Alevileri siyasetin dışına sürme planı

Devranın yine bozuk olduğu, müslümanın kuru soğana talim edip şeyhin yine son model zırhlı araçla dolaştığı bir zamanda Sofulardan biri bir gün, Bektaşinin yanına varır ve temennide bulunur:

“Ey Erenler; iyisin, hoşsun, ilim irfan sahibisin ama bir de oruç tutup, namaz kılsan… Bizim nazarımızda da itibarın olur o zaman.” der.

Bektaşi ise tebessümle, “Ya Sofu, sizin nazarınızda itibar kazanmak için Allah önündeki itibarımı zedeleyemem.” cevabını verir.

Son günlerde Millet İttifakı’nın ve CHP’nin seçim yenilgisini Alevilere fatura eden bir akım türedi.

TASFİYE ÇIKARIMI

CHP delegelerinin yüzde 80’den fazlasının Alevi olduğu iddia edildi.

Alevilerin CHP içinde ayrıcalığa mazhar olduğu, olmayanlarınsa dışlandığı öne sürüldü.

Yönetimlerdeki isimler ve belediyelerdeki emekçiler örnek gösterildi.

Sosyal medyada müstear hesaplardan mantık dışı hikâyeler anlatıldı.

Nİhayetinde, nedenleri doğru okuyamayan her bakışın ulaşacağı yanlış sonuca gelindi. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Genel Başkanlıktan indirebilmek için CHP içindeki Alevileri tasfiye etme çıkarımı yapıldı.

Bazı gazeteci ve sosyal medya yayıncılarının da dahil olduğu bu akıma son olarak Sayın Levent Gültekin de katıldı.

Gültekin 5 Haziran 2023’te diken.com.tr’de yayınlanan “CHP Alevi partisi olursa” başlıklı yazısında “Aleviler CHP’de olduğu müddetçe Türkiye’de sağ iktidarda kalır.” mesajı verdi. “...Alevi toplumunun bir partide toplanması, yani Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP’nin Alevi partisine dönüşmesi demek, Türkiye’nin ilelebet sağ, din istismarcısı iktidarlara mahkûm olması demek…” ifadelerini kullandı.

KILIÇDAROĞLU NİÇİN KAYBETTİ

Hızını alamayan Gültekin şöyle devam etti: “...Tekrar edeyim: Alevi vatandaşlarımızın yoğunlukla oy verdiği bir partinin yönetiminde etkin bir şekilde söz sahibi olmak istemesini gayet anlaşılır ve haklı buluyorum. Ama bu yöntemin hem onlara hem de Türkiye’ye zarar vereceği kanaatindeyim…”

Oysa Kılıçdaroğlu Alevi olduğu için kaybetmedi.

Kurduğu çok bileşenli yapı ile arkasındaki Batı desteği millete kaos vaat ettiği ve terör örgütü PKK’nın siyasi ayağı HDP’yle işbirliği hafızalara kazındığı için yenildi.

Üstelik delege sistemi ve örgütlerin yönetim yapısı ile “CHP’nin bir Alevi partisi olduğu” tezine dair ortaya atılan rakamlar güvenilir kaynaklara dayanmıyor.

Çünkü herhangi bir topluluk içinde böyle bir ölçümlemeye kalkışmak suçtur. Yani yapılamaz.

Ayrıca bugün CHP’nin sorunu Alevi partisi olma ihtimali değildir. Alevilerin büyük çoğunluğunun oy vermesi ile Alevi partisi olması ayrı şeylerdir.

Seçim sürecindeki Kılıçdaroğlu ve CHP’nin kimlikçi bir propaganda yapması ile Alevi veya Kürt bir yurttaşın siyasete katılımı da farklı şeylerdir.

Zaten Sayın Gültekin ve bu akıma bu noktadan dahil olanlar da kimlikçi politikaları eleştirmiyor.

BAYKAL’DA DA BENZERDİ

CHP bazı batıcı büyük sermaye gruplarının baskın kuvvet olduğu ve ilke tanımayan çok daha geniş bir uzlaşının partisidir.

Sayın Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığı döneminde de manzara benzerdi.

Dikkat edilsin, CHP’nin Alevilerin sorunlarıyla ilgili hiçbir programı yoktur. Bunu bizzat CHP’ye yakınlığıyla bilinen Alevi kurumları söylüyor. Kılıçdaroğlu’nun kendilerini görüşmeye bile kabul etmediğini kaydediyorlar.*

Nitekim AK Parti iktidarının Ekim ayında çeşitli yasalarda değişikliklerle cemevlerini yasal statüye kavuşturmasına Meclis’te karşı çıkmışlardı. Anayasa Mahkemesi’ne itiraz ederek geri çevirme tehdidinde bulunmuşlardı.**

Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerine biner biner “Süleymancılar” olarak bilinen tarikat mensuplarını doldurmak da cabası…***

SİYASET DIŞI BIRAKMA

Velhasıl “İyisiniz, hoşsunuz da… Oy verin ama yönetime katılmayın.” demeye getirerek insanların seçme ve seçilme haklarına göz dikmek kimsenin haddine değil.

Herhangi bir topluluk içinde kim Alevi, kim Sünni çetelesi tutturmaya kalkışmaksa suç olmanın yanında ayıp.

İlk olarak Kılıçdaroğlu’nun aday adaylığı sırasında gündeme getirilen, bugün de CHP içindeki birkaç yüz yönetici ile belediyelerdeki mazlum çalışanların parmakla gösterilmesiyle devam eden süreç, Alevileri siyaset dışı bırakma yoluyla bir mezhepsel kışkırtma operasyonuna doğru evriliyor.

Aydınlık 20 Aralık 2022 tarihli manşetinde “Alevilere Ayrımcılık” başlığıyla bu meseleye dikkat çekmişti.****

Gerçekten de ayrımcılık tam olarak budur.

MÜRİT DEĞİL VATANDAŞIZ

Niyeti ne olursa olsun, başkalarının siyasal hedefleri için geliştirdiği çirkin yöntem ve önerileri dile getirenlerse ayrımcılık yapmakla kalmaz, tehlikeli senaryonun aleti olurlar.

Memlekette tarikat-cemaatler cirit atarken, iktidarı da muhalefeti de bu yapılarla koalisyon halindeyken, ülkenin yurttaş olmayı başarabilmiş kesimine fatura çıkarmanın günahı da boynuna…

Ancak bilinmelidir ki, her şey gönlümüzce olmasa da “Vurun abalıya” dönemleri geçti.

Türk milletinin hiçbir ferdi modern sofular nazarında itibar sahibi olmak için temel hak ve hürriyetlerinden vazgeçmeyecektir.

Anayasa’nın 66. ve 67. maddelerinde belirtildiği gibi vatandaşız. Mürit değiliz.

“Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.”

Dipnotlar:

* https://www.indyturk.com/node/636721/siyaset/chpyi-aleviler-y%C3%B6netiyor-iddias%C4%B1na-tepki-kimse-ak-parti-mhp-ve-i%CC%87yi%CC%87-parti-i%C3%A7in

** https://www.gazeteduvar.com.tr/chpli-kaboglundan-cemevleri-duzenlemesi-tepkisi-bir-tur-kanuni-rusvet-girisimi-haber-1586162

*** https://www.aydinlik.com.tr/haber/ankara-ve-istanbula-4-bin-500-kisilik-liste-317338

**** https://www.aydinlik.com.tr/haber/alevilere-ayrimcilik-356807