AKP’nin planı tutar mı?

Saray’da ve AKP’de yoğun bir mesai var. Erdoğan 6 aylık programdan söz etmişti. Bakanlıklarda bu konuda çalışmalar yapılıyordu. Ama bürokrasi kadroları çok zayıf olduğu için iş şansa bırakılmıyor.

Profesyonel bir ekip hazırlık içinde.

YÜZDE 6-7’LİK BÜYÜME İLE SEÇİM

Son günlerde malum anket şirketleri devreye sokuldu. AKP oyları yüzde 55’e kadar yükseltildi. “Metal yorgunluğu, moral bozukluğu” giderilmeye gayret ediliyor. Psikolojik üstünlük sağlanmaya çalışılıyor.

Ancak gerçek şu: Yaptırılan anket sonuçları iyi değil.

Bu durumu değiştirmek için düğmeye basılmış durumda. Önce ekonomide iyileşme planlanıyor. İlk çeyrek büyüme rakamı yüzde 5 olarak açıklandı. Ekonomistler büyüme rakamı için “kaliteli değil” dese de ikinci çeyrekte de buna yakın bir beklenti var.

Ocak-Haziran dönemi bütçe açığı 25 milyar TL. Açığın GSMH’ya oranı yüzde 2.

Büyüme rakamının yüksek çıkmasında bütçe açığı etkili oldu. Şimdi bütçe açığını daha da arttırarak, büyümenin yüzde 6-7’lere yükseltilmesi amaçlanıyor.

MAASTRİCHT KRİTERLERİNE UYGUN

AKP kurmayları açıkça dile getirmeseler de plana sıcaklar. Bütçe açığının GSMH’ya oranının yüzde 3’e kadar büyümesinde bir sorun olmayacağı görüşündeler. “Yüzde 3 AB’ye üye ülkelerin Ekonomik ve Parasal Birliğe katılabilmeleri için gerekli şartlara, ‘Maastricht Kriterlerine’ uygun” diyorlar.

SEÇİM HESABI

Plan uzun vadede ekonomide kırılganlığı arttıracak. Ama şu anda uzun vade hesapları yapan yok. AKP ve Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığını kurtarma” hedefine kilitlenilmiş durumda.

Bu arada “Kredi Garanti Fonu”ndan para dağıtımı sürüyor. Verilen kredilerin üretime gitmediği elbette biliniyor. Ama nedense ekonomi yönetimi şikayetçi değil. Nedenini soruyorum, son dönemde lüks konut satışlarında yaşanan kıpırdanmaya dikkat çekiyorlar.

Haziran ayı itibarıyla 80.9 milyar TL’lik KDV tahakkuku gerçekleşti. Yapılan tahsilat ise 25.9 milyar TL’de kaldı. Diğer bir deyişle esnaf, tüccar, kurum, şirket veya müteahhit 55 milyar TL’lik KDV gelirini kasasına koydu, devlete vermedi.

Hükümet ise fazla ses çıkarmıyor. Fonlarda biriken yüz milyarlarca liranın nerede kullanıldığı da belli değil. Öyle görünüyor ki seçim için her yol mubah!

2018 MART-NİSAN

AKP’de kapalı kapılar arkasında yapılan çalışmalar sürüyor. Kulislerde hep 2018 Mart-Nisan aylarına işaret ediliyor.

İzlenen ekonomi politikalarının uzun vadede devam ettirilemeyeceği, eninde sonunda patlayacağının herkes farkında. Bu nedenle “erken seçim” seçeneği zorunlu olarak gündeme girmişe benziyor.

AKP’nin planı bu! Tutup tutmayacağını hep birlikte göreceğiz!

ALMANYA KRİZİ

Ekonomistler ise AKP’nin planlarında Avrupa ile yaşanan krizin hesaba katılmadığı görüşünde. Almanya’dan yapılan açıklamalar çok ciddi. Kredi garantilerinin (Hermes garantisi) yeniden değerlendirileceği dillendiriliyor.

Krizin Almanya ile sınırlı kalmayacağı, Almanya’nın tüm AB ülkelerini harekete geçireceği konuşuluyor.

“Böyle giderse Rusya krizini mumla ararız” deniyor. “Rusya krizinden daha büyük bir krizle karşı karşıya kalacağız” kaygısı giderek güçleniyor.

ALMAN İTHALATÇILARININ ARAYIŞI

Hafta sonu başta Almanya’ya olmak üzere Avrupa’ya ihracat yapan bir grup işadamı ile beraberdim. Gıda, tekstil, makine, metal, ... sektörlerinde faaliyet gösteriyorlardı.

Hepsi diken üstünde oturuyor. Çok tedirginler. Anlattıkları da vahim.

Alman müşterileri alternatifler aramaya başlamışlar. Siparişlerin hızla azaldığını söylediler. İhracat yaptıkları firmaların kendilerine soğuk davrandığını bildirdiler.

Metal sektöründen bir işadamı, “Ben 2 bin işçi çalıştırıyorum. Almanya ile kriz bir an önce çözülmezse işin sonunun nereye gideceğini düşünmek bile istemiyorum” dedi.

Hepsinin durumu benzer. Krize diplomatik çözüm bulunmasını istiyorlar. Bir işadamı yaşananları anlayamadığını kaydederek şu soruyu yöneltti:

“ABD ile Almanya’nın arası iyi değil. Biz ise hem ABD, hem Almanya ile kavgalıyız. Bu işte bir gariplik yok mu?”

Ne dersiniz, soru sizce de doğru değil mi?