AKP’nin Rakka pazarlığı çıkmazda
Dışta üç süreç yaşanıyor.
Eş zamanlı.
İç içe.
Bir: Türkiye-ABD arasındaki yoğun temas trafiği.
İki: Tayyip Erdoğan, Körfez ülkelerine gitti.
Üç: Türkiye, İran’ı suçlamaya başladı yine.
***
Soru şu:
Sadece pazarlık pozisyonu mu?
Yani lafta mı kalacak?
Yoksa, ardından bir operasyon gelecek mi?
***
Şimdilik bir şey kesin: Pazarlık.
Konu: Rakka operasyonu.
Bir tarafta Türkiye...
ABD’yi ikna etmeye çalışıyor.
PKK/PYD’ye desteği kesmesi için.
Önerisi: Rakka operasyonunu PYD’siz yapalım.
***
Diğer tarafta ABD...
Şimdilik: Hem Türkiye, hem PKK/PYD diyor.
Anlamı: İkisi de elinin altında olsun istiyor.
Mart başından itibaren pozisyonlar netleşecek.
***
Türkiye eş zamanlı bir adım attı.
Körfez’de bayrak gösterdi. Sık sık yaptığı gibi.
Erdoğan’ın Bahreyn, Suud ve Katar ziyaretinden söz ediyorum (12/16 Şubat 2017).
***
AKP’nin Körfez ülkeleriyle ilişkileri...
Üç tarafın “ihtiyacına” bağlı oldu hep.
ABD’nin ihtiyacı: İran’ı sınırlamak.
Türkiye’nin ihtiyacı: Sıcak para bulmak.
Körfez monarşilerinin ihtiyacı: Ayakta kalmak.
***
Türkiye’den verilen mesajlar üç ihtiyaca da uygundu.
Tayyip Erdoğan: “Fars milliyetçiliğiyle mücadele...” (13.2.17).
Mevlüt Çavuşoğlu: “İran, Suriye ve Irak’ı iki Şii devleti haline getirmeye çalışıyor” (19.2.17).
Yine Çavuşoğlu: “Rakka’daki Sünni Arap halkını, DAEŞ ile Şia grupları ya da DAEŞ ile (PKK)YPG arasında tercih yapmaya zorlamamalıyız. Çünkü büyük bir olasılıkla DAEŞ’i tercih edeceklerdir” (19.2.17).
***
Tablo, bize neler söylüyor?
Gerçekte: Mesele Rakka değil.
Asıl konu: Koridor.
ABD: Koridorun üçte ikisini tamamladı zaten.
Birleştirmek ve Akdeniz’e bağlamak istiyor.
Türkiye ise: Koridoru El Bab’ta kesti.
Sonraki hedefi: PKK’yı Fırat’ın doğusuna ötelemeye çalışıyor.
***
Türkiye için kritik olan ABD’nin tutumu.
Ankara, Washington’u PKK/PYD’ye destekten vazgeçirmek istiyor.
Bu aşamada kullandığı öncelikli araç: Türkiye’nin gücü ve stratejik önemi.
Somut önerileri var:
İlki: Rakka operasyonunu birlikte yapalım.
İkincisi: İran’ı sınırlamada ben de olurum.
***
ABD ile pazarlık nasıl gidiyor?
Başbakan Binali Yıldırım umutlu gözüküyor.
“ABD ile yeni bir sayfa açıyoruz” (20.2.2017).
Başbakan. istediği kadar iyimser gözüksün.
Olanlar, olacakların habercisidir.
Hatırlansın.
Başlarda: Türkiye, Suriye’de ABD politikasına bağlandı.
Sonuç: Suriye parçalanma noktasına geldi.
Kuzeyde PKK kantonları kuruldu.
***
Türkiye 3 yıl PKK kantonlarını önlemeye çalıştı.
Washington, Türkiye’nin koridora müdahalesine izin vermedi.
***
Ankara politika değiştirdi sonunda.
Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmaya başladı.
Rusya ve İran’la yakınlaştı.
Sonuç: TSK, Amerikan koridoruna karşı Suriye’ye girdi.
***
Şimdi yeni bir aşamadayız.
Ankara’nın önünde iki yol var.
Ya: Bölgeyle işbirliği çizgisini derinleştirecek.
El Bab’tan sonra Menbiç’e yürüyecek...
Ya da: Tekrar ABD politikalarına bağlanacak.
***
ABD katarına bağlanmanın sonuçları bellidir.
Bölge ülkeleriyle hasmane ilişkiler.
Rusya ile gerginlik.
Rakka operasyonunda PKK/PYD ile ortak hareket.
Sonuç: Suriye’nin bölünmesine... Koridorun kurulmasına razı olmak.
***
Bakınız: Suud’tan yapılan açıklama olacakları şimdiden gösteriyor.
Dışileri Bakanı Adil el Cubeyr diyor ki:
Konu Rakka operasyonu: “Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri özel birlikleri ile ABD’nin yanında yer almaya hazır olduğunu beyan etmiştir.”
Öncelikli amaç: “IŞİD’in denetimindeki toprakları geri almak, ama aynı zamanda kurtarılan bölgelerin Hizbullah, İran ya da Şam yönetiminin kontrolüne geçmesini önlemek.” (21.2.2017).
***
Sonuç 1: Bölünmüş Suriyedir bu.
Sonuç 2: Suriye bölünürse, Türkiye de bölünür.
Sonuç 3: Türkiye buna razı olmaz.