‘AKP’yle yan yana duruyorsunuz’ iftirası!

Dün Bir Gün Gazetesi, “Akademisyenlere yönelik baskı ve tehditler hız kesmiyor: Büyüleyici Çeşitlilik” manşetiyle çıktı.Nasıl oluyormuş da gerici Yeni Akit ve Erdoğan karşıtı olarak bilinen Sözcü gibi (!) gazeteler ile Vatan Partisi’nin lideri Doğu Perinçek, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve suç örgütünü yönetmekten hüküm giyen Sedat Peker gibi isimler, AKP’nin yürütmekte olduğu savaşta yan yana tavır alabiliyormuş?***Amuda kalkıp dünyaya bakarsan, böyle görürsün işte!Bakın kendilerini sosyalist, sosyalistliği ise Kürt ırkçılığı sanan arkadaşlar:İnatla ve büyük bir aymazlıkla bu savaşı “AKP’nin Savaşı” gibi gösteriyor ve ülkenin bölünmesine itiraz eden herkesi AKP’yle yan yana durmakla suçluyorsunuz.Öncelikle o kalın kafanıza sokun ki; Güneydoğu’da bugün verilen kavga “savaş” değil, terörle mücadele...Ayrıca bu kavga AKP’nin değil, “vatanıyla ve milletiyle bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin “bölünmeme kavgası”dır!Çünkü bu mücadelenin kaybedilmesi durumunda kaybedecek olan AKP değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir...***Gelelim AKP’yle “aynı yerde durma” meselesine:Anımsayın; Tayyip Erdoğan’ın hükümetleri PKK’ya Habur’u açarken ve siz de bunu alkışlarken biz yine bugün durduğumuz yerdeydik.Hükümet, “çadır mahkemeleri” kurdurup katilleri aklarken...Sezen Aksu gibiler bizim gibi “açılım karşıtları”nı, “iki alemde de lekeli” ilan ederken...İmralı’ya heyetler gönderilirken...Oslo tutanakları ortaya çıkarken...AKP’yle HDP kol kola girip anayasayı değiştirirken...Dolmabahçe’de “İkinci Sevr’in hazırlıkları” yapılırken...Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, “Sakın PKK’yla çakışmaya girmeyin” talimatları verilirken...PKK’lı teröristler, cumhuriyet savcılarının yolunu kesip üzerlerini ararken...Savcılar, hadlerini aşan BDP’lilere ya da HDP’lilere soruşturma bile açamazken...Biz hep bugün söylediğimizi söylüyorduk.Şimdi dengeler değişti, AKP “müzakere”den vazgeçip “mücadele” etme gereğini anladı diye; biz mi bulunduğumuz yeri değiştireceğiz?PKK’nın mı safına geçeceğiz?Böyle bir dangalaklık yapmamızı mı bekliyorsunuz bizden?***AKP’yi bugüne kadar siz “bir” eleştirdiyseniz, biz “on” eleştirdik...Bu yüzden siz “bir” bedel ödediyseniz, biz “on” ödedik...Bakın dantel kardeşler:Bizim... Yani bu ülkenin Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı vatandaşlarının dört düşmanı var:Bir: ABD başta olmak üzere tüm emperyalist güçler!İki: Ülkeyi “bebek kanı dökerek” bölmeye çalışan alçaklar...Üç: CIA tarafından yaratılıp büyütülen Fethullah Gülen çetesi!Dört: Osmanlı’yı yeniden kurmaya ve önce şeriatı sonra da hilafeti getirmeye ant içen siyasi iktidar!Bunların hiçbiri, diğerinden daha masum değil bizim için... Ve biz, birini zor duruma düşürmek için diğeriyle asla kol kola girmeyiz!Ya siz; daha önceki gün üzerinize belki bininci kez sıçrayan bebek kanını nasıl temizleyeceksiniz?
SUÇ!Sosyal medyada bazı “danteller” soruyor:“Barış bildirisine imza atan akademisyenler hakkında Sedat Peker’in söylediklerini ve Yeni Akit’in liste yayınlayıp hedef göstermesini onaylıyor musun? Neden tek satır yazmıyorsun?”***Bre gafiller; soru mu bu?Sedat Peker’in, “Kanınızla duş alacağız” tehdidini de Yeni Akit’in liste yayınlamasını da tüm kalbimle lanetliyorum!Tüm bunlar suçtur ve suçlular cezalarını mutlaka en ağır şekilde çekmelidir.
GÜNÜN SORUSUBarış İçin Akademisyenler Grubu’nun imzacıları arasında yer alan Cumhuriyet yazarı Prof. Dr. Ahmet İnsel, “PKK’yı eleştirmedikleri” yönündeki suçlamaya, “PKK, Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü suçları işleyen kişilerin bulunduğu bir örgüttür. Benim PKK ile bir ilişkim yok, ama devletle var” diye yanıt vermiş... Sorum kendisine:Bir katil senin çocuğunu öldürmeye kalksa, katili bırakıp olaya müdahale eden polise, “O zaten katil, bırak işini yapsın” der misin?
Kumpasın son kurbanı! Pilot Yüzbaşı Murat Eren, kumpas davalarının ilk kurbanıydı; şimdi son kurbanı!.. Sanıkların yarısı aklandı, tamamı serbest kaldı; ancak o hâlâ Paşakapısı Cezaevi’nde...Atabeyler soruşturması kapsamında Recep Tayyip Erdoğan ve danışmanı Cüneyd Zapsu’ya suikast iddiasıyla 31 Mayıs 2006’da tutuklandı. Beraat etti..“Bilgi sızdırmak” ve “patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından iki ayrı davada daha yargılandı; bilirkişilerin “masum” raporlarına karşın hüküm giydi. Yargıtay Başsavcılığı yargılamanın yeniden yapılmasını istedi; tınlayan çıkmadı.Sonuçta Murat Yüzbaşı, hâlâ özgürlüğünden mahrum!***Kumpas mağdurlarının kurduğu Vardiya Bizde Platformu bugün saat 13.00’te Beşiktaş Meydanı’nda bu kez Murat Eren’e destek için “sessiz çığlık” eylemi yapacak.Destek vermek isteyenlere duyurulur!
156+217! Abdullah Gül ‘e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Serdarhan Gülle’de... Sizin de Abdullah Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz:“Abdullah Bey...Böyle giderse Mustafa Mutlu, sorularına 23. yüzyıla kadar cevap alamayacak. Eğer Huber Köşkü’nde kaldığınız süre içerisinde eksik ödeme yaptığınızı düşünüyor ve bu durumdan rahatsızlık duyuyorsanız, çağırın yetkilileri kaldığınız süre içindeki resmi giderleri tekrar gözden geçirtin ve aradaki farkı ödeyin... Faturayı da Mustafa Mutlu’ya gönderin! Bu iş aslında bu kadar kolay. Ne bekliyorsunuz?”
GÜNÜN İSYANIİsyanım; CHP’de bugün başlayacak olan Kurultay’dan önce demeç veren ve “Menfaatçileri partimizden göndereceğiz” diyen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na:O “menfaatçileri” partinize, hangi “menfaat” karşılığı, hangi “menfaatçi” doldurdu?