Ankara, BRICS Zirvesi’nden ne bekliyor
BRICS’in 16’ncı Liderler Zirvesi Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da 22-24 Ekim’de toplanıyor. Toplantı, Atlantik cephesi ile gelişen dünya ülkeleri arasında Ukrayna ve İsrail eksenli çelişmelerin sertleştiği koşullarda yapılması bakımından önem taşıyor.
Ayrıca, Atlantik’in iki yılı aşkın süredir, tarihte görülmemiş ölçüde diplomatik, ekonomik ve askeri izolasyona maruz kalan Rusya’nın Devlet Başkanı Putin açısından büyük bir diplomatik başarı olacak.
Putin’in Dış politika Danışmanı Yuri Uşakov, Zirve’ye 24 ülkenin devlet başkanının katılacağını belirtti. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Brezilya Devlet Başkanı Lula, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan toplantıya katılacak liderler arasında.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Zirve’ye katılacağını açıklamıştı. Son anda sürpriz bir gelişme olmazsa Erdoğan’ın Zirve’ye katılması ve Rusya, Çin, Hindistan ve diğer ülkelerin liderleriyle ikili görüşmeler yapması bekleniyor.
BRICS’İN ANA GÜNDEMİ KURUMSALLAŞMA
BRICS Zirvesi’nin resmi ana gündemi, uluslararası finansal ilişkilerde Atlantik tahakkümünü kıracak yeni sistemler oluşturmak. BRICS uzmanları bu konuda bir süredir çalışıyor. BRICS’in gelişmesine paralel olarak gelişen milli paralarla karşılıklı ticaretin yanı sıra alternatif uluslararası para transfer sisteminin oluşturulması öncelikli hedef.
Gelişen dünyanın kredi ihtiyaçlarının BRICS bünyesinde yeni oluşturulan Kalkınma Bankası ve Asya Altyapı Yatırım ve Kalkınma Bankası gibi kuruluşlar vasıtasıyla sağlanması için daha somut adımların atılması bekleniyor.
Zirve’de ayrıca, BRICS’e yeni üyelerin kabulü konusu da öncelikli gündemler arasında. Türkiye’nin de aralarında olduğu çok sayıda ülke BRICS’e üye olmak için başvurdu ya da başvuru niyetini açıkladı. Bu konu hakkında BRICS üyeleri arasında tam bir mutabakatın olmadığı, bazı ülkelerin, kurumsal mekanizmalar oluşturulmadan genişlemenin uygun olmayacağını savunduğu kaydediliyor. Öte yandan gözlemci ve partner ülke gibi farklı üyelik modellerinin de oluşturulmasından söz ediliyor.
BRICS ÜYELİĞİ BATI’YA KARŞI KOZ MU, HEDEF Mİ?
Alternatif küresel düzen arayışında en somut ortaklık olan BRICS’in bu Zirvesi’nden Ankara ne bekliyor? Asıl soru şudur: Türkiye, bu alternatif küresel düzenin öncülerinden mi olacak, yoksa şimdiye kadar olduğu gibi, BRICS ve ŞİÖ gibi kuruluşlara katılımı, Atlantik ile ilişkilerini yeniden düzenlemek için bir koz olarak mı kullanmaya devam mı edecek?
Ankara’dan yapılan açıklamalarda bu konuda karışık mesajlar veriliyor. Erdoğan, ana çıkış noktası farklı olan BRICS ve ASEAN’ı eşitleyerek, “BRICS ve ASEAN bizim için özellikle ekonomik iş birliklerimizi geliştirmek için fırsatlar barındıran yapılar” dedikten sonra şöyle devam ediyor: “Bu yapıların içinde yer almak NATO'dan vazgeçmek anlamına da gelmiyor”. Hakan Fidan ise, mealen “AB’ye alınsaydık, BRICS’e yönelmezdik” diyor.
Sadece yapılan açıklamalar değil Ankara’nın ABD, Rusya, Çin ve diğer ülkelerle ilişkilerindeki zikzakları da BRICS ülkeleri arasında ciddi tereddütler oluşturuyor. Buna karşın, BRICS ülkelerinde Türkiye’yi Atlantik’in kucağına itmeme politikasının ağır basacağı söylenebilir.
Sonsöz: BRICS Zirvesi’nin Türkiye için olduğu kadar dünyanın geleceğini şekillendirmek bakımından önemli bir dönüm noktası olacağı görülüyor.