AKP, üç partiyi kafa kafaya tokuşturdu!

AKP, üç partiyi kafa kafaya tokuşturdu!
Meclis’te 258 milletvekili olan AKP, dün gerçekleştirilen başkanlık seçiminde, 292 milletvekili olan üç partiyi kafa kafaya tokuşturarak; koltuğu kaptı!
Peki; yenilen kim oldu?
Öncelikle CHP’nin, MHP’nin ve HDP’nin lider kadroları...
Sonra adayları...
Ama asıl, halkın AKP’ye oy vermeyen yüzde 59’luk bölümü!
***
Dünkü Meclis Başkanlığı seçimiyle AKP’nin yeni dönem taktiği de açığa çıktı:
“Nifakları sokuştur...
Muhalifleri tokuştur...
Riskleri savuştur...
KaçAk Saray’ı huzura kavuştur!”
***
Tamam; kimse CHP’nin, MHP’nin ve HDP’nin birbiriyle anlaşmasını ve aralarındaki derin ayrılıkları unutmasını beklemiyor...
Beklenen sadece akıllı olmaları!
Akıl neyi gerektiriyor?
Onlar en çok neden korkuyorsa, onu yapmayı!
Yani... Hesap sormayı!
***
Açın bakın dünkü yandaş gazeteleri:
AKP’ye yakın bir araştırma şirketi anket yapmış... Bu ankete göre sözüm ona seçmenin yüzde 61,8’i “beyaz bir sayfa açılmasını”, kimsenin geçmişin hesabını sormaya kalkışmamasını istiyormuş...
Bunu isteyenlerin oranı güya MHP’de yüzde 58,9’a, HDP’de yüzde 58,3’e, CHP’de ise yüzde 49,7’ye ulaşıyormuş...
Aynı ankete katılanlar ise dört bakanla ilgili yolsuzluk dosyalarının yeniden açılmasına sıcak bakıyormuş...
AKP’lilerin bile yüzde 57,2’si, bu bakanların Yüce Divan’a gönderilmesi gerektiğini düşünüyormuş!
***
Görüyor musunuz “iktidar mensuplarının ve yalakalarının en büyük korkusu”nu?
Yeter ki kimse kendilerinden hesap sormaya kalkmasın; bunun için dört bakanlarını bile feda ediyorlar!
İstiyorlar ki her şey unutulsun...
“Beyaz sayfa” açılsın...
Yani; toplumsal bir “hafıza kaybı” yaşansın!
Barışçıl gösterilerde öldürülen çocukların...
Hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvetin, kayırmacılığın üzeri örtülsün!
***
Hani herkes seçimleri değerlendirirken seçmene, kendi mezhebine göre bir don biçiyor ya... Ben de biçeyim:
Halk CHP’ye, MHP’ye ve HDP’ye AKP’den hesap sorma görevi verdi!
Eğer bu üç parti; kendi aralarındaki uzlaşmazlıkları öne çıkarıp bu görevi yerine getirmezse, kendi seçmenleri belki onları affedebilir...
Ama tarih bu üç partiyi de AKP diktatörlüğünü aklamakla suçlar!
***
Sahi dün ne oldu?
AKP rakiplerini kafa kafaya tokuşturup, azınlık oyuyla koltuğu kaptı!
Bu sonucun üç partiye ders olmasını ve özellikle lider kadrolarının bir an önce akıllarını başlarına almasını diliyorum!

ÇELİŞKİ!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dünkü Meclis Başkanı Seçimi öncesinde bir açıklama yaptı ve dördüncü turda alacakları tavrı açıkladı:
HDP’nin oy vermesi durumunda CHP’nin adayı Baykal’a kendilerinin oy vermeyeceklerini ve çekimser kalacaklarını söyledi.
Gerekçe olarak da “asla HDP’yle aynı yönde oy kullanmayacaklarını” gösterdi!
Dediğini de yaptırdı!
***
Bahçeli’nin o sözleri beni yakın geçmişe götürdü.
MHP’li vekiller, kendi maaşları ya da özlük hakları söz konusu olduğunda pekâlâ Meclis’teki BDP’lilerle aynı yönde oy kullanmışlardı...
Hem de defalarca!
Devlet Bahçeli de en küçük bir tepki göstermemişti!
Demek ki neymiş?
Devlet malı deniz, yemeyen...
Neyse!

GÜNÜN SORUSU
Recep Tayyip Erdoğan, genel seçimlerden hemen sonra CHP’nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’la görüşmüş, bu görüşme de kamuoyunda, “Erdoğan, AKP-CHP Koalisyonu için Meclis Başkanlığı’nı feda ediyor” diye yorumlanmıştı... Sorum o yorumu yapanlara:
Erdoğan’ın hiçbir şeyi gönül rızasıyla vermeyeceğini anladınız mı?


ABDULLAH BEY’E... (156+61!)
Abdullah Bey ...
Yedi ay üç hafta boyunca işgal ettiğiniz Huber’de yapılan masraflar için kaç lira ödediniz?
Kanlıca’daki 20 milyon liralık villa irisini nereden kazandığınız parayla aldınız?
Suudi Kralı’nın göreviniz nedeniyle size getirdiği hediyeleri ne yaptınız?
Şu anda çalışma ofisi olarak kullandığınız Maslak Kasrı’nı kim, size hangi gerekçeyle 49 yıllığına tahsis etti?
Çocuklarınızın düğününde takılan takıları, söz verdiğiniz gibi şehit ailelerine bağışladınız mı? Bağışladıysanız; bu, toplam takıların yüzde kaçını oluşturuyor?

GÜNÜN İSYANI
AKP’nin oy, Cumhurbaşkanı’nın da güç kaybettiğini gören “kırk yıllık yağcılar”, iktidar treninden tek tek inmeye başladı. Bunlardan biri de Yeni Şafak yazarı, “yetmez ama evet”çi Ali Bayramoğlu... İlk kez Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmiş ve Cumhuriyet’e açtığı davanın doğru olmadığını söylemiş... İsyanım ona:
On üç yıldır Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı tek yanlış bu mu Ali?