AKP tarikatı Dimyat’a giderken... (10) -(TAMAMI)
Aydınlık’ın Ankara Bürosu 10 Ağustos 2013 tarihli gazetede harika bir haber aktarmış. Benim AKP tarikatı tefrikasını bitirmek için tasarladığım özetin ta kendisi. Haberlerin ne yazık ki çok kısa ömrü var. Haberi yazılaştırarak ona biraz ömür katacağım, sonra en geç önümüzdeki yıl yayımlanacak bir kitabımda yer alacak. Aydınlık’ın Ankara Bürosu’na teşekkür ederim.
AKP’nin kalaysız kazanı kaynıyor
Silivri’de görülen Ergenekon davasında verilen kararlar ve daha önce Danıştay saldırısı nedeniyle müebbet cezası almış olan Osman Yıldırım’ın serbest bırakılması, AKP’deki paniği büyüttü. “Kararı halka anlatamayız” paniğiyle çok sayıda AKP’li “Aldığımız bütün kararlar ters tepti, çıkmaz sokaktayız” diyor.
***
(Panik yapmaya ne hacet. Başkanınınız R.T. Erdoğan hakkında bir araştırma önergesi verirsiniz. Yaptıklarını tartışırsınız ve aklınız varsa AKP başkanlığından ve başbakanlıktan düşürürsünüz; kendinizi ve bu muhterem ve karizmatik olduğu söylenen şahsı kurtarırsınız.)
AKP’liler çok dertli canım
“Son dönemde aldığımız bütün kararlar aleyhimize oldu. Öcalan’la İmralı’da yapılan pazarlıkları kamuoyuna da partililere de anlatamıyoruz. Suriye politikamız tam anlamıyla çıkmazda. İşler her geçen gün kötüye gidiyor. Türkiye toprakları teröristlere yatak oldu. AKP’ye oy veren vatandaşlar tepkili. Taksim Gezi Parkı eylemlerine karşı politikamız felaket. Olayların tüm ülkeye yayılmasına hatalı tavrımız yol açtı. 10 yıllık emeğimiz, imajımız bir anda yerle bir oldu. Şimdi de Ergenekon kararları. Genelkurmay Başkanı terör örgütü yöneticiliğinden müebbet hapis cezası aldı. Öz yeğenini erkeklere satan bir sahtekâr serbest. Genelkurmay Başkanı ve beğenelim beğenmeyelim toplumda belli bir itibarı olan adamlar müebbete mahkûm. Bunu topluma anlatamayız. Aldığımız bütün kararlar ters tepiyor, çıkmaz sokaktayız.”
***
(Hayatta olan eski Dışişleri bakanlarına, müsteşarlarına bir sorun bakalım, sizin diplomatlığı kendinden menkul dı-
şişleri bakanınızın saçmalıklarının kaçını onaylıyorlar.
Fazla kafa yormaya gerek yok: Genelkurmay Başkanı gerçekten terör çetesi reisi olsaydı, şimdi tamamınız Yassıada’da voleybol oynuyor olurdunuz.
Çıkmazdan kurtulmak için kılavuz değiştirin ve aldığınız kararları tersine çevirin.
Kendi aranızda homurdanmayın, mırıldanmayın. Kükremesini bilmeyen aslan Afrika’ya turist getirir diye bir darbımesel var. Öyle işte!)
Müebbet mahkûmları
“Müebbet alan kişilerin tamamı PKK’ya, açılım sürecine karşı. Aralarında ömrünü teröre karşı mücadelede geçirmiş olanlar var. Öcalan’ı yakalayıp getiren, sorgulayan var. Bunu da vatandaş biliyor. Şimdi onları müebbet hapisle cezalandırırken, PKK’lılarla planlar yapmayı kimseye kabul ettiremeyiz. Hele KCK’lıların serbest bırakılması seçim öncesinde bizi çok hırpalar. Açılımda bugüne kadar ses çıkarmayan CHP de taban baskısına fazla direnemez. Harekete geçer.”
***
(Demek ki AKP’ye oy verenlerin tamamı Hasan Sabbah cennetine inanmıyor, tamamı afyonkeş olmamış. Türkiye’nin kurtuluşu ancak AKP’ye oy veren kitlenin tarikat bilinçsizliğinden kurtulmasına bağlı. Silivri mahkûmlarının yakınları sadece hükümete, yargıçlara ve savcılara, AKP milletvekillerine değil, bu partiye oy veren oportünistlere de beddua ediyor. Bunlardan biri tutmasa biri mutlaka tutar!)
“Biri Çelik’i sustursun”
Ergenekon davasında verilen kararlara karşı yapılan açıklamaların da partide sıkıntıya yol açtığı konuşuluyor. Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın eleştirildiği vurgulanıyor. Hüseyin Çelik’in açıklamalarının, halkta AKP’ye tepkiyi artırdığı ifade ediliyor. Ege Bölgesi’nden AKP’li bir milletvekilinin seçim bölgesinde partililere yaptığı dar bir toplantıda, Çelik için, “Kurulmuş makine gibi konuşuyor. Ergenekon davası kararları sonrasında da aynı şeyi yaptı. Saçma sapan şeyler söyledi. Benim evimde bile çocuklarım kanal değiştirdi.Yüz sefer söyledim. Çelik’i konuşturmayın, halk bu adama tepki gösteriyor, dedim. Dinletemedim. Sizler de Genel Merkezi uyarın!” dediği bildirildi.
(Kıskanmayın! Adam ne güzel şehvetle, inzal olarak konuşuyor. Kendine hayran mı hayran! Ah Said Nursi bu günleri görseydi.)
Herkes yanlışı görüyor
“Partide herkes yanlışı görüyor ama kimse korkusundan Başbakan’ın huzurunda gerçeği söyleyemiyor. Söyleyen bir iki arkadaş da Başbakan’dan fırçayı yiyince ağzını açamaz oldu. Onlara ‘muhalefet ağzıyla’ konuşuyorsun dendi. Bu tepki üzerine herkes düşündüğünü özel sohbetlerde konuşur oldu.”
***
(Arkadaşlar! Korkunun ecele faydası yok. Bir zamanlar yerin kulağı vardı. Şimdi gözü de var. Haydi şöyle helalinden bir kez olsun dik durun!)
F tipi cemaate tepki
Ergenekon davasında verilen kararlardan sonra AKP içinde F tipi cemaate tepkilerin de arttığı belirlendi. Özellikle Tayyip Erdoğan’a yakın AKP yöneticilerinin, ‘Bu işi başımıza hep cemaat açtı. Başbakan’ın kafasına girdiler, kendi hesapları uğruna partiyi zora soktular.
Başbakan’ın omzuna çıkıp ateş ettiler. Kararı veren de onların ekibi. Hem kendi intikamlarını almak için, hem bizi zor durumda bırakmak için böyle yaptılar’ dediği öğrenildi.
***
(Arkadaşlar, başınıza bütün bunlar “elit” ve “seçkin” olamadığınız için geliyor. Korktuğunuz büyükleriniz de elit ve seçkin değil. Yoksa, iki kalçın ağızlının lafına bakıp tongaya düşer miydi? Düşünsenize, Irak’tan Fas’a ve dahi Afrika’ya hiçbir Arap ülkesinde iki mangırlık itibarınız yok. Fiyaka yapmak için, hava attırmak için politika yapılmaz. Davul ve tokmak sizin elinizde olacak. Hele “Nikâhı senin omzuna, bacakları benim omzuma!” durumu hiç olmaz.
Nota Bene: Fazıl Ahmet Aykaç’tan bir dörtlük “Hele var ki bir tablo / Görse şaşar Anibal / Ördeklerden bir filo / Bir de kazdan amiral!”