Afrin niçin antiemperyalist bir girişimdir?

Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı (ZDH) tepeden tırnağa antiemperyalist bir girişimdir. Bunun en önemli kanıtı emperyalist ülkelerin ZDH karşısındaki tutumudur. Türkiye zaten ABD ile savaştadır. Bu savaşın giderek şiddetleneceği açık seçik görülüyor. Türkiye’nin bir terör devleti ile yan yana yaşamayı kabul etmesi düşünülemez. Bu nedenle sıra Fırat’ın doğusuna geldiğinde hangi dinamiklerin harekete geçeceğini hep birlikte göreceğiz. Türkiye, müttefikleri ile birlikte bu savaşı mutlaka kazanacaktır.

ALT EMPERYALİST ÜLKELER

Türkiye’nin Afrin Harekâtı’nı başlangıçta Avrupa’nın emperyalist ülkeleri yumuşak demeçlerle geçiştirdi. Ama zaman geçtikçe Fransa, Almanya, İngiltere, Hollanda ve hatta Kanada’dan çatlak sesler yükselmeye başladı. Diğer kuyrukçu ülkeleri saymıyorum. Emperyalist ülkeler kendi içlerindeki çelişkileri dondurabilir ya da erteleyebilirler ama bütünüyle giderme şansları bulunmuyor. Günümüzde ABD ile AB, Almanya ve Fransa arasındaki mesafenin açılmakta olduğunu görüyoruz. AB ile İngiltere boşandı. Hatta geleneksel dostlar ABD ile İngiltere’nin soğukluk yaşadığını görüyoruz. Ama bu ülkelerin tamamının ZDH’ye kuşku ile yaklaştığını biliyoruz. Şimdilik Fransa koçbaşı görevini yapıyor. Ama emperyalist başkentlerin tamamında homurtular yükseliyor. Almanya tipik alışkanlığı ile ciddi para kazandığı savunma projelerine sınırlamalar getiriyor... Buradaki sol partiler işi şova döndürdüler.

MACRON NEREYE KOŞUYOR?

Fransa hiçbir zaman oynanan büyük oyunu kavrayamadı. IŞİD’in bu ülkedeki can yakan saldırısından sonra dönemin Cumhurbaşkanı sosyalist (!) Hollande kameralara şöyle seslendi: “Fransa savaştadır; IŞİD ile savaştadır!” Zavallı bilmiyordu ki IŞİD’i kim yarattıysa bombaları da ellerine onlar verdi! Bu kadar hayattan ve gerçeklerden kopuk bir kişiyi seçmenler doğal olarak evine gönderdi. Şimdi çiçek suluyor. Bu vesile ile Avrupa ve Türkiye’de kendisini sol, sosyalist, sosyal demokrat olarak tanımlayan ve Sosyalist Enternasyonel’e üye olan partilerin büyük çoğunluğunun emperyalizmin hizmetkârı olduğunu vurgulayalım.
Koltuğu devralan Macron kendi gücü ve yetenekleri ile değil küresel sermayenin siyaset mühendisliği ile o koltuğa oturdu. Aydınlık’ın değerli yazarı Ali Rıza Taşdelen bu süreci bize mükemmel şekilde nakletti. İnişli çıkışlı seyrinin nedeni budur. O nedenle İran konusunda 15 gün içinde birbiri ile çelişen 3 demeç vermiştir. Hizadan çıkınca kulağı çekilmektedir. O da Hollande gibi inansa da inanmasa da IŞİD oyununu sürdürmek zorundadır.
Ancak Türkiye konusunda dikkatli olmalıdır. Ermeni Soykırım Yalanına mal bulmuş mağribi gibi sarılması çapsızlığının bir göstergesidir. Aklı sıra Türkiye’ye aba altından sopa göstermektedir. Bu yalan Sayın Perinçek tarafından tarihin çöp tenekesine gönderilmiştir. Diğer taraftan, ZDH konusunda Türkiye’yi sorgular tavır ve davranışları dikkat çekmektedir. Köprünün altından çok sular geçmiştir. AB’nin uysal çocuğunu artık bulamazlar. Türkiye bölgesinde oyun kuran güçlü bir ülkedir. ABD ile savaşı göze alan bir ülke Fransa ve Macron’a güler geçer. Bence Macron, şarkıcı Rihanna ile birlikte hayır işlerine devam edip ayakaltından çekilirse daha faydalı olur.

TÜRKİYE’DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI

AB ve Avrupa’nın önemli ülkeleri Türkiye politikalarında geçmiş dönemleri unutmak zorundadır. Türkiye’ye ayar verme, tepeden bakma dönemi geride kalmıştır. Elindeki küçük kozları Türkiye’ye karşı kullananlar kısa dönemde kendilerini tatmin edebilirler. Ama uzun dönemde Türkiye mutlaka önlerine ağır bir fatura çıkarır. Bundan sonra hangi ülke ne ekerse onu biçecektir. Artık Türkiye Batı Asya’da, İslam coğrafyasında ve dünyada etki yaratan bir ülkedir. Türkiye’nin gücü çapsız politikacıları ve partileri de önüne katıp sürüklemektedir. Bu nedenle günümüzün vizyonu sınırlı partileri ve siyasetçilerine bakarak, “biz Türkiye’yi istediğimiz gibi yönlendiririz” diye düşünenler şiddetle yanılır. Türkiye ayağa kalkmıştır ve bunun geriye dönüşü yoktur. Emperyalist başkentler ne düşünürse düşünsün, Afrin Harekâtı zaferle sonuçlanacaktır.