Akıl ve hikmetin eseri Lozan

İsviçre Federal Meclis Başkanı ayağa kalkarak ağır bir sesle antlaşmanın, sözleşmelerin, bildirilerin, protokollerin adlarını saydıktan sonra: “Efendiler, buyurunuz, imza ediniz” diye tarafları imzaya çağırıyordu. Elbette ilk imzayı İsmet Paşa atacaktı. Bu imza devletleri tarafından Türkiye’nin haklı davasının onur takdimiydi.

24 Temmuz 1923 Salı günü saat tam üçü dokuz geçe İsmet Paşa’nın attığı bu imza ile Osmanlı İmparatorluğu yerine yeni Türkiye Devleti kurulmuş oluyordu. Bu aynı zamanda 9 yıllık genel Avrupa savaşının da bitmesi anlamını taşıyordu.

AKLIN ZAFERİ

Konferans kapanırken İsviçre Konfederasyonu Başkanı M. Scheurer şu konuşmayı yapıyordu:

“Aylarca büyük çabalardan sonra Lozan Konferansı amacına vardığı ve bundan böyle barışın sağlanmış olduğu iyi haberini birkaç gün evvel dünyaya verebilmiştir. Konferansın yeneceği engeller bilhassa büyüktü. Fakat katılanların muttasıf (vasıflı) oldukları akıl ve hikmet galip geldi. Kamu yararı için katlandığınız fedakârlıklar, şüphesiz ağır oldu. Ancak elde edilen sonuç buna değerdi. Bu fedakârlıklar, çatışmanın kesin duruşuna ve barışın yeniden kuruluşuna delildir. Bütün dünya size minnettardır.”

NANKÖR OLMAK

Büyük bir savaş sona ermiş, barış gelmiş ve aylarca süren barış görüşmeleri sonucunda yeni bir Türkiye devleti kurulmuş ve sonra Cumhuriyet ilan edilmiştir. İşte, bunu sağlayan Lozan Antlaşması'nı değersiz kılacak tüm çabalar ve söylemler hem vefasızlık, hem bilgisizlik hem de acizliktir.

Bu ülkenin kurulmasına sebep olan insanlar önce dünya savaşı içinde büyük zaferler kazanmış, sonra kurutuluş savaşını zaferle bitirerek dünya barışının da yolunu açmıştır. Bu barışın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının belgesi olan Lozan Antlaşması aslında dünya savaşına katılan tüm devletlerinin Türk ulusunun önünde diz çökmesidir. Bunu da sağlayan Atatürk, İsmet Paşa, Rıza Nur bey, Hasan bey ve nice kahramanlardır.

LOZAN BİR TAPUDUR

Lozan’a karşı çıkmanın anlamı evimizin tapusuna bu benim değildir, demektir. Namusumuzu, geleceğimizi ve evimizi bize bahşeden kahramanların önce savaşarak ve sonra da barışı tesis ederek sağladıkları bu sonucu hâlâ tartışmaya açmak, Anadolu’da bir tabir vardır; yediği ekmeğe tükürmekten başka ne olabilir?

Herhangi bir savaş görmemiş, sıkıntılar ve zorluklar yaşamamış, barış zamanında görkemli ortamlarda Atatürk ve diğer kahramanlarımızın yaptıklarını eleştirmek, onu yok saymak tarihsel gerçekleri bilmemek veya hiçe saymaktır.

NAMUS BELGESİ

Dünya savaşı, Kurtuluş Savaşı ve yeni bir devlet kurmak için adanan bir ömre vefasız ve nankörce yaklaşmak bu ulusun genetiği ile oynamak istendiğini gösterir. Bu ulus bunu hak etmiyor. Bu ulusun her ferdi vefalı, vicdanlı, iyiliksever ve namusu için canını veren bir ulustur. Vefasızlık, vicdansızlık yarınlarda bu ülkenin yeni Sevr antlaşmalarının önümüze konulmasına yol açar ki 1923’den itibaren bu plan uygulanıyor. Zaten 2023’de Lozan’ın yerine bu ulusu yok edecek bir düzen getirmek için her taraftan saldırı altındayız.

Unutmayın! Bu antlaşma Gazi Mustafa Kemal’in İsmet Paşa'ya verdiği altın kalemle imzalanmıştır. Bu tarihi kalemle atılan imza bu topraklarda yaşayan herkesin namusunun kurtarıldığının tescilidir…