“Yiğidi öldür, hakkını yeme” demişler... 

Bizim bu “çakma yiğitler”, 13 yıllık iktidarlarında asında “vatan topraklarını” milyonlarca metrekare büyüttüler! 

En büyük dolgu da arsa sıkıntısının en çok yaşandığı İstanbul’da yapıldı. 

ANAP’ın dolgularının hemen ucuna yeni dolgular eklendi! 

Son olarak “yeşil alan” ve “miting meydanı” bahanesiyle, Bostancı-Maltepe sahili denize doğru 200 metre daha dolduruldu. 

Güzelim deniz katledildi ama vatan toprakları (!) sadece Maltepe’de tam 171 futbol sahası ölçeğinde büyüdü! 

Hemen karşısındaki adalar, anakaraya iyice yakınlaştı. 

*** 

Şimdi de bu alanlara önce park ve çay bahçeleri... 

Sonra cami... Lokanta... Alışveriş merkezleri yapmaya başladılar! 

Sırada elbette, apartmanlar ve villakentler var! 

*** 

Evet; AKP iktidarı ata yadigarı adalarımızı Yunan’a kaptırdı; bunu da milletten sakladı ama... 

Vatan toprağını büyüttü! 

Hişt; CHP’liler, ne dersiniz; alkışlayalım mı AKP’yi? 

Yoksa vatana ihanetten yargılayalım mı? 

156+58! 

Abdullah Bey ... 

Sizin yüzünüzden bazı okurlarımla papaz oldum! Diyorlar ki: 

“İşin kolayına kaçıyorsun, her gün bir yazını Abdullah Gül’e ayırarak biraz daha az çalışıyorsun!” 

Vallahi de billahi de daha az çalışmak için yapmıyorum bunu Abdullah Bey! 

Sizinle ilgili yazı yazmaktansa; iki cilt roman yazmaya razıyım! 

Yani; sizden o kadar haz etmiyorum. Bu köşedeki sürekli varlığınız en az okurlarım kadar benim de sinirlerimi bozuyor. 

Ama; yeminim var; mezarından rahmetli babam kalkıp gelse de, “Yazma artık şu adamı” dese, sorularıma yanıt vereceğiniz güne kadar yazmaya devam edeceğim! 

Kısacası Abdullah Bey; bıktık sizden! 

GÜNÜN SORUSU 

Türkiye genelinde 2014’te ödedikleri vergilerle 100 kişilik listeye giren zenginlerin tam 38’i, isimlerinin açıklanmasını istememiş... Sorum onlara: 

Vergisini ödediğiniz paraları utanılacak bir işten kazanmıyorsanız; bu gizemin nedeni ne? 

HADİ; GEL KARDEŞİM... 

Balyoz Davası bitti; sanıklar beraat etti. Ancak F Tipi Örgüt tarafından tezgahlandığı ortaya çıkan bu kumpas, hâlâ hedef aldığı komutanları mağdur etmeye devam ediyor. 

“Ana baba ayrı öz kardeşlerimden” Emekli Tuğamiral Cem Aziz Çakmak da o mağdurlardan biri... 

Sapasağlam girdiği hapishaneden hasta çıktı. İki yıldır kansere karşı savaşıyor. 

Şimdi de GATA’da... 

Bana da önsözünü yazdırma onurunu verdiği kitabında, “Mesele esir düşmekte değil... Teslim olmamakta bütün mesele” diyordu... 

Dediğini yapıyor; hastalığı ağırlaşsa da savaşıyor benim kardeşim! 

Mustafa Kemal’in askerine yakışanı yapıyor ve asla teslim olmuyor! 

Göreceksiniz; çıktığı yolculuktan yine dönecek... 

Karısının, kızının, torununun, kardeşlerinin, damadının yanında 24 saat esasına göre nöbet tutan gerçek silah arkadaşları, asker selamıyla karşılayacaklar onu... 

*** 

Buna inanmayan çıksın vardiya nöbetinden... 

Bu nöbette umutsuzluğa yer yok çünkü! 

GÜNÜN İSYANI 

Erdoğan’ın Başbakan olduğu günlerde odasında “böcek” adı verilen dinleme cihazları bulunmuş ve büyük bir operasyon başlatılmıştı. Şimdi CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ile Özgür Özel’e Meclis’te tahsis edilen odalarda aynı böceklerden bulundu ama kimseden ses seda çıkmıyor... İsyanım ortaya: 

Böcekler, sırf başbakanı mı sokuyor?