Ak Parti seçim kampanyasının şifresi…

“Türkiye Yüzyılı” tanıtım toplantısı.

Cuma günü Ankara Arena’da yapıldı.

Türkiye çapında katılım oldu.

Salon doluydu, dışı da kalabalıktı.

Toplantıyı kim düzenlemişti?

İlk başta AK Parti dendi.

Katılanların büyük bölümü partiliydi.

Görevlilerde AK Parti rozeti vardı.

Ama salonda parti bayrakları yoktu.

Belli ki istenmemişti.

Hazırlanan filmler, sahnedeki gösteriler…

Devlet tanıtımı gibiydi.

MUHALİF GAZETECİLER

Atatürk ve Türk Bayrağı

Bu vurgu öne çıkarılmıştı.

“Muhalif”(!) gazeteciler de davetliydi.

Bu durum çok tartışıldı.

Bazıları katılmadı, bazılarına kurumları izin vermedi.

Katılanlarla konuştum.

Kendilerine yöneltilen suçlamalara tepkililerdi.

Yaşanan tartışmaları eleştirdiler.

Gazetecilik için endişe verici bulmuşlardı.

AK Parti açısından bakarsak…

Yeni bir dönemin işareti gibiydi.

BAKANLAR TRİBÜNDEYDİ

Bizler için salonun ortasında yer ayrılmıştı.

Bakanlar, parti yöneticileri…

Hepsi tribünlerdeydi.

İş insanları, işveren örgütleri temsilcileri…

Onlar da salondaydı.

Davet Hazine ve Maliye Bakanlığından gelmiş.

ERDOĞAN ÖNDE

Organizasyon Külliye-AK Parti işbirliği…

Ama parti sırıtmamıştı.

Her alanda Erdoğan öne çıkarılmıştı.

Bana göre anlamı şu:

“AK Parti seçim kampanyasını parti değil, Erdoğan üzerine kuracak.”

Bunu salondaki önemli isimlere de sordum.

İtiraz etmediler.

“Seçimde Cumhurbaşkanlığı esas olacak.

Bu nedenle parti ikinci plana düşecek.

Cumhurbaşkanımızın itibarı yüksek” dediler.

Bazıları da örgütlerdeki zafiyetlere dikkat çekti.

Erdoğan’ın gücünün bunları kapatacağını belirtti.

GENÇLER

Salonu Erdoğan coşturdu.

Gençlere özel önem veriliyordu.

Ama gençler bunu anladılar mı?

Emin değilim.

Erdoğan konuşurken hiç susmadılar.

“Türkiye Yüzyılı” vizyonunu gürültüye boğdular.

Keşke biraz dinleselerdi…

KONUŞMA UZUNDU

Erdoğan’ın konuşmasına gelince…

Uzundu, icraatlara çok yer verdi.

Böyle bir tanıtım için gereksizdi.

Tekrarlar vardı.

46 sayfalık konuşma 25 sayfaya düşürülebilirdi.

Böyle olsaydı salonun dikkati dağılmazdı.

Daha etkili olurdu.

Emperyalizme karşı mücadele vurgusu önemliydi.

Ama Mavi Vatan, Suriye, Ege, …

Düşmana karşı bölge ülkeleriyle ittifak,

Rusya, Çin, İran, … gibi dostlarla dayanışma eksikti.

BÜTÜNLEŞTİRME

“Türkiye Yüzyılı” hedefleri…

Bütünleştirici ifadeler öne çıktı.

“Gelin, Türkiye Yüzyılını yeni bir milli mutabakat zemini haline dönüştürelim” dedi.

Önümüzdeki döneme yönelik ipucu…

AK Parti’de politika değişikliği işareti…

MENDERES, ÖZAL

1950 öncesi eleştirisi…

“Güçlerini milletimizin özgüveninin önünü kapatmış olmalarından alıyordu” sözleri…

Arkasından, Menderes, Özal övgüsü…

Menderes ilk kazmayı vurmuş…

Özal ilk gediği açmış…

Menderes ve Özal dönemleri…

Devrim mi, karşı devrim mi?

İkisi de ABD desteği ile iktidar olmadılar mı?

12 Eylül.

ABD’nin “Bizim Çocukları” yapmadı mı?

Özal da onların “en önemli adamı” değil miydi?

PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK

Ekonomik kriz, dayanılması zor zamlar…

Halkın tepkisi…

Psikolojik üstünlük muhalefetteydi.

Tahran, Soçi, ŞİÖ zirveleri, Putin’in hamleleri…

Türkiye’ye enerji merkezi olma teklifi…

Suriye politikasında değişiklik işaretleri…

ABD’ye karşı tutum…

Bunlara ilave muhalefetin iç sorunları…

Erdoğan psikolojik üstünlüğü yeniden sağladı.

“Türkiye Yüzyılı” tanıtımı da bu çerçevede…

İllerden gelenler moral depoladılar.

Bu durum kalıcı olur mu?

Şimdiden söylemek zor.

Halk “sistem içi” çözüme inanmıyor.

“Sistem dışı” çözüm istiyor.

2023 seçiminin kaderini de bu belirleyecek…