Andımızı yasaklayan ittifak mı? HDPsever ittifak mı?
Bugün, seyahatim dolayısıyla ertelediğim, ekonomik reform açıklamaları ile ilgili olarak yazacaktım. Ama Andımız ihanetini görünce, durumdan vazife çıkarmak ahlaki ve milli bir ödev oldu benim için.
80 yıl boyunca, her sabah öğrenciler tarafından okunan, Milli Eğitimin gerçek Bakanı olan Reşit Galip tarafından yazılmış olan Andımız, Terörist başı Apo ve etnik bölücü terör yanlılarının da istediği biçimde, AKP iktidarı tarafından 8 Ekim 2013 tarihinde kaldırıldı.
Bugün yerli ve milli olduğunu (hiç inandırıcı olmasa da) iddia eden AKP iktidarının, bir yandan HDP’ye kapatma davası açılırken, eş zamanlı olarak “altın çağını” yaşadığı söylenen yargının- Danıştay kararı ile Andımızın okunmasına bir kez daha mâni olunması izah ve kabul edilemeyecek bir çelişkidir.
Bütün kamuoyu araştırmalarında, bugüne değin görülmemiş bir oranda “tepki” oyları ve/veya “kararsız” oyların yükselmesinin nedeni de tam da bu tür işlerdir bence.
Türk Milleti, laiklik karşıtı odak olan -ihvancı-gerici ve Andımızı yasaklayan sözde ittifak ile, Sorosçu, İkinci Cumhuriyetçi, HDPsever, AKP artıklarıyla dost olan diğer ittifak arasında bir tercihe zorlanmak isteniyor.
Kırk katır mı? Kırk satır mı? deniliyor adeta.
Bir yandan Andımızı yasaklayan iktidar, öte yandan etnik-bölücü terörün siyasi uzantısı ile kol kola giren bir muhalefet.
Al birini, vur ötekine.
Bugün demokratik merkezde yer alan cumhuriyetçi, demokrat, vatansever ve Atatürkçü geniş halk kitleleri, ihvancı-gerici ittifak ile Sorosçu-bölücü ittifak arasında kalmayı asla kabul etmedi, etmez, etmeyecektir.
İnanıyorum ki, sağduyulu-vatansever, demokrat ve cumhuriyetçi milyonlarca Türk vatandaşı, sağ-sol demeden, köken-mezhep ayırmadan, partilerüstü demokratik bir Kuvayı milliye anlayışı ile kendilerine ABD ve içimizdeki işbirlikçi tarafından kurulan bu tuzaktan çıkacak, üçüncü ve doğru bir yolu mutlaka bulacaktır.
Ya bir yol bulacak ya da bir yol yapacaktır.
Şimdilik “kararsız” ve “tepki” oyları olarak kamuoyu araştırmalarına yansıyan bu ulusal çıkarlardan yana ve milli duruşa sahip milyonların sessiz direnişi, süreç içinde ete-kemiğe bürünecektir. Böylece Milletimiz, ihvancılarla-Sorosçular ve gericilerle-bölücüler arasında bir seçim yapmayı reddederek, Atamızın, gösterdiği akıl ve bilim ışığında kendi yolunu çizecek ve kaderine sahip çıkacaktır. NOKTA.