Angela’nın aşkı

Geçen haftalarda, yeni romanımın kahramanlarından İspanyol ressam Angela’yla tanıştırmıştım sizi. Kızının düğününden yıllar sonra Angela, Angel adında bir profesöre delicesine âşık olur. Onların tutkulu aşkından bazı kesitler paylaşacağım sizlerle...

İlk beraber oluşlarından birkaç hafta sonra Angela kısa bir mektup yazar:

“Angel, aşkım! Az sonra güneş o muhteşem güzelliğiyle batacak Mar Menor’da. Ben de o güneşin içinde yavaş yavaş eriyerek sana doğru akacağım. Bana gel artık, çok özledim seni, çok!..”

Angel bu davete kayıtsız kalamaz ve birkaç gün sonra Angela’nın resim atölyesinde buluşurlar. Daha kapıdan girer girmez çılgınlar gibi öpüşmeye başlarlar ve birbirlerinin olurlar... Sonra Angela güzel bir sofra kurup, Angel’in sevdiği yemeklerle donatır sofrayı. Şarap kadehleri aşka kalkarken, Angel hayat hikâyesini anlatmasını ister ondan. Angela da anlatır, ama kendisine ilgi duyan adamlardan ve zorunlu evliliğinden söz etmez, nedense bunları sonraya saklar. Angel dikkatle onu dinler, ama hoşlanmamıştır Angela’nın yaşadıklarından. Buna rağmen ikisini de kavuran aşk ateşiyle tekrar sevişirler. Sonrasında Angela, mutluluktan onun göğsünde uyuyakalır. Bir süre sonra Angel saçlarını okşayarak uyandırır onu. “Kalkalım Angelam, akşam oluyor, eve gitmen gerek” diye fısıldar. Sofrada Angela anlatmıştır ona; eşinin artık işi gücü bırakıp bütün gün evde oturduğunu, onu deli gibi kıskandığını ve her şeyini, atölyeye gidiş gelişlerini bile kontrol ettiğini. Kalkıp hazırlanırlar. Önce Angel çıkar atölyeden, tabi uzun uzun öpüşme sonrası. Arkasından, ortalığı toparlayıp Angela çıkar. Ertesi gün Angel bir mektup gönderir ona.

İKİ BEDEN, TEK RUH

“Angelam! Bir romanda okumuştum; ‘Bir hayal gerçeğin kıyısından geçtiğinde, iki göz bir mahremde buluştuğunda, iki el birbirini bulduğunda, iki kalp birbirine dokunduğunda, bu dünyada bitmemiş ümitler adına bir çiçek daha açar ve umutsuzluk bir adım geri atar. Bu, coşkun yüreğin zaferidir ve insanın karanlıkta atabileceği yegâne adımdır.’ İşte biz de bu adımı attık seninle. Sana ömür boyu bedenimle ve ruhumla sarılmak istiyorum!” Angela çok etkilenmiştir, hemen telefona sarılır;

“Angelim, aşkım!Sen yüzünü, yüreğimin tuvaline çizdiğim ölümsüz portremsin. Ne zaman kavrulsa özleminle göğsümün ince kıvrımları, mimleniyor yüreğim yüreğine, ruhum ruhuna akıyor ve ben her defasında yeniden âşık oluyorum sana, baştan tırnağa... Sen benim sevdamsın, görülmez hayalim, ulaşılmaz gökyüzüm, hasretle beklediğim yağmurum, ruhumu ısıtan güneşimsin... Gök Tanrı bizi ayırmasın, mutlu olalım! Angel, hayatıma bir güneş olarak girdin. Ben de senin hayatına Angela olarak ışık saçacağım... Seni çok seviyorum çok!

Artık erkeğim, erim, eşimsin. Gök Tanrı huzurunda sana söz veriyorum; ben de senin artık karınım, kadınınım. Peki, sen benimle hayatı paylaşmaya hazır mısın, ölüm bizi ayırana dek?”

Angel anında yanıtlar;

“Oh kadınım, Angelam, tek kelime evet, artık birbirimize aitiz.”

Devamı önümüzdeki haftalarda... Haydi, rastgele âşıklara!