AKP’nin seyir defteri

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana ülkemizde temel hak ve özgürlükler, özellikle özgür sendikacılık ve işçilik haklarının yok edilme süreci yaşanmaktadır. AKP siyasal programını salam politikasına göre uygulamaktadır. Demokrasiyi dilim dilim doğramakta, kurbağanın kaynar suya atılarak kazanın dışına sıçramasını önlemek için suyu yavaş yavaş ısıtarak kurbağayı haşlamaya benzer bir yöntemle demokrasi ve temel haklar dilim dilim yok edilmektedir. Yargı, basın, üniversiteler özgün kimliklerinden arındırılıp tek kişiye bağlı kurumlara dönüştürülmüş, onun iradesi egemen kılınmıştır. Sıra siyasal iktidarlar önünde en önemli direnç gücünü oluşturabilecek sendikalara ve işçi haklarına gelmiştir.

ÖZGÜR SENDİKACILIK YOK EDİLMİŞTİR
ILO’nun 87 sayılı sözleşmesinin temel ilkeleri arasına sendikaların yöneticilerini özgürce seçme, faaliyetlerini özgürce düzenleme ve işverenlere, siyasi partilere, hükümetler karşı bağımsız olma önemle not edilmiştir. Sendikalar ve işçiler için yaşamsal olan ve ILO’nun 98 sayılı sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan toplusözleşme yapma özgürlüğü 6356 sayılı yasanın 43. maddesi ile siyasi iktidarın takdirine bırakılmıştır. Toplusözleşme yapma yetkisini belirleme Çalışma Bakanlığı’nın takdirinde olduğu sürece sözleşme ve sendika özgürlüğünden söz edilemez. AKP bu silahı çok iyi kullanarak bu takdir hakkını kendisini destekleyen sendikalar lehine kullanarak onları ödüllendirmiş, AKP muhaliflerini bu yoldan cezalandırmış ve böylece ülkemizde sendikaların siyasi iktidara biat etme dönemi ve yandaş sendikacılık başlatılmıştır. Bugün ülkemizde Türk-İş ve Hak-İş konfederayonları bu çağdışı sendikacılık anlayışını içlerine sindirerek varlıklarını sürdürmekte ve sendikacılığı yozlaştırmaktadırlar. Bu iki konfederasyon işçiyi sinek gibi ezen AKP iktidarına karşı kuzuların sessizliği içindedir ve AKP’nin işçilerin kıdem tazminatını, ihbar tazminatını, yıllık ücretli izinden, işsizlik sigortasından yararlanma hakkını yok eden özel istihdam bürolarına işçi kiralama hakkı veren yasaya karşı hiçbir direnç göstermemiş, bu hakların yok edilmesine seyirci kalmışlardır. Bu davranış işçi sınıfına ihanetin en somut örneğidir.

CHP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜNÜN EMEK AÇILIMI
Sendikalar üyelerine ve genel olarak işçilere siyasal bilinç verme sürecini başlatmadıktan sonra siyasal iktidarların işçiye karşı zulmü devam edecektir. Çünkü bugün işçiler ve sendikalar siyaseten bilinçli değildir ve iki tel makarnaya, bir çuval kömüre geleceklerini satacak kadar zavallı konumuna indirgenmişlerdir. Zincirlerini kırmaya, aydınlanmaya, demokratik haklarına kavuşmaya hiç niyetleri yoktur. Sendikaların üstlenmediği işçiyi siyaseten aydınlatma işlevini siyasi partilerin yapması gerekmektedir. Bu konuda Vatan Partisi ilk adımı atmış ve bölgesel seminerler düzenlemeye başlamıştır. Umarız aksatmadan bu çalışmayı genişleterek sürdürürler. CHP’ye yıllardır yaptığımız uyarıların gereği yapılmamış ama nihayet CHP İstanbul İl Örgütü bu konuda somut bir adım atarak 37 ilçede Emek Büroları kurmak üzere ilçelerden yöneticileri görevlendirmiştir. Bu görevlilerle bu ay içinde bir araya gelip onlara nasıl çalışmaları, işçiler ve sendikalarla nasıl ilişki kurmaları gerektiğini anlatacağız. Istanbul İl Örgütü’nün bu açılımı maya tutarsa CHP’nin sıkıştığı yüzde 20-25 oy aralığından kurtulması ve iktidar umudunu yeşertmesi mümkün olacaktır.
CHP işçiye açılmaktan, sendikalar işçilere siyasal bilinç vermekten korkmadığı zaman AKP’nin işçilere reva gördüğü zulüm bir gün mutlaka bitecek ve çalışanlar, aydınlık günler getirecek bir siyasi partiyi mutlaka işbaşına getireceklerdir.
Sendikacı dostlara seslenmek istiyoruz: Ürkek tavşanlar gibi yaşamanın anlamı ve amacı yoktur. Başarı cesaretin ürünüdür. Üyelerinize hak ettikleri yaşamı verebilmek için cesur olmanız gerekmektedir. Aydınlık günlerde sendikacılık yapabilmek için bu sese kulak vereceğinizi umuyoruz.