Amatör liglerde ne yetişir?

Amatör liglerde ne yetişir diye herhangi birine sorsam, böyle saçma sapan soru mu olur diye gülerek, 'tabii ki soğan, patates değil futbolcu, hakem ve antrenör yetişir' der. Ben de böyle bir yanıt vermeyi çok isterdim ama bu mevcut koşullarda zaten sayıları yetersiz olan sahaları tamamen kapatıp tarım alanına açsak inanın ülkeye daha faydalı bir iş yapmış oluruz.

Amatör liglerde saha sayıları yetersiz olduğundan oyuncunun yetişmesi için antrenman yerine tanrısal dokunuşa ihtiyaç var. Yani yetenekli olup biraz da şansın varsa futbolcu belki olabilirsin. Çünkü oyuncunun yetişmesi için uygun koşullar ne yazık ki yok.

5 yıl önce İstanbul'da 107 adet olan stadyum sayısı günümüzde paraya yenik düşüp betona teslim olunca 10 binlerce futbolcuya 60 civarında saha düşüyor. Böylece antrenman yapmak için bazen sahayı dörde bölmek bile yeterli olmuyor. Soyunma odalarında sular akmıyor tuvaletlerde virüslerle, bakteriler maç yapıyor. Futbol okulları adı altında açılan ticarethaneler para tuzağı. Kulüplerin eli, ana-babaların cebinde. Sistemli çalışacak uygun koşullar olmayıp para baş tacı yapılınca da futbolcunun yetişmesi de doğal olarak mucizelere kalıyor.

TFF, BAKKALDAN DAĞITIR GİBİ SERTİFİKA VERİYOR

Peki, 'amatör liglerde antrenör yetişir mi?' derseniz, ne yazık ki o da imkansız. Türkiye Futbol Federasyonu bakkaldan dağıtır gibi ama yüklüce bir para karşılığında verdiği sertifikalarla takım çalıştırma hakkını elde eden antrenörler kendilerini geliştirmedikleri gibi mevcut koşullar da antrenör öğütme makinesi gibi çalıştığından gelişime de kapalılar. Amatör liglerde çalışan antrenörlerin soyunma odaları bile yok. Evinde ya da arabasında soyunup geliyor ya da neresi boş olursa orada idmana hazırlanıyor. Hani şarkıda, "bir kedim bile yok" derdi ya Sezen Aksu, aynen öyle antrenörlerin hiçbir şeyi yok. Bazen elde ettikleri diplomayı idarecilere kiralık olarak bile veriyorlar ve onların yerine idareciler futbolcuları çalıştırıyor. Antrenörler ise sadece kiraya verdiği sertifikası karşılığında maç günü göstermelik olarak kulübeye geçip maçı sus pus vaziyette izliyor.

Türkiye Futbol Federasyonu kural gereği antrenörlerle 1 yıllık sözleşme yapıyor ama antrenör sadece altı ay maaş alıyor. Çünkü amatör sezon en fazla 6 ay sürüyor ve asgari ücretin altında yapılan anlaşmalar sonucunda bir antrenör kısa süren sezon boyunca bile maaşını tam olarak alamıyor. Üstelik oyuncu yetiştirme odaklı olması gereken amatör ligler, oldukça yüksek bedellerle oyuncu transferleri yapılıp, yarışmacı bir lige dönüştüğü için kovulma korkusu ile çalışan antrenörler futbolculara hiçbir şey veremiyor. Hal böyle olunca da doğal olarak antrenör de yetişmiyor.

AMATÖR LİGLERDE KOMEDİ GİBİ ÜCRETLER veriliyor

Amatör liglerde hakem yetişir mi? İşte işin en trajikomik durumu da bu. Hakemler komedi gibi bir ücretle maç yönetiyor. Orta hakem maç başına 330 lira yan hakemler ise 200'er lira alarak müsabakaya atanıyor. Yaptığı işin hakkını veremeyenler, mazeret olarak "Ne kadar ekmek o kadar köfte" derler ya hakemlere de halk arasındaki bu tekerleme 'cuk' oturuyor. Ne kadar ekmek o kadar köfte. Bu kadar para karşılığında maçı yönetecek hakem bile bulmak büyük başarı. Bunu başaranları ayrıca tebrik etmek gerek.

Bu kadar komik bir ücret karşılığında hakaret işitiyor, şiddete maruz kalıyor ve ne yazık ki futbolun içinden gelmediği için de başarılı bir yönetim de gösteremiyor. Hayatı boyunca doğru düzgün topa dokunmamış, dolu dolu lisanslı olarak futbol oynamamış, daha doğrusu, koşu şeklinden doğru dürüst bir spor hayatı bile olmadığı her halinden belli olan hakemlerin bu koşullarda amatör liglerden üst liglere doğru seviye atlaması neredeyse imkansız. O yüzden amatör liglerde hakem de yetişmiyor.

AMATÖRÜ DERT EDİNEN YOK

Ülke futbolunun kazan dairesi, lokomotifi olması gereken amatör liglerde bu kadar yokluk olunca doğal olarak ne doğru dürüst bir futbolcu, ne antrenör, ne de hakem yetişir. Dolayısıyla da profesyonel kulüpler gün be gün borca girerken ülke futbolu da kalkınamaz. Peki bunu dert edinen var mı? Tabii ki yok. Varsa da ben duymadım. Varsa yoksa profesyonel ligler. Amatör ligleri dert edinen yok. Eğer dert edinen olsaydı; 107 adet stadı yıkarak bina dikmek yerine yeni stadyumlar yapılarak mevcut koşullar iyileştirilir, futbol okulları adı altında gençlere umut satanlar denetlenir ve cami avlusuna terk edilen bir yavrucak gibi kimsesiz bırakılan amatör liglere sahip çıkılırdı.