AKP, Suriye konusunda debelendikçe batıyor
AKP hükümeti aynen iç politikada da olduğu gibi, Suriye konusunda da debelendikçe batıyor. Son aylarda; Suriyeli sığınmacıların Ege sahillerinde botlara doluşarak denize açılmasına göz yummasından sonra bu defa, karayolundan da Yunanistan sınırına dayanmalarına müdahale edilmedi. Bunun nedeni; müdahale edilmez ve sığınmacılar Avrupa kapılarına dayanırlarsa, yani Avrupa’nın sığınmacı sorunu bu yönetmelerle ağırlaştırılırsa, Batı ülkeleri sorunun kaynağı olarak Suriye rejimini görürüler ve Esad’ı devirmek için harekete geçerler diye düşünülmesiydi.Elbette bu düşünce yanlıştı ve yanlışlığı batılı ülkelerin tam tersini yapmaya başlamaları ile ortaya çıktı. Batılılar Suriye konusunda hiç olmazsa kısa dönemde Esad’ı içine alacak bir çözüm arayışına girdiler.Artık bütün dünya kabul ediyor ki; Suriye’deki rejimi değiştirme gündemi ortadan kalkmaya başlamıştır.Sığınmacı sorunun ağırlaşması üzerine, bu ayın ortalarında Türkiye’ye gelen Almanya, Avusturya ve Lüksemburg Dışişleri Bakanları AKP hükümetine hiç olmazsa başlangıçta Esad rejimi ile görüşülmesi gerektiğini telkin ettikleri, batı basınında yer aldı.Sadece Avrupa ülkelerinin değil ABD yönetiminin de Suriye politikasını gözden geçirmekte olduğu görülüyor. Nitekim, Dışişleri Bakanı Kerry, geçtiğimiz haftalarda Londra da yaptığı açıklamada, Esad’ın hemen gitmesinin öncelikleri olmadığını ima etti.Bunun üzerine Tayyip Erdoğan’da “Tabii, burada Esed’siz bir sürecin olması veyahut da bir geçiş sürecinde belki Esed ile gidilmesi olabilir ama, asıl olması gereken muhalefetin bir defa Esed ile zaten bir Suriye geleceğini kimse görmüyor” şeklinde sıkıntılı bir ifade ile çark etmeye başladığını ortaya koydu.Tayyip Erdoğan’ın Suriye politikasını düzenlerken ki en büyük yanlışı, Rusya faktörünü yok kabul etmesidir.Ortadoğu coğrafyasında politikalar oluştururken Rusya’yı yok kabul ederseniz, sonunda hep kaybedersiniz.Nitekim; ABD’nin Esad konusundaki tavır değişikliğinde, Rusya’nın son dönemde Suriye rejiminin desteklenmesi yönünde attığı kararlı adımların etkisi olduğu yadsınamaz.Rusya, Suriye’deki askeri mevcudiyetini görünür biçimde arttırdığı gibi, Suriye ordusuna gelişmiş silah sistemleri de verdi. Ayrıca, en az bunlar kadar önemli, Suriye’nin Rus askerine ihtiyaç duyması halinde bunun da dikkate alınacağını açıklamasıydı.Bu açıklamalar karşısında Tayyip Erdoğan bir TV mülakatında tam bir acz içinde, “Rusya’nın Suriye’ye desteği ise eskiden beri süren bir destekti, şimdi sadece daha belirgin oldu. Sahaya indi. Çok tehlikeli bir durum. O bakımdan kaygıyla izliyoruz” dedi.Bu açıklamadan anlaşılan acz içindeki AKP hükümeti hiçbir şey yapma gücü olmadan sadece olayları izliyormuş.Asıl önemli olan Ruslar, ABD, AB ve onların kuyruğuna takılmış AKP iktidarı sayesinde, doğu Akdeniz de güçlü bir mevcudiyet sağlayarak, bin yıllık “sıcak denizlere açılma” hayallerini gerçekleştirdiler.Zira, son olaylardan sonra Rusya’nın Suriye’deki deniz üssüne ilaveten, karada da bir üst edindiği, savaş uçaklarını ve saldırı helikopterlerini oraya şimdiden konuşlandırıldığı haberleri geliyor. Artık sadece Enerji bakımından Rusya’ya bağımlı değiliz, aynı zamanda, Karadeniz’deki üstün Rus varlığının yanında şimdi de Akdeniz’de ortaya çıkan Rus mevcudiyeti arasına sıkışmış durumdayız.AKP’nin Suriye politikasında yaptığı vahim yanlışlar, Türkiye’nin başına sürekli belalar açıyor. Türkiye bölgede ve dünya’da giderek yalnızlaşıyor.AKP hükümetinin ülkeye büyük bedeller ödetecek olan son dört yıldır sürdürdüğü Suriye politikasını ABD ve AB’yi kızdırırız endişesiyle Türkiye’nin gündeminin ilk sırasına taşımayan tüm siyaset kurumu, bu gelinen noktada AKP kadar olmasa bile onlarda sorumludur. Sonuç olarak, Türkiye AKP hükümeti ve diğer kifayetsiz muhteris siyasal aktörlerin elinde oradan oraya savruluyor.