Amiral Erdağ’ın günlüğü

E. Tuğamiral Turgay Erdağ’ın “Bir Amiralin Hapishane Günlükleri” adlı kitabını elimden düşürmeden okudum.
Silivri’de yaşamış gibi oldum.
Sık sık duygu yüküm doldu taştı.

SİLAH ARKADAŞLIĞI
Komuta kademelerinin gerekli desteği vermemesi yanında emekli-muvazzaf silah arkadaşlarının etkisiz ve tepkisizliği üzücüydü.
Özellikle Hasdal Askeri Cezaevi yönetimi ile Silivri’deki jandarmaların (şüphesiz hepsi değil) davranışları unutulmaz izler bıraktı.
Bir örnek;
E. Korg. Hayri Güner Silivri’de ani rahatsızlık geçirir ve anjiyo yapılır.
Gerisi kitaptan.
“Doktorlar anjiyodan sonra Hayri General’in tetkik için hastaneye yatırılmasına karar vermişler.
Hayri General mahkum koğuşuna götürülmüş. Adı üstünde mahkum koğuşu, koğuşun penceresi de kapısı da kilitli tutulacak, bütün parmaklıklar kapalı tutulacak, bütün çıkışlar demir parmaklıklı olacak.
Bir üsteğmen ve iki er kaçmaması veya kaçırılmaması için Hayri General’e refakat etmiş. General terör suçundan dolayı tutuklu çünkü.
Mahkum odasına yerleştirilen, yorulmuş ve psikolojik olarak kendini kötü hisseden emekli general üsteğmenden rica etmiş, “Üsteğmenim, kalp spazmı geçirdim, nefes almakta zorlanıyorum, mümkünse kapı biraz aralık kalabilir mi?”
Üsteğmen cevap vermiş, “Mümkün değil, kurallara aykırı.”
Hayri General “Camı aralayalım o zaman” diyerek talebini biraz yumuşatmış. Yanıt aynı olmuş, “Mümkün değil. Kurallara aykırı”
Üsteğmen genç, göreceli olarak deneyimsiz.
Komutanlarının yaptıkları ve yapamadıkları ile kıyaslanınca davranışı doğal bile karşılanabilir.
Hikayenin devamını okuyunca hak vermek biraz zorlaşıyor.
Silivri’nin ilk günlerinde rütbe farkı olmaksızın herkes koğuşları temizliyor. Sıra koridora geliyor. Komutanlar temizliğe başlıyorlar.
Kitaptan devam edelim;
Biraz sonra koridorun ucunda ellerinde paspaslar ile koşarak gelen gardiyanları görmüşler. Gardiyanlara, “Arkadaşlar her taraf kamera dolu. bize yardım ettiğinizi görürlerse size kızarlar” diye uyarıda bulunmuşlar. Gardiyanların yanıtı ise hepsinin gözlerini yaşartmış; “Komutanım bu devlet size bunu yaptı ya... Bize bir şey olmaz.”

HEM YAZAR HEM ŞAİR
Amiral Erdağ’ın anlatımı yanında şiirleri de usta işi.
Çok etkilendiğim bir tanesini aktaracağım.

KUŞLAR GEÇTİ
Bugün kuşlar geçti üzerimden.
Yeşil, sarı tüyleri,
yaylanarak uçuşları,
her kanat çırpışta ötüşleriyle.
Bugün kuşlar geçti üzerimden.
Peşlerinden, yemyeşil çayırları
aştığım günlerdeki gibiydiler.
Çocukluluğumun sevgilileri,
sakalar, fluryalar, isketeler.
Bugün kuşlar geçti üzerimden.
Özgürlüğün keyfiyle kanat çırparak,
Silivri zindanlarının havalandırmasında,
beni çocukluğumla baş başa bırakarak.

UNUTULMAZ
Değerli silah arkadaşım Tuğamiral Erdağ’ı kutlarım.
Kumpası, cezaevini, hukuksuzluğu, arkadaşlığı ve ihaneti, korkuyu ve cesareti, duyguyu ve gerçeği halı gibi dokumuş.
Hiçbiri unutulmamalı.
KUMPASDER’e çok iş düşüyor.
Kumpasa düşenlere ve avukatlarına da.

PAZARTESİ İĞNELERİ
MEVZUAT
RTE kaymakamlara, “Yeri geldiğinde koyun mevzuatı bir kenara”
Koyan koyana...
YEMİN
RTE, Leyla Zana’yı yemin etmeden kabul etmeyecekmiş.
Ha yemin etmemiş, ha etmiş çiğnemiş ...
KUMPAS
Arınç’a suikast davası da kumpas çıktı.
Suikaste bile değmeyeceği açıktı...