AK Parti intihar ediyor

Geçen hafta Mart 2021 ayı itibarıyla istihdam verileri açıklandı. Şubat ve mart ayları arasında hafif de olsa işsizlikte bir gerileme var. 2018 yılı 2. çeyreğinden bu yana; Rahip Brunson ve pandemi krizini art arda yaşıyoruz. Bu krizler, özellikle 1980 yılından bu yana, emperyalizme bağımlılığı sonuna kadar arttıran neoliberal ekonomi politikaları nedeniyle oluşan zayıf ekonomik durumun daha da ağırlaşmasına neden oldu. Ancak, ben bugün ne istihdam verilerindeki hatalı değil ama açıklama isteyen verileri tartışacağım, ne de bugüne kadar uygulanan neo liberal politikaları eleştireceğim.

***

Türkiye, gerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gerek bir önceki Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ağzından defalarca geçmişte uygulanan ekonomi politikalarının artık uygulanamaz olduğunu işittik. Bir kısım ekonomik uygulamaların da, milli unsurlar taşıdığı ve desteklenmesi gerektiğini açıkça defalarca ifade ettim. 128 milyar dolar yalanının aslında Türkiye’nin kurtulmaya çalıştığı Londra merkezli tefecilere karşı operasyonun bir parçası olduğunu dilim döndüğünce izah etmeye çalıştım. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı yolunu birçok kez dillendirdim. Dillendirdiğim bu politikaların AK Parti içinde de yankı bulduğunu, AK parti içinde de bu politikaları savunanlar olduğunu duyuyorum. Bazı ağızlar, uygulanması gereken bu politikaların, Cumhurbaşkanına rağmen bazı engeller dolayısı ile uygulanmadığını söylüyorlar. Burada, köşemde yazdığım bazı yazılar için, iktidara yakın kişiler tarafından “keşke Cumhurbaşkanı okusa” şeklinde düşündüklerini bana ifade ettiler.

***

Ama AK Parti yaklaşan 2023 seçimlerini bile bile, göre göre intihar etme yolunu seçiyorsa görevimiz onu bir kez daha uyarmaktır.

Bakın açıklanan işsizlik rakamlarında neye dikkat çekeceğim; Aşağıdaki tablo Türkiye İstatistik Kurumu sitesinden alınmıştır. Bu tabloda 2017 Mayıs ayı ile 2021 Mart ayı verilerini karşılaştırmalı olarak gösteriyorum.

İşsizlik açısından durumun vahametini anlatmak için bu karşılaştırmayı yaptım.

Tabloda 15 yaş ve üstü nüfusa bakalım. 2017 Mayıs ayında 59 milyon 781 kişi yaşıyor. 2021 Mart ayında ise 63 milyon 401 bin kişi olmuş. Yani 4 yılda 15 yaş üzeri nüfus. 3 milyon 620 bin kişi artmış.

Buna karşılık istihdam edilenler, yani çalışan nüfus 2017 yılında 28 milyon 78 bin kişi iken 2021 yılında yani dört yıl sonra yine 28 milyon 89 bin kişi. Neredeyse aynı sayıda kişi iş bulup çalışıyor. 4 yıl önce nerede isek, oradayız.

Halbuki düz mantıkla yüzde 6 artan nüfus, aynı oranda çalışan kişi olsaydı. 28.078 * 1,06 = 29 milyon 762 bin kişinin iş bularak çalışıyor olması gerekirdi.

2017 yılı Mayıs ayında da işsizlik azımsanmayacak noktada yüzde 11,1. Arada Rahip Brunson, pandemi krizi ancak toplum sizin gerekçelerinizi bir yere kadar kabul eder. Sonuçta kendisi ve ailesinin geleceği söz konusudur.

Bu koşulların yanında siyasi koşulları da göz önüne aldığınızda her türden muhalefeti birleştirme çabası olan bir Amerika Birleşik Devletleri var.

***

Ben daha fazla uzatmadan Ak Parti’nin intihar etme gerekçesini de yazayım. Hala Güney Kore modeli diye tutturarak özel sektörün İSTİHDAM YARATACAĞINA İNATLA İNANIYOR. Bu konuda zamanın daraldığını bizzat görmesine rağmen ISRARLA İSTİHDAMI VE CARİ AÇIĞI HALLEDECEK ATILIMLARI ÖZEL SEKTÖRÜN KUCAĞINA ATIYOR.

CELAL BAYAR’IN 1936’da söylediği “Eğer memleketin sanayileşmesini ve milletin muhtaç olduğu refahı bazı hususi teşebbüslere ve bu teşebbüslerin dayandığı sermayeye bırakmak lâzım gelirse, lâakal (hiç değilse) iki asır daha intizar (bekleme) devresi geçirmekliğimiz lâzımdır."

Bu sözleri dikkate almadan bizim prensiplerimiz bunlar diye zaman geçirirsek 2023 seçimleri karşımıza dev gibi İŞSİZLİK VE CARİ AÇIKLA GELİR. Ondan sonra diz dövme devri başlar. Keşke kamuyu harekete geçirseydik.

Devletin içinde halen FETÖCÜLERİN, ATLANTİĞİN kontrol ettiği güçlerin ve özel sektöre Güney Kore modeli şeklinde yaptırmak istediğiniz yatırımların alternatifi gruplar var. Bu yatırımları özel sektör yapamaz. TOGG bunun en açık örneğidir.