Ahmet Bey; elinizdeki canlı bomba listesini Alman polisine verin!
İstiklal Caddesi’ne bombalı bir saldırı yapılacağını bu ülkede tahmin etmeyen var mıydı?
Yoktu herhalde...
Polis de bunu biliyor olmalı ki günlerdir cadde üzerindeki çeşitli noktalarda bekleyen “IŞİD militanı görünümlü yani kara giysili ve sakallı siviller”in sayısı artmıştı.
Peki; sonuç?
Katliam göz göre göre geldi!
***
Peki; bizi yöneten “irade”, bu kalleş saldırıdan sonra ne yaptı?
Yayın yasağı getirdi.
Sosyal medyaya erişimi zorlaştırdı.
Vatandaşların caddeye girişini engelledi.
Yüzerce polisi kameraların önünde oradan oraya koşturup durdu!
Başka...
“Korkmuyoruz, kararlıyız” falan dedi.
***
Böyle bir saldırı olacağını ABD ve Almanya binlerce kilometre uzaktan duyup İstanbul’daki yurttaşlarını uyarırken, bizimkiler ne yaptı?
Sinirlendi...
İstanbul Valisi Vasip Şahin, Almanya’ya haddini bildirdi!
“Bizim iç işlerimize karışmayın, halkımızı panikletmeyin” dedi...
Al sana “iç işleri”:
Yaralananların yarısı turist!
***
Peki; bizim “uzman polisimiz” yok mu?
Olmaz mı; var elbette!
Ancak bizimkilerin “uzmanlığı” masum insanlar hakkında sahte delil üretmek, cep telefonlarına “sehven” (!) uyduruk kayıtlar yükleyip yurtseverleri kodese tıkmak...
Katliam yapmaya hazırlananları yakalamak onların işi değil...
Bunu ben değil, Başbakan söylüyor!
Hatırlayın; Ankara’daki ilk bombalı saldırıdan sonra, yani 12 Ekim 2015’te “Elimizde canlı bombaların listesi var ama eylem yapmadan onları tutuklayamayız” demedi mi?
Daha ne desin?
Siyasi iktidarın “acizliğini”, bizi yöneten kafanın uçukluğunu göstermek için daha ne yapsın?
Alın işte; canlı bomba dün de İstiklal’de kendisini patlattı; hükümetin polisi anında ondan kalan yüzlerce parçayı tutukladı!
***
Madem elinde canlı bombaların listesi olduğu halde tutuklayamıyorsun; o zaman ver o listeyi Alman polisine de onlar tutuklasın!
Baksanıza, (Deniz Feneri örneğinde olduğu gibi) bizi soyan suçluları onlar kodese tıkıyor...
Bizde olacak patlamaları onlar haber veriyor...
Bari listeyi verin de sizin tutuklayamadığınız canlı bombalar sorununu da onlar çözsün!
***
Terör elbette biter dostlar...
Ancak bunun için ne istediğini ve ne yaptığını bilen, uzman kadroların iş başına gelmesi gerekir.
“Sarsak, aciz ve cahil” kadrolarla bu iş olmaz!
Bu büyük sorun, en kilit kadrolara bile “badem bıyık kriteri”ne göre atama yapan anlayışıyla çözülmez!
***
Sarsaklık, dağınıklık, beceriksizlik, AKP iktidarlarının temel özelliği haline geldi.
Bu yüzden patlayan her bombada, o patlamayla yüzlerce parçaya ayrılan her masum vatandaşımızın akan kanında, AKP iktidarının büyük sorumluluğu vardır!
DEVEKUŞLARI!
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Mimar ve Mühendisleri Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) her fırsatta “barış” diye sokaklara dökülüp PKK’yla mücadele eden güvenlik güçlerinin elini tutmaya kalkıştı...
Askeri, polisi “işgalci” ilan etti; onları şehit eden PKK’lıları göklere çıkardı.
Savundukları o terör örgütü şimdi büyük kentlerde canlı bomba eylemleri düzenleyip sivilleri katlediyor ancak bu sözde sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, başlarını devekuşu gibi kuma gömüyor...
PKK’lı bu adamları hâlâ o örgütlerin başlarında tutan üyelere...
Yazıklar olsun!
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İstiklal Caddesi’ndeki bombalı eylemden sonra bir açıklama yaptı ve “Türkiye 1 Kasım’da sizlerin oylarınızla, milletin helal oylarıyla Türkiye’de siyasi ve iktidar hükümeti ortaya çıktı” dedi. Sorularım kendisine:
Bu kadar bozuk bir cümle kurmayı nasıl başardınız?
“Helal oy”dan kastınız ne? Size göre hangi oylar helal, hangi oylar haram?
Bu sözler, dini siyasete karıştırmanın ta kendisi değil mi?
“Siyasi ve iktidar hükümeti” derken ne kast ettiniz?
Muhalefet hükümeti de var mıdır?
Yayın yasağı yetmez!
Her patlamadan sonra aynı şey:
Olayın üzerinden yarım saat geçmeden yayın yasağı konuluyor; sosyal medyaya erişim engelleniyor.
Adamlar haklı!
Hatta alınan bu önlemler yetmez; yayın yasağı konulacağına, bütün televizyonlar ve internet siteleri, saldırılardan hemen sonra, “Patlamadı ki, patlamadı ki... Kimsecikler ölmedi ki... AKP çok iyi çalışıyor... Köprü yapıyor, yol yapıyor...” haberleri yayınlamalı...
Biz bu haberleri görünce paniğe kapılmadan (!) yine bir yerlerde bomba patladığını anlamalıyız ama belli de etmemeliyiz!
***
Ah be AKP... Neler ettin sen bize böyle?
156+265!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Sıra Ceyhun Sabırlı’da:
***
“Abdullah Bey...
Soyadım benden çok size yakışıyor. Şu köşede bir buçuk yıldır yazılanları okuyan normal bir insan sabır taşı olsa çatlardı. O kadar ciddi suçlamalar yapılıyor; sizde tık yok! İyisi mi gelin sizi nüfusuma alayım! Hem bizim evde de harcama yapmazsınız!”
GÜNÜN İSYANI
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de dünkü bombalı saldırıdan sonra bir açıklama yapmış ve “Tüm NATO müttefikleri, Türkiye’nin yanındadır. Terörün her türlüsüyle mücadelede, birlikte duruyoruz” demiş... İsyanım ona:
Göbek adın Pinokyo mu?