Akrebin Soktukları – 1: HDPKK, Türk solunu felç etti!
“Budur alçaklar borsasında yüksek hissesi ihanetin!”
KUTLU SÖVGÜ IV
> FETÖ-NATO operasyonuyla ABD çıkarlarına uygun hale getirilen CHP, kendi içinden vatanseverleri tasfiye ettikten sonra, tepeden inen başkan ve kurmayları öncülüğünde “küreselci ihanet” çizgisini çırpınarak ve ısrarla sürdürüyor. Bu gayri milli siyaset CHP’yi iktidar merkezinin dışına sürüklemiş durumda. Bütün olarak milli kimliğini yitiren ve Türkiye çıkarlarının karşısında konumlanan CHP’nin kesin olarak felç edilişi 2015 Haziran seçimlerinde HDPKK’yı meclise sokmak üzere sırtlamasıyla kesinlik kazandı. Seçimlerden önce Şairin Emeği köşemde ünlü kurbağa-akrep hikâyesi üzerinden bir uyarıyı yapmıştım.
>> AKREP İLE KUBAĞA MESELİNİN ÖĞRETTİĞİ
> Şöyle: Kurbağa derenin kenarında şişinip güneşlenirken, Akrep yanına sokulur. "Sana bir işim düştü Kurbağa kardeş, beni derenin karşısına geçirir misin, lütfen!" Kurbağa, "Olmaz arkadaş," diye zıplayarak itiraz eder. "Sen Akrepsin, beni sokarsın," der. Akrep içtenlikle, "Öyle şey olur mu Kurbağacığım, seni sokarsam, ben de boğulurum. İkimiz de ölürüz," diye manialı bir mantık yürütmüş. Sonunda Kurbağa, akrebin ayartmasına kanıp onu sırtına almış. Tam derenin ortasına geldiklerinde kurbağa “yandım Allah” diye çığlığı basıp, “Ne yaptın arkadaş sen, beni soktun!” demiş, “Şimdi ikimiz de boğulup öleceğiz." Akrebin yanıtı şöyle olmuş: "Ne yapayım kurbağa kardeş, ben Akrebim, sokmak benim karakterimde var! Öyle yaratılmışım." Birlikte derenin dibini boylamışlar.
> Bu uyarıcı mesel insanlara ders vermek için binlerce yıllık deneyim sonucu oluşmuştur. Bakın ki, 2015 Haziran seçimleri sırasında CHP, HDPKK’yı meclise sokmak üzere oy seferberliğine girişerek “Akrebi” sırtlamıştı. Ne oldu? CHP’nin bütün hayati organları hızla felç oldu. Sonuç, ibretlik manzaralar eşliğinde birlikte batıyorlar. Cumhuriyetçi çizgiden koparılan CHP, bölücü partiyle yaptığı işbirliği sonucu tıpkı kurbağa gibi felç olup, milli reflekslerini yitirdi. Canı derinen yanan CHP’nin vatansever seçmenleri acı içinde kıvranırken parti kendi içinde bölümlenip bölündü ve kendi ilkelerine yabancılaşıp kıvranmaya başladı.
>> AKREP VE KURBAĞA AYDINLAR
> PKK, Türk devriminin, sol, sosyalist hareketinin önünü kesmek için CIA, MIT’in kurduğu sol görünümlü bir terör örgütüdür. Türkiye’yi Atlantik çizgisinde tutmak, Türkiye’ye nefes aldırmamak, Türkiye solunu bastırmak için kurulmuştur. Ama büyük görevi Irak, İran, Suriye ve Türkiye’nin parçalanmasında “kara gücü” görevi üstlenmesidir. Arkasını emperyalist merkezlere dayayan bu terör örgütü, Türk sol hareketini büyük ölçüde felç etmiştir. Durum böyledir, ama kaç şair, edebiyatçı çıkıp da bunu dile getirmiş, bu hayasız saldırılara karşı durmuştur. Tavırlarını garip bir “tarafsızlık”, sahte bir “barışçılık” ve insani olmayan “insancıllık” biçiminde ortaya koymaktadırlar.
> Aynı akrep, kırk yıldır kurbağa aydın ve kurumlarını sokup felç etti ve sokmaya devam ediyor. ODTÜ’de yaşanan rezillikten tutun da Türkiye Barolar Birliği (TBB)’ne, oradan Türk Tabipler Birliği (TTB)’ne, oradan yazar örgütlerine ve Türk devletinin bütün birimlerine kadar akrep devletin iç organlarını felç etmektedir. Son örnek Anayasa Mahkemesi’nin felç edilmiş halidir. Akrep devletin vicdanına kadar girmiştir.
> > KEPENG DEĞİL, DÜKKÂN KAPATILACAKTIR!
> Sabrı tükenen Mehmetçik kışladan çıktı, aynı gün terör örgütünün gırtlağına bastı. Vay sen misin müdahale eden, hazır bekleyen "barış korosu" dört koldan devreye girdi: "Barış! Barış!" PKK temizlenmeden huzurun gelmeyeceğini bilen Mehmetçik, terör örgütünü kendi açtığı hendeğe gömüyor, mayınları temizliyor, sivil halkı ölüm çemberinden yarasız beresiz çıkarmaya uğraşıyor, bunu yaparken şehit düşüyor, ama koro yine de susmuyor: "Barış! Barış!"
> Bir de canı yanan ABD ile AB var! Teröristine vuruyorsun, sesi Atlantik'ten geliyor: "Operasyonları durdurun! Görüşmeleri başlatın! Barış yapın!" Başüstüne! Savaş Türk ile Kürt arasında değil ki barış istensin. Savaş, Amerika'nın "kara gücüm" dediği PKK ile Türkiye'nin savunmasında göğsünü siper etmiş Mehmetçik arasında. Savaşı isteyen ve Türk milletinin üstüne PKK'yı süren ABD'dir. Biz vatan savunması yapan Mehmetçik'i canımızla, ruhumuzla destekliyoruz. Savaşın zaferle biteceği inancını taşıyoruz. Yani terör örgütü silah bırakacak, teslim olacaktır. Başka çaresi yoktur. HDPKK kepengini değil, dükkânı kapatacaktır.
> > KARAYILAN: SAVAŞA KARAR VEREN BİZİZ!
> Mehmetçik, "Savaşın!" denildiği için savaşmıyor, vatan savunması, nefsi müdafaada olduğu için savaşmak zorunda. Benim vicdanım nefsi müdafaa yapanın yanında, vatan savunması yapanla omuz omuza. Huzurlu günler, kardeş günler Mehmetçik'in zaferiyle gelecek. Türkiye'nin bütününde, Türkün de Kürdün de özlemle beklediği budur.
> Fakat Bakın, PKK Yöneticisi Karayılan ne diyor: "Elbette bu savaşa karar veren ve yürüten biziz. Ama muhatap Apo olsun; çünkü Apo’nun 2013’te başlattığı süreç eksiklerle de olsa yürüyordu ve son olarak Dolmabahçe Mutabakatı’yla bir çerçeveye ulaşılmıştı." (Evrensel Haber sitesi, 23 Mart 2016) İki cümlede birbirini doğrulayan ne çok itiraf: "Dolmabahçe mutabakatına ulaşılmışken savaşı biz başlattık diyor." Mesele bu. Kasabaların altını bombalarla doldurma işi Dolmabahçe'den ilham alınarak değil, önceden alınan savaş kararıyla yapılmış. Bu durum Oslo'da da dile getirilmişti. Kimin savaş istediği, kimin başlattığı açık değil mi?
>> HDP AMERİKA’NIN TÜRKİYE’DEKİ İÇ SAVAŞ ÖRGÜTÜDÜR
> Sözüm ona Kürtleri kurtarma seferinde, bindiği siyaset trenin kompartımanında uyuya kalanlar var. Yol arkadaşları: Feodal ağalar, aşiret reisleri, tarikat şeyhleri, etnik milliyetçiler. Bir kere bile trenin nereden geçtiğini, hangi yöne gittiğini merak etmemişler. Bir de bakmışlar ki, makinist emperyalizmin bölge istasyonunda yakıt ikmali yapıyor. Yanlış trene binenler, yolun sonunda terör örgütünün yanına, Mehmetçik'in karşısına, NATO'nun yanına, TSK'nın karşısına, Amerika'nın yanına Türkiye'nin karşısına düşmüşler. Onlar Akrebin soktuklarıdır!
Kuşku yok ki sonları derenin dibidir.
> Kırk yıldır ileri sürülen "Kürt hakları, Özyönetim vs." bu savaşın bahanesidir, artık bunu öğrendik. Eğer PKK'nın ABD'nin talepleri dışında samimi talepleri olsaydı, silahları bırakıp 80 milletvekilinin arkasına geçerdi. Fakat bunu yapamadılar, insanlar değil, silahlar konuştu. Bunu yapamazlar, çünkü HDP'nin iradesi de PKK üzerinden Amerika'ya bağlı. Ve büyük patron barış istemiyor. İç çatışma, iç savaş istiyor. PKK'nın kendi adına bir şey talep edecek iradesi de zaten yok. İrade merkezi Pentagon’dadır. Sonuç olarak HDP kapatılacak ve yöneticileri yargılanacaktır. HDP, Amerikan Emperyalizminin Türkiye’deki iç savaş örgütüdür. Tarihin dediği olacak, tarihe gömülecektir