‘Adana Mutabakatı’nın açtığı yol
Türkiye ile Suriye arasında normalleşme yönündeki gelişmelerin PKK’da telaşa neden olduğunu önceki gün Aydınlık duyurdu. PKK kaynaklarındaki bilgilere göre Suriye yönetimi Halep’in Eşrefiye ve Şeyh Maksut mahallelerinde PKK/PYD etkinliğine karşı eylemlerini yoğunlaştırmış. PKK kaynakları, bu gelişmeyi Türkiye ile Suriye arasındaki yakınlaşma çalışmalarıyla bağlantılı görüyor. PKK yöneticisi Duran Kalkan, “Türkiye ile Suriye geçmişte PKK’ya karşı işbirliği yaptı, yine yapabilirler” diyor. Türkiye-Suriye arasındaki ilişkilerin geçmişten bu yana düğüm noktasında yer alan PKK’nın yöneticilerinin daha yolun başlangıcındaki telaşı, iki ülke arasındaki normalleşmenin nasıl önemli sonuçlar vereceğinin kanıtı.
MUTABAKAT NEYİ SAĞLADI?
Bunun için biraz geçmişe uzanıp özellikle 1998 Adana Mutabakatı sonrası dönemi hatırlamakta yarar var. Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasından 11 gün sonra imzalanan 20 Ekim 1998 tarihli Adana Mutabakatı ile Soğuk Savaş boyunca karşıt kamplarda yer alan iki komşu ülkenin dost ülkeler olması için ilk adım atılmış oldu.
Mutabakat şu maddeleri içeriyordu:
1- Suriye, mütekabiliyet ilkesi uyarınca, kendi topraklarından doğan ve Türkiye’nin güvenliği ile istikrarını tehlikeye atan hiçbir faaliyete izin vermeyecek. Suriye, topraklarında PKK’nın silah arzı, lojistik malzeme, finansal destek ve propaganda faaliyetlerine müsaade etmeyecek.
2- Suriye, PKK’yı terör örgütü olarak tanıdı. Suriye, diğer terör örgütlerinin yanı sıra PKK’nın ve uzantılarının tüm faaliyetlerini yasakladı.
3- Suriye, PKK’nın topraklarında kamplar ve eğitim ya da himaye amaçlı tesisler kurmasına, ticari faaliyetler yapmasına izin vermeyecek.
4- Suriye, PKK üyelerinin, ülkesini üçüncü ülkelere geçiş için kullanmasına izin vermeyecek.
5- Suriye, PKK elebaşının Suriye topraklarına girmesine engel olmak için her türlü tedbiri alacak ve sınır noktalarındaki tüm yetkililere bu yönde direktif verecek.
Adana Mutabakatı’nın ardından iki ülke arasındaki ilişiler öncelikle güvenlik alanında, daha sonra ticari alanlarda gelişmeye başladı. PKK’nın faaliyetleri adım adım engellendi, kampları kapatıldı. PKK’lılar tutuklanarak Türkiye’ye teslim edildi. İki ülkenin askeri kurumları arasında özel bir kanal açıldı.
Bu kanal sayesinde sınır güvenliği tam olarak sağlandı. Hatta Eylül 2006’da Suriye ile Türkiye ortak operasyon düzenledi ve PKK’nın Suriye’deki üst düzey yetkilisi yakalandı. Şam yönetimi yakaladığı PKK’lıları, Suriye’de olaylar başladıktan sonraki ilk birkaç ay içinde bile Türkiye’ye teslim etmeyi sürdürdü.
ESAD’DAN SINIR ÖTESİ OPERASYONLARA DESTEK
2000 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Beşar Esad’ın babası Suriye lideri Hafız Esad’ın ölümü üzerine Şam’daki cenaze törenine katılması, iki ülke arasındaki ilişkilerin siyasi seviyesinde dönüm noktası oldu.
Beşar Esad’ın 6-8 Ocak 2004 günlerinde Türkiye ziyaretinde ise iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin yanı sıra bölgesel ortaklık öne çıktı. Beşar Esad, Türkiye’ye gelen ilk Suriye Devlet Başkanı’ydı. Esad’ın ziyareti, bölge çapında büyük etkiye neden oldu. Sezer-Esad görüşmesinin sonunda, Türkiye ve Suriye’nin Irak konusunda birlikte hareket etmesi konusunda tam mutabakat çıktı. Suriye Devlet Başkanı, bölgedeki gelişmelere göre ortak bir tavır belirlenmesini ve bu işbirliğine İran’ın da dahil edilmesini önerdi.
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın 16-17 Ekim 2007 günlerinde yaptığı Ankara ziyareti bu seyrin zirvesiydi. Esad, artan PKK eylemlerine karşı Türkiye’nin sınır ötesi operasyona odaklandığı bir dönemde, üstelik tezkerenin TBMM’de oylandığı saatlerde Ankara’da görüşmeler yapıyordu. Beşar Esad, Türkiye’nin sınır ötesi harekatını desteklediklerini açıkladı. Esad, bu açıklamasıyla Türkiye’nin bir başka Arap ülkesi olan Irak’ın içinde sınır ötesi operasyonlarına destek veren ilk ve tek Arap ülkesi lideri oldu.
ORTAK OPERASYON ÖNERİSİ
Esad’ın bu ziyaret sırasında masaya getirdiği öneriyi Aydınlık’ta yazmıştık. Öneri şöyleydi:
1. Türkiye, İran ve Suriye önce üçlü bir askeri tatbikat yapsın.
2. Bu üç ülke, Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda ortak açıklama yapsın ve bölgesel güvenlik konusunda ortak davranacağını ilan etsin. Aynı zamanda herkes kendi ülkesi içindeki diğer ülkeye karşı faaliyet yürüten organizasyonları yasaklasın, teröristleri ilgili ülkeye teslim etsin.
3. Son aşama olarak PKK’ya karşı ortak askeri operasyon yapalım.
Esad, Eylül 2009 ve Mayıs 2010’da da Türkiye’ye geldi. Bu görüşmelerde de aynı öneriler konuşuldu. Suriye yönetimi Esad’ın son ziyaretinden hemen sonra Haziran 2010’da Suriye’deki PKK’ya karşı bir operasyon başlattı. Suriye güvenlik güçlerinin Kamışlı, Afrin, Haseki ve Halep kentlerinde düzenlediği eş zamanlı operasyonlarda 11 teröristin ölü ele geçirildiği bildirildi. Beşar Esad, gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye ile Türk ordusunun, PKK’ya karşı işbirliği içerisinde hareket ettiğini belirterek, Türk güvenlik güçleri ile işbirliğinin tam bir mutabakat, güven içerisinde sürdüğünü söylemişti.
İki ülke arasındaki güvenlik alanındaki ilişkilerin seviyesi, 2009 yılı Nisan ayında Türkiye ile Suriye Ordularının sınırda ortak askeri tatbikat düzenlemesine kadar ulaşmıştı.
PKK’YI BİTİRMEK İÇİN ŞARTLAR UYGUN
Adana Mutabakatı, bir başlangıç metniydi. Esas olarak, Suriye’nin PKK’yı terör örgütü olarak kabul ettiğini ve terör örgütünün artık Suriye’de ve kontrol ettiği alanlarda barındırılmayacağı taahhüdü içeriyordu. 21 Aralık 2010’da Adana mutabakatı daha geniş çerçeveli bir anlaşma metnine dönüştürüldü ve iki ülke Dışişleri Bakanları tarafından imzalandı.
Anlaşma, 6 Nisan 2011’de TBMM’de onaylandı. “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti arasında Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması” 3 yıl süreli idi. Ancak taraflardan biri anlaşmayı durdurmazsa üçer yıl süreyle uzatılacaktı. Suriye yönetimi, bu anlaşmaya bağlılığını daha önce birkaç kez açıkladı. 23 maddelik bu anlaşma Türkiye’nin Suriye ile teröre karşı ortaklığı konusunda geniş kapsamlı bir çerçeve oluşturuyor. Anlaşma ağırlıklı olarak PKK’yı kapsamakla birlikte, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik terör faaliyetlerine karşı Şam ile işbirliğini de içeriyor.
Türkiye’nin de bu anlaşmaya dayanarak, gerekirse ara anlaşmalar yaparak Suriye ile işbirliği ve eşgüdüm içinde PKK’yı bertaraf etmesi için şartlar son derece elverişlidir. Un var, yağ var, şeker var. Sıra, helvayı yapmak için el sıkışmakta.