AKP-MHP Anayasa paketi geri çekilmeli

Yıllardır süren anayasa mücadelesinin son basamağında 2016 önerisi var. Toplam 21 maddeyle anayasanın yüzde 35’ine dokunup leke bırakan bir öneri.
Türkiye’yi başkanlık rejimine, kolu-kanadı budanmış bir TBMM’ye, yasayla değil cumhurbaşkanı kararnamesiyle kurulacak ve besbelli bu yolla ülkeyi eyaletleşmeye hazırlayacak “idari devlet”e sürükleyen bir paket.
Bunların üstüne, eğer cumhurbaşkanının siyasi partiyle ilişkisi ‘partisinin de başı’ diye yorumlanıp uygulanacak olursa, çok partili siyasal sistemi tehdit eden bir “parti-devlet” yaratma önerisi.
*
Bu paket, üzüntü verici bir özensizlik ve yetersizlik sergiliyor. Bunun en belirgin örneği, bütçeyi düzenleyen madde 161’de, “devletin” sözcüğünün “kamu idareleri” diye değiştirilmiş olması. Bizim hukuk sistemimizde “Devlet”, “merkezi idare”yi anlatır. “Kamu İdareleri” terimi ise, hem merkezi hem mahalli idareleri içerir. Kamu idaresi, organları doğrudan halk tarafından seçilerek belirlenen temel kurucu yapılar demektir. Bunlar da merkezi idare, il özel idaresi, belediye idaresi ve köy idaresidir. Öneriyi yazan kalem, terimlerin bu temel anlamlarından öyle habersizdir ki, bu değişiklikle bundan sonra yerel yönetimlerin bütçelerinin de cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanacağı hükmü getirmiştir. Elbette böyle bir durum yanlış bile değil, saçmadır; bu hüküm öneriyi hazırlayanların yetersizliklerine ilişkin açık kanıttan başka bir değere sahip değildir.
*
2016 önerisi, gerçek bütünlüğü açıklanmadan yapılmak istenen bir değişiklik paketi olması nedeniyle samimiyet, tamlık ve açıklıktan uzak niyetler bütünü. Bu nedenle ayıplı bir paket. Bu paket, AKP tarafından TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na 2012 yılında teslim edilmiş olan 2012 Önerisi’nin bir bölümü. Diğer parçaların, uygun zaman geldiğinde ve uygun başka ortaklar bulunduğunda uygulamaya koyulmak istendiği görülüyor.
*
2016 önerisi “cumhurbaşkanlığı” makamı temelinde ‘başkanlık rejimi’kurmayı amaçlayan bir metin. Bu çerçevede “hükümet”in siyasal ve hukuksal varlığına son veriyor. Başbakanla birlikte bakanlar kurulu da yok ediliyor. ‘Bakan’ denen kişiler siyasal hukuksal makamlara sahip olmayacaklar; birer teknik adamdan ibaretler.
*
2016 önerisi, iddia edildiği gibi ‘güçler ayrılığı’ temelinde bir kuruluş getirmiyor. Yasama organı olan TBMM’nin görev ve yetki alanını sınırlandırıyor. TBMM’nin yasama görevlerinin en büyük bölümünü, “kanun tasarısı” eliyle yapılan yasama sürecini cumhurbaşkanı kararnamelerine devrediyor. Adeta ikinci bir yasama makamı haline getirilen cumhurbaşkanının kararnameleri doğrudan yürürlüğe girecek.
*
2016 önerisi, demokratik devlet örgütlenmesinin kurucu ilkelerinden biri olan ‘idarenin kanuniliği’, yani kamu yönetiminin yasa ile düzenlenmesi ilkesini ortadan kaldırıyor. Bakanlıkları, elçilikleri, valilik ve kaymakamlıkları ve bunlar eliyle kurulmuş olan bütün kamu kuruluşlarını, tüm devlet yapısını düzenlemeyi “kanunla yapmak” koşulundan ayırarak TBMM’den alıyor. Bütün bu işleri cumhurbaşkanı kararnamesine bırakıyor; böylece “idarenin idariliği” kuralı getirip idari devlet devrini açıyor.
*
Yasamanın bir bölüm işini de üstlenmiş, hakın demokratik denetimden uzak idari devlet, üniter – merkezi devlet yapısını kolayca çözebilecek bir mekanizmadır. TBMM’ye uğramayan cumhurbaşkanı kararnamesine bırakılmış kamu tüzelkişiliği kurup kaldırmak, merkezi idarenin tüm kamu kurum ve kuruluşlarını hem kuruluşları hem görev ve yetkileri bakımından sınırsız biçimde düzenlemek türü bir yetki, içinde bulunduğumuz dönemde başka bir anlama gelmiyor. Ve cümle alem biliyor ki, üniter-merkezi devlet çözülürse, ortada milli/ulusal devletin ortadan kaldırılmasını önleyecek anlamlı bir mekanizma kalmaz.
*
Türkiye’ye böyle bir kötülük yapılmamalı.
2016 önerisi geri çekilmeli.