Afganlılar, Suriyeliler geliyor, pırıl pırıl gençlerimiz ise gidiyor?
TÜİK, ilk kez 31 Aralık 2017 itibarıyla Türkiye’ye yurtdışından gelen ve Türkiye’den gidenlerin verilerini yayınladı geçen gün.
Tablo son derecede üzücü ve düşündürücü. Çünkü Türkiye’ye 2017 yılında 466,3 bin kişi göç etmiş. Bunların büyük çoğunluğu Afganistan, Suriye, Irak gibi çatışma bölgesi olan ülkelerden gelenler.
Türkiye’den ise, 253.6 bin kişi göç etmiş. Terk-i diyar eylemiş.
Ne yazık ki Türkiye’den göç edenlerin yüzde 35’i 20-35 yaş aralığında genç ve çoğu da eğitimli-nitelikli yurttaşlarımız.
Demokratik, laik bir hukuk devleti olan Atatürk Cumhuriyetinin, otoriter-partizan ve mezhepçi bir zihniyetin elinde giderek; yolsuzlukların ayyuka çıktığı, kuvvetler ayrılığının fiilen yok edildiği, medyanın tek sesli hale geldiği, bürokraside ehliyet ve liyakatin yerine badem bıyıklı-çember sakallı cemaatçilerin doldurulduğu, istikrarsız, kamplaşmış, işsizliğin, enflasyonun ve ağır borç yükünün pençesinde ekonomik krize sürüklenmiş bugünkü haline bakarak, çoğu mecburen, yabancı ellere göç ediyor. Ata-baba toprağını terk ediyorlar maalesef.
Kuşkusuz ki, tüm güçlüklere ve olumsuzluklara rağmen, umudu yitirmeden, vatanına- geleceğine kararlılıkla ve dirayetle sahip çıkmak gerekir. Ama özellikle gençlerin, büyük hayal kırıklığı ve karamsarlık içinde böyle bir yönelime doğru gittikleri gözleniyor. Çok yazık.
Bunlar, bizim iyi yetişmiş, eğitim almış, pırıl-pırıl evlatlarımız.
Onları kendi ülkelerinden, topraklarından, ailelerinden ve arkadaşlarından koparak başka diyarlara göç etmeye zorlayanlar utanmalıdır. Çocuklarımızın geleceğini karartanlar, bunun hesabını ne bu dünyada ne de ahirette veremeyeceklerdir.
Atatürk’ün ümidi olan Türk gençliği, kötülüğe, kayırmacılığa-kamplaşmaya, mezhepçi yobazlığa, yolsuzluğa, hukuk devletinden uzaklaşmaya, otoriterliğe, partizanlığa velhasıl yaşanan her türlü rezilliğe rağmen, demokratik laik hukuk mücadelesinden vazgeçmemelidir. Çünkü ülkenin ve bizlerin onlara her zamankinden çok ama çok daha fazla ihtiyacımız var!
Sevgili gençler, sizler, laik, demokratik ve üniter bir hukuk devleti olan Atatürk Cumhuriyetinde, özgür, mutlu ve müreffeh koşullarda, istikbal endişesi yaşamadan, ahbap-çavuş kapitalizminin ve kumarhane ekonomisinin çarkları altında ezilmeden, yaşama ve çalışma hakkına sahipsiniz. Ama bunu sağlayacak olan yine sizlersiniz. Sizler ülkemizin, ailelerinizin ve hepimizin umudusunuz. Pes etmeyin yılmayın.
Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki onurlu konumunuza sahip çıkın.
Milli duruşla ve ulusal çıkarlarımız için, ülkemiz ve aileleriniz için, kararlılığınızdan ve direncinizden asla vazgeçmeden, vatanınıza ve istikbalinize sahip çıkın...