AKP’nin seçimi: Ya Trump modeli ya Halep modeli
ABD’nin “Kürt politikası”... Daha eskilere de gidebiliriz. Fakat “dönüm noktası”yla başlayalım. Birinci Körfez Savaşı’na gidelim.
Bir hesapsızlık: Saddam Hüseyin’li Irak, Kuveyt’i ilhak eder (1990).
Hesapsızdır: Çünkü Sovyetler çökmüş, meydan ABD’ye kalmıştır.
***
ABD müdahale eder (1991).
Irak’ı parçalama sürecini başlatır.
Kuzeyde “güvenli bölge” kurulur.
Irak devletinin girmesi yasaktır.
Bölge: Mesut Barzani ve Celal Talabani’ye teslim edilir.
***
Basit bir soru: “Güvenli bölge”yi Saddam’a karşı kimler korudu?
Resmen dört devlet görevlendirildi.
İlk üçü NATO’dan müttefiklerimizdi: ABD, İngiltere, Fransa.
Dördüncüsü de yabancı değildi: Turgut Özal Türkiye’si.
“Çekiç Güç” diye bir kuvvet oluşturuldu.
Karargâh da uzakta değildi. İncirlik’e yerleştiler.
***
Batının amacı belliydi: Kendi kontrollerindeki “Kürt” devletinin temelini atmak.
Türkiye niçin destekledi “güvenli bölge”yi?
Gerekçe PKK’ydı.
PKK Irak’ta üstlenmişti ya. Ona karşı rahat operasyon yapmak için.
Devran, 1991’den 2003’e kadar böyle sürdü.
***
Türkiye’yi yönetenlerin hiçbiri cesaret edemedi.
Bütün hükümetler...
Parlamentodaki bütün partiler... Sağcısı, solcusuu, milliyetçisi, İslamcısı... AKP’nin atası RP de dahil.
TSK’nın bütün komuta kademeleri...
“Çekiç Güç” sistemini kaldıramadılar.
Manzara şuydu: Türkiye güya PKK’yla mücadele ediyordu.
Bir şartla: PKK bölücülüğüne karşı Barzani devletine bekçilik yaparak.
***
Evet: TSK Irak’ta birçok kez harekat yaptı.
Örgüte darbeler de vuruldu.
Fakat, TSK’yı bir çizgide hep durdurdular.
Örgütün merkezini korudular.
Türkiye’yi yönetenler ne yaptı: Maalesef boyun eğdiler.
***
Batının Irak’taki “güvenli bölge” tecrübesini özetleyelim.
Amaç: Bölmek. Huzur ve güvenlik değil.
Araç: Kürt milliyetçiliği.
Bir de: Batı hem bölüyor. Hem de bölücülüğe ortak ediyor...
***
İkinci “güvenli bölge” oyunu Suriye’de tezgahlanıyor şimdi.
Yeni ABD Başkanı Donald Trump talimat verdi (25.1.2017).
Bir “güvenli bölge” de Suriye’de kurulacakmış.
Yer tarifleri de var: Suriye’nin hem kuzeyinde, hem güneyinde. Ayrıca civar ülkelerde.
Yorumlara bakılırsa... Öncelikle kuzeyde PKK kantonları seçilecek.
Diğer adaylar: Güneyde Ürdün sınırındaki Dera... Bir de sınırın Türkiye tarafında...
***
Trump, telefonun başına geçti. “Güvenli bölge” diplomasisi yürütüyor.
İşadamlığından tecrübeli ya... Projenin finansmanıyla başladı işe.
Ortadoğu’daki operasyonlarda kasa belli: Suudilere uzattı faturayı.
İlk haberler: Kral Salman istekliymiş. “İslam ordusu”ndan ortağımız!
Dikkat çekici olan: Trump pek çok ülke lideriyle konuşuyor.
Bizimkilerin telefonu ise henüz çalmadı.
Hayra mı yoralım, şerre mi?
“Tercihli” muamele görmedikleri kesin.
***
AKP iktidarı sıkıntılı.
Haksız da sayılmazlar.
Evet: Yıllardır “güvenli bölge” diye sızlandılar.
Şimdi ise: Farkındalar. Trump’ın projesi bölgesel bir saatli bomba.
Patladığında zararın çoğunu iki ülke görecek: Suriye ve Türkiye.
***
Türkiye’yi yönetenler tarihi bir kavşaktalar.
Bir hesap yapacaklar. Stratejik bir hesap.
Ya: Ya teslim olup Türkiye’yi bölünmeye sürükleyecekler.
Ya da: Devlet aklının, vatanseverliğin gereğini yapacaklar.
Şimdiden kayda geçsin: Teslim olanların iktidarda kaldığı görülmemiştir.
***
Soralım: ABD’nin “güvenli bölge” bahaneleri nedir?
Bu çerçevede PKK/PYD’yi niçin destekliyor?
Bir: Milyonlarca Suriyeli’nin mülteci durumuna düşmesi.
İki: IŞİD’in varlığı.
* * *
Türkiye, ABD’nin “mülteci bahanesi”ni hemen boşa çıkarabilir.
Ortada bir “Halep modeli” var.
Hatırlayalım: Suriye ordusu Halep’te ilerledikçe AKP ne yapıyordu?
Diyordu: “Yeni bir mülteci akını başlayacak. Yüzbinler gelecek...”
Önerdiği çare: “Güvenli bölge kurulsun...”
Henüz Rusya ve Suriye ile yakınlaşma başlamamıştı.
***
Sonra ne oldu?
Türkiye, Rusya ile barıştı.
Suriye’yle dolaylı temaslara geçildi.
Sonuç: Bir “al-ver” yapıldı.
Türkiye’nin Fırat Kalkanı harekatına yol verildi.
Suriye’nin de Halep’i kurtarmasının önü açıldı.
***
Türkiye-Suriye uzlaşması stratejik sonuçlar üretti.
Bir: ABD koridorunun önü kesildi.
İki: Suriye, Halep kentini kurtardı. Savaşta kesin üstünlük dönemi açıldı.
Üç: Mülteci akını olmadı Türkiye’ye. Halk, Suriye ordusunu şenliklerle karşıladı.
“Halep modeli” budur işte.
Emperyalist bölücülüğe karşı bölgesel ittifak.
İlk kazanan da: Bölge halkı oldu.
(Bir not: Hani Halep “Sünni” şehriydi. “Alevi” Esad’a karşı ayaklanmıştı.)
***
AKP iktidarı biraz cesaret gösterse...
Suriye yönetimiyle açıkça masaya otursa... Trump modeli başlamadan biter.
ABD yeni “güvenli bölge” kurarsa ne olur?
Model ortada: Irak’tan sonra Suriye’de de federe devlet kurulur.
Sorumluluk AKP’de.
Son not: “Halep modeli”, IŞİD’e karşı bölgesel mücadelenin de önünü açar.