Amaç Rusya'yı kuzeyden kuşatmak! Almanya’da NATO karşıtlığının en yüksek olduğu bölgeye ‘NATO Ana Karargâhı’ kuruldu

Doğu ve Batı Almanya ne zaman gündeme gelse aralarındaki fay hattı da tartışma konusu oluyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Batı Almanya’da son 70 yılda küçük, orta ve büyük çapta yaklaşık 25 tane askeri üs inşa etti.

BALTIK DENİZİ’NDEKİ ‘BOŞLUK’

Doğu Almanya ise on yıllardır Batı hegemonyasının biraz dışında kalmıştı. NATO’nun Doğu’ya genişleme stratejisi, bu bölgeyi de kendi denetimine almasını ‘gerektiriyordu’. Ancak denizden geçen ‘Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru Hattı’, NATO ‘güvenliğine’ gerek duymadan Rusya ve Almanya’yı birleştiriyordu ve aynı zamanda Almanya’nın enerji ve sanayi altyapısını besliyordu. Bu hatlara yapılan sabotajdan sonra, Alman teknolojisi ile Rusya’nın enerji buluşması da ortadan kaldırıldı. Böylece Batı açısından Baltık Denizi’nde bir ‘boşluk’ oluştu ve yeni ‘güvenliği’ NATO adına Alman donanmasının yapması kararlaştırıldı.

SİVİL VE ASKERİ DENİZ TRAFİĞİNİ DENETLEYECEK

Almanya’nın Rostock şehrinde Savunma Bakanı Boris Pistorius ve eyalet başkanı Manuela Schwesig’in katılımıyla 21 Ekim 2024’te Baltık Denizi’nin en büyük Alman donanmasını idare edecek NATO Ana Karargâhı törenle açıldı. Yapılan açıklamaya göre, “NATO’nun bölgesel liderlik rolünü Almanya Deniz Kuvvetleri Donanması üstlenmiştir ve bu sorumluluğu CTF (Commander Task Force Baltık) adıyla yürütecektir. CTF Rostock Hansaviertel’de bulunan NATO Ana Karargahı’ndan donanma aracılığıyla Baltık Denizi’ni kontrol edecektir. Gerek sivil gerek askeri deniz trafiğini denetleyecek olan CTF tatbikatlarda, olası krizlerde, gerilimlerde, manevralarda ve operasyonlarda görevlendirilecektir.”

YABANCI ASKERLER 30 YIL SONRA DOĞU ALMANYA’DA

Savunma Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, CTF’nin komutası altına İngiltere, Fransa, İtalya, İsveç, Finlandiya, Hollanda, Danimarka, Estonya, Letonya ve Litvanya’dan askerlerde katılım sağlayacak. Ancak emir komuta Alman amiral de olacak. 27 askerin Rostock’a gönderildiği öğrenildi. Ayrıca 9 partner ülkelerden 60 kişilik asker kontenjanı öngörülüyor. Yerleşik asker sayısı barış dönemlerinde 180’e çıkabilir ve olası kritik durumlarda sayı 240’a kadar yükseltilebilir. Böylece, otuz yıl aradan sonra yabancı askerler tekrar Doğu Almanya’ya ayak basmış oldu.

Boris Pistorius

2+4 ANTLAŞMASINI İHLAL EDİYOR MU?

Bu bağlamda bazı çevreler tarafından “2+4 antlaşması’nın” ‘ihlal’ edildiği söyleniyor. 1990’da Doğu ve Batı Almanya ve ek olarak ABD, Fransa, İngiltere ve Sovyetler Birliği tarafından imzalanan antlaşmaya göre, bu devletler doğudaki haklarından vazgeçmişlerdir ve birleşik Almanya kendi bağımsızlığına kavuşacaktı. Antlaşma ayrıca nükleer silahlar veya nükleer silahlara sahip olan devletlerin askerlerini, Doğu Almanya bölgesinde konuşlandırılmamasını öngörüyor. Antlaşmanın bir tarafı olan Rusya, 1994’te kadar toplam 500 bin askeriyle Doğu Almanya’yı terk etmişti. Fakat antlaşmanın diğer tarafı olan İngiltere ve Fransa, bugün NATO çatısı altında askerleriyle Doğu Almanya’ya konuşlanıyor.

RUSYA’YA KARŞI NATO SETİ

Karadeniz’den Baltık denizine uzanan ve NATO’nun emrinde olan en büyük Alman Donanması’nın faaliyete başlamasıyla birlikte, jeostratejik hat tamamlanarak Rusya’nın batısı tümden kuşatılmıştır. Sonuç itibariyle NATO doğuya doğru daha da genişliyor ve Rusya’ya karşı karadan ve denizden bir set oluşturuluyor. Bazı uzmanlar Kuzey Akım 2’nin patlatılması olayı ve Rusya Ukrayna savaşı Baltık Denizi’nde güvenliğin artırılmasının gerektirdiğine dikkat çekiyorlar. Ancak güvenliğin kime karşı sağlanacağını açıkça söyleyemiyorlar.

ABD KARŞITLIĞININ GÜÇLÜ OLDUĞU BÖLGEYE NATO KARARGÂHI

ABD Başkanı Joe Biden Şubat 2022’de, Kuzey Akım 2 boru hattı projesinin ‘durdurulabileceğini’ -saldırıdan önce- dile getirmişti. Baltık Denizi’nin güvenliğini kim tehdit ediyor? NATO Ana Karargahı’nın kurulduğu eyalet ABD karşıtlığı, savaş karşıtlığı ve Rusya’ya yaptırımların durdurulmasını talep eden siyasetleriyle biliniyor. AfD (Almanya için Alternatif) ve BSW (Birlik Sahra Wagenknecht) partileri Doğu Almanya’nın merkezi siyasetini temsil ediyorlar. Savaş çığırtkanlığı yapan hükümet partileri burada güç kaybediyor. Kamuoyu yoklamalarında Mecklenburg Vorpommern eyaletinde AfD yüzde 25’le birinci parti gözüküyor ve BSW’de %17’lere yükselmiş durumda. Siyasetçilere soru sorma platformu ‘abgeordnetenwatch.de’ de, BSW’li Zaklin Nastic, 2 artı 4 antlaşmasına atıfta bulunarak, “nükleer silahlar ve yabancı askerler Doğu Almanya bölgesinde konuşlandırılamaz, böylece Doğu Almanya nükleerden arınmış bölgedir” açıklamasında bulundu.

Rostock'da protesto

‘NATO ROSTOCK’DAN, ALMANYA NATO’DAN ÇIKMALI’

NATO Ana Karargâhı önünde protesto 21 Ekim günü Savunma Bakanı Boris Pistorius tarafından Rostock Hansaviertel’de bulunan NATO Ana Karargâhı törenle açılırken yapıldı. Açış yapılırken karargâh önünde Friedensbündnis Norddeutschland (Kuzey Almanya Barış Birliği) tarafından protesto gösterisi devam ediyordu. 2 artı 4 antlaşması açıkça ihlal ediliyor diyen Barış Birliği, savunma bakanlığının kaynağına dayanarak şu dikkat çekici açıklamada bulundu: “Rostock’daki Warnow tersanesi cephaneliği Neptun Smulders şirketi ile iş ortaklığı yaparak, Bundeswehr’in (Alman ordusu) ve müttefik devletlerin deniz kuvvetleri silah sistemlerini etkili bir şekilde onarılmasını sağlıyor.” Barış Birliği sözcüsü Gerdt Puchta, “NATO Rostock’dan ve Almanya’da NATO’dan çıkmalı” dedi.

Vatandaşlar, STK’lar ve öğrenciler tavır aldı

‘SAVAŞ BİR DAHA ASLA’

Vatandaşlardan da ilk tepkiler gelmeye başladı. Özellikle Rostock ve Doğu Almanya bölgesinin ‘hedef’ haline gelebileceği kaygıları öne çıkıyor. Vatandaşlar tarafından yayınlanan mektupta şu ifadelere yer veriliyor: “Şehrimiz ve Baltık denizimiz barışın sembolü kalmalı. Biz ABD Tomahawk roketlerini Almanya’da istemiyoruz, yaşlı nesil 2. Dünya Savaşı’nın acılarını hala iliklerinde hissediyor. Rusya tarihte Almanya’ya hiç saldırmadı, ancak Almanya iki kez saldırdı. Biz Rusya’dan korkmuyoruz, hükümet militarizm yerine diplomatik girişimi başlatmalı. Savaş bir daha asla!”

Tepki gösteren bir diğer sivil toplum organizasyonu da Rostocker Rote Runde RRR (Kızıl Halka) oldu. RRR sözcüsü Daniel Schikora, Aydınlık Avrupa’ya şu açıklamada bulundu: “Şehrin yani kamus alalanın tam ortasına NATO ana karargahının açılmasına karşı, bütün ilerici kuvvetlerle en geniş ittifak gerçekleşmeli ve NATO’ya karşı harekete geçilmeli. Washington ve Berlin’in Rusya karşıtı savaş çığırtkanlıkları Rostock halkının beklentileriyle uyuşmuyor.”

Rostock Üniversite öğrenci birliği de NATO ve militarizme karşı tavır aldı. “Biz öğrenciler olarak üniversitenin yer alacağı askeri projelere katılmayacağız” açıklamasında bulunan öğrenciler üniversitenin özerk ve sivil bir kurum olduğuna dikkat çekti.

‘Savaş çığırtkanlığı yerine barışa ihtiyacımız var’

BSW'li Sevim Dağdelen'den konuya ilişkin açıklama geldi. Dağdelen şunları ifade etti:

"Alman hükümeti şu anda Alman halkının güvenliğini tehlikeye atmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. NATO'nun Rostock'taki yeni komuta merkezi ve ABD füzelerinin yerleştirilmesi planları bunun sadece iki örneği.

Sayın Friedrich Merz (Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Genel Başkanı) “Taurus” füzelerinin teslimatıyla Almanya'yı doğrudan Rusya'ya karşı savaşa sokmak istiyor. Bu son derece tehlikelidir. Uluslararası hukukun ihlali ve savaş çığırtkanlığı yerine akla, barışa ve güvenliğe ihtiyacımız var."