Afganistan Notları 4: Siz Hangi Cephedesiniz
Türk kamuoyu, birkaç ay önce Taliban kuvvetlerinin Kabil’e girmesiyle kapanan ilk perdeyi nasıl algıladı, nasıl anladı, bilincine nasıl çıkardı? Bu süreçte kimler hangi rolleri üstlendi? Bakın ki, ABD’ye yenilgiyi yakıştıramayıp bundan utangaç bir “utanç” duyan medya yıldızlarının Taliban Savaşçılarını “Tespih Böceği”ne, “Terliksi Hayvan”a benzetecek kadar ileri gittiği bir cepheleşmeye tanık oluyoruz.
Küreselci hegemonyanın Batıcı “Aydın Oligarşisi” ile millici, devrimci, vatansever Asya Çağı aydınları kendi mevzilerine yerleşmeye başladı. Emperyalist Küreselciler ile Asya Çağı Milli Devrimcileri cephe cepheye.
Afganistan'da Fatımiyye Camisi'ne düzenlenen saldırıda en az 30 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı.
ÖNCÜ MEDYA, TÜRK KAMUOYUNU AYDINLATTI
Vicdan sahibi Türk aydınlarının Afganistan halkının yanında olması gerekirken niçin beklenen birlik sağlanamadı? Açılmayan kapıyı açan anahtarı beğenmiyor bazıları. Çözümün yegâne anahtarına kulp takıyorlar. Zor problem çözülüyor, fakat çözümü beğenmiyorlar. Belli ki problemi anlamamışlar. Aydınların böyle bir akıl tutulmasına, bilgi bozumuna uğramaları ne acı!
Beri tarafta Milli Medyanın Öncüsü Ulusal Kanal, Aydınlık Gazetesi başından beri Türk kamuoyunu aydınlatmayı sürdürüyor. Afganistan’daki gelişmeler konusunda dünyayı uyaran yayınlarıyla gerçekleri ve geleceği işaret ediyorlar. Öncü Milli Medya Afganistan zaferini, sonuçları bakımından uzanacağı özgürlük ufkunu da dünden görerek Türk Kurtuluş savaşında yapılana benzeterek, olayı Asya Çağı Devrimlerinin geniş boyutlarında değerlendirdi. Taliban’ın “İslamcı dinci” yanına odaklanalar ne yazık ki ağaca bakarken ormanı göremediler ve azcık başlarını kaldırıp kendilerini kuşatan sıra dağları algılayamadılar.
AFGAN MİLLETİ BÜTÜNLEŞME AŞAMASINDA
ABD arkasına bakmadan kaçarken geride yoksul bir ülkeyi kan, gözyaşı, zulüm, yoksulluk, açlık anıtlarıyla baş başa bıraktı. Ve elbette Afgan halkı bu acı bedelleri fazlasıyla ödeyerek bağımsızlığını zaferle taçlandırdı. Birinci perde böyle mutlu kapandı. Vatan topraklarını bir araya gelerek, birlikte can vererek özgürleştiren farklı inanç ve etnik yapılardaki kabile halkları en büyük sınavı başarıyla geçti. Yeni birlik atılımının eşiğine dayandı.
Böylece ikinci perde açıldı. Sıra içeride dağ gibi birikmiş maddi ve manevi sorunlarla boğuşmaya geldi. Gündemde büyük millet olma yolunda birleşmek, bütünleşmek ve toplumsal gelişmenin önünü açma zorunluluğu var. Temelinde Taliban yönetimin bulunduğu devlet kadrosu bu yönde hızlı adımlar atıyor. Ancak hedefe konulan Afganistan, küreselci siyasi cephe tarafından uluslararası planda kuşatılarak, “Birleşme ve İlerleme” süreci boğulmak isteniyor.
TÜRKİYE ASYA ÇAĞININ GEREĞİNİ YAPMAYA DEVAM ETMELİ
Afganistan yönetimi içeride birlik yolunda çaba gösterip ekonomik, siyasi, kültürel sorunlarını çözmek için dünyadan destek ararken Türkiye atak davranarak yardım elini uzattı. Türkiye'nin, yeni hükümetin dışişleri kadrosuyla görüşmeleri başlatması gelecek açısından umut verici. Türk Dışişlerinin Afgan yöneticileriyle görüşmesi, yardım olanaklarını devreye sokması Asya Çağının karakterine uygun adımlardır ve daha da geliştirilmesi gerekmektedir. Böyle bir Asya dayanışmasının ABD’yi çılgına çevirdiğinden kuşkunuz olmasın. Bu da Atlantik’le her kıtada, her bölgede ekonomik, siyasi, kültürel ve psikolojik savaşta cephe cepheye olduğumuzun göstergesidir.
Türkiye’de bu küreselci hayâsız akını göğüslemek birikimli milli cephe aydınlarına düşüyor. Milli karakterli Öncü Medya bütün gücünü ortaya koyarak sınırlı olanaklarla halkın doğru bilgiye ulaşmasına, yaşanan gerçeği doğru algılamasına katkı sunuyor. Kısaca Asya Çağı yasası, mazlum ve gelişmekte olan dünyanın Afganistan’da birliği sağlayacak, barış ve huzuru getirecek ortak hükümete ekonomik, siyasal ve kültürel destek vermesini gerekli kılıyor.
NE ANLATIR IŞİD BOMBALARI?
Aydınlık’ın iki gün önceki manşetine göre ABD ile Fransa, Türkiye’ye karşı Yunanistan kıyılarına üsler kurup yığınak yapıyor. Yunanistan’ın milli çıkarlarına hizmet etmeyen bu üsler neyin nesi? Ya da küreselci emperyalist güçlerin Türkiye’nin batısına yerleşmesi ne anlama geliyor? Açıktır ki hedefte Türkiye var. Fakat iş burada bitmiyor. Açıktır ki, Türkiye’ye karşı yapılan bu kuşatma, esasında geniş kapsamlı bir Asya kuşatmasının önemli bir parçası.
Afganistan camilerinde patlatılan bombalar da aynı küreselci planın parçası değil mi? Bu bombaları ABD, kendi kurduğu IŞİD eliyle patlatıyor. Müslümanlar arasında mezhep kışkırtıcılığı yapan IŞİD terör örgütünün patlattığı her bomba bize, Türkiye’den Afganistan’a, Irak’tan Suriye’ye, Yemen’den Filistin’e, Doğu Akdeniz’den Batı Karadeniz’e, Çin Denizine, Urumçi’den Tibet’e vb. geniş çaplı bir cepheleşmenin, derin bir ateş hattının haberini veriyor.
SİZİN KALBİNİZ HANGİ CEPHEDE ATIYOR?
Bugün insanlığın Baş Çelişkisi, küreselci emperyalizm ile gelişmekte olan ve bağımsızlığına kavuşmak isteyen milli devletler arasındadır. Belirleyici olan bu gerçekliğin tespitidir. Küreselci ezen ile millici ezilen, küreselci zalim ile millici mazlum, küreselci sömüren ile millici sömürülen, küreselci işgal eden ile millici direnen vb. karşıt dünya güçleri cephe cepheye gelmiştir.
Dünya çapındaki ittifaklar bu cephe hattı üzerinden kurulurken, Türk aydını bir seçim yapmak zorundadır. Mazlumun mu, yoksa zalimin mi safında olacaktır? İyi ile kötü, güzel ile çirkin, haklı ile haksız, mazlum ile zalim, ezilen ile ezen, hayat ile ölüm dişe diş, göze göz çatışıyor. Peki, siz vicdanlı bir aydın, sanatçı, edebiyatçı, şair olarak bu çatışmanın hangi tarafındasınız? Peki, ülkemizdeki bazı sanatçı, yazar kurumlarının suskunluğu ya da tarafsızlığı küreselci cepheye destek anlamına gelmiyor mu?