Anayasayı tangur tungur ediyorlar!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Anayasaya aykırı ama ‘Evet’ diyeceğiz” diyerek AKP’nin dokunulmazlıklar konusundaki Anayasa değişikliği önerisini destekleyeceklerini açıkladı.
Öncelikle...
PKK’ya açık destek veren ve hatta halkı isyana teşvik eden HDP Eş Başkanları başta olmak üzere, haklarında fezleke düzenlenen tüm milletvekillerinin bir an önce hakim önüne çıkarılması gerekiyor...
Ancak bunun için “anayasayı değiştirmek” falan gerekmiyor!
Mevcut Anayasa’daki ve Meclis İç Tüzüğü’ndeki düzenlemeler yeterli...
***
Peki; AKP, neden bu konuda ille de “anayasa değişikliği” istiyor?
Basit:
Meclis’e sunmak zorunda kaldığı fezlekelerden dolayı büyük pişmanlık yaşıyorlar da ondan!
Çünkü Meclis’teki vekiller yargılanmaya başlarsa, bunun kaçınılmaz olarak kendi vekillerine uzanacağını biliyorlar.
Bu yüzden topu taca atmaya çalışıyorlar.
***
Kılıçdaroğlu, onların oyununu bozdu!
AKP, sözüm ona dokunulmazlıkları kaldırmak istiyormuş ve bunun için de anayasayı değiştirmek için harekete geçiyormuş gibi yapacaktı...
CHP ve MHP de böyle saçma bir değişikliğe destek vermeyeceği için teklifleri kadük kalacaktı!
Onlar da, “Ne yapalım, biz HDP’lileri yargılatmak istedik ama CHP ile MHP engelledi” diyecekti...
Kemal Kılıçdaroğlu işte bunu bildiği için AKP’nin anayasa değişikliği önerisini. “Anayasa’ya aykırı ama destekliyoruz” hamlesiyle karşıladı.
Ama sonuçta; o da “anayasa karşıtı bir eylem” içine girmiş oldu!
***
Gördüğünüz gibi biz sıradan vatandaşların büyük önem verdiği anayasa; siyasetçilerin elinde oyuncağa döndü!
Azıcık mürekkep yalamış herkes bilir; anayasası, yasaları oyuncak olan, yani hukuk dışına sapan bir devlet ayakta durmaz.
Bunu bizi yönetenler bilmiyor mu?
Elbette biliyorlar...
Ama umurlarında bile değil!
Çünkü onların tek derdi, birbirlerine gol atmak!
***
Bu ülkede onlarca genç, “anayasayı tebdil (değiştirme), tağyir (bozma) ve ilgaya (ortadan kaldırma) teşebbüs”ten...
Yani rahmetli ağabeyim Uğur Mumcu’nun deyişiyle “anayasayı tangur tungur etmek”ten asıldı ya da pusuya düşürülüp katledildi!
On binlercesi aynı suçtan senelerce kodeste yattı.
Şimdi anayasayı bizzat siyasetçiler tangur tungur ediyor.
***
Ne diyeyim; yazıklar olsun!

SAÇMALAMIŞ!
Görevde olduğu günlerde Kozmik Oda’nın anahtarını eliyle veren, silah arkadaşlarının tutuklanmasını seyreden, sonunda kendisi de cezaevine atılan Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde Atatürkçü Düşünce Topluluğu tarafından düzenlenen konferansta konuşmuş...
PKK’ya yönelik operasyonları yorumlayan Başbuğ, “Özeleştiri yapmalıyız; toplumun büyük bir bölümü bu konuda sınıfta kaldı. Cizre’den bir aileyi ve çocuklarını getirip bir yıl misafir eden oldu mu?” demiş...
***
Cizre’den ya da terörün yoğun olduğu başka bir ilçemizden, illerimizden gelen vatandaşlara sahip çıkmak yurttaşların değil, devletin görevidir. Yurttaşlar; ancak devletin yetmediği durumlarda devreye sokulur.
İlker Başbuğ, “Devlet kurumlarının kampları neden bu insanlara tahsis edilmedi?” diye sorsa, yanında olurdum. Ancak o, her zamanki gibi AKP iktidarını eleştirmekten kaçınmış ve saçmalayıp suçu yurttaşlara atmış...
O zaman ben de ona sorayım:
Peki; sen kaç aileyi getirdin Cizre’den İlker Bey? Senin evinde kaç “misafir” yaşıyor?
Aaaa; yoksa sen de mi sınıfta kalanlardansın?

GÜNÜN SORUSU
Sorum, Bursa’da Nilüfer Belediyesi’nin 5 yıl önce diktirdiği “Adem ile Havva” heykelini müstehcen bulurak kaldırılması için dün bir grup partiliyle eylem yapan AKP İlçe Başkanı Celil Çolak’a:
Heykelden tahrik olacak kadar kafayı mı yedin; yoksa gözünü daha büyük koltuklara mı diktin?

Yalancının mumu meselesi...
Hatırlarsınız; Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı Direnişi sırasında polisten kaçan bazı eylemcilerin Bezm-i Âlem Camii’nde bira içtiklerini iddia etmişti. Yandaş medya da bu iddiayı “Öpüştüler”e kadar taşımıştı!
Ancak, açılan davada ifade veren ve o günlerde caminin imamı olan Halil Necipoğlu, “Cami içinde alkol kullanan herhangi bir kişi görmedim” diyerek bu iddiayı yalanlanmıştı.
Aradan üç yıl geçti; Cumhurbaşkanı Erdoğan , İslam Zirvesi’ne katılan bütün devlet başkanlarını dün bu camiye cuma namazı kılmaya götürdü.
***
Bu konuyu burada kapatıyorum ve bir soru sormak istiyorum:
Atalarımız neden “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” demiş de “sabaha kadar” dememiş; acaba içinizde bilen var mı?

SÖZ SİZDE (156+288)
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Sıra Erol Kızılırmak’ta:
“Abdullah Bey...
Sorulan sorulara kesinlikle cevap vermeyin. Türkiye’nin hazinesi, vergi gelirleri tamamen belli bir gruba aktarılırken ve bunların hesabı en azından şimdilik sorulmazken bir tek siz mi hesap vereceksiniz? Aynen devam edin lütfen.”

GÜNÜN İSYANI
İstanbul trafiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam Zirvesi’ne katılan liderleri Cuma namazı için Dolmabahçe’deki Bezm-i Âlem Camii’ne götürmesi yüzünden dün tamamen kilitlenmiş... Trafiğe kapatılan yollarda bazı vatandaşlar sinir krizleri geçirmiş; durumu protesto eden bir kadın yurttaş da sivil polisler tarafından gözaltına alınmış... İsyanım, onların ülkelerine gittiklerinde, kendileri için belediye otobüsü bile tahsis etmeyen adamlara, “17 milyonluk kenti tahsis eden” zihniyete:
Allah hepinizi davul yapsın; tokmağınız bizim elimizde olsun!