ANTİ-FAŞİST CEPHE -(TAMAMI)

Deniz Baykal CHP grup toplantısında yaptığı konuşmada çok önemli bir noktaya değindi ve “ Türkiye’yi değiştirmek için önce CHP’yi değiştirmek gerek” dedi. Emperyal güçlerin BOP projesi gereği Israili Ortadoğu’nun egemen gücü yapmak ve enerji kaynaklarını denetleme tekelini elinde tutmak için bölgenin en güçlü ordusuna sahip Suriye’de yandaş bir yönentim oluşturmak, Israil’i koruyacak bir Kürt devleti kurmak ve bunların sağlanması için Tayyip’in, ılımlı islam devletinin başında tek adam olarak egemen kılınması karşılığında, maşa olarak kullanılması kurgulanmıştı. Bu kurgunun gerçekleşmesinin önündeki en önemli engel Kemalist devleti kuran CHP idi ve onun engel olma potansiyalinin yok edilmesi gerekiyordu. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçirilmesi ile bu yolda da adım atıldı ve emperyal planın CHP ayağı da gerçekleştirilmiş oldu. Kılıçdaroğlu’nun Kemalist ve ulusalcılık söyleminden kaçışı, Kemalizmin düşmanlarını, anti-ulusalcıları ve cemaatçileri TBMM’ne sokması hep BOP kurgusunun aşamaları idi. “Türkiye’nin türban sorunu yok, bu sorunu biz çözeceğiz, laiklik sorunu yok” söylemleri AKP’nin emperyal güçler tarafından yönetilen siyasetine, örtülü olarak, destek verme çabalarıydı.

CHP’nin sözde muhalefet yaparak özde AKP’ye, Anayasa’yı değiştirme çalışmalarına katılarak yardımcı olması, ülkenin bölünmesi ve demokratik laik cumhuriyetin yok edilme ve AKP’nin demokrasi görüntüsü altında tek adam diktatörlüğü kurma çalışmalarına karşı milyonları meydanlara dökmemekte ki ısrarı emperyal güçlerin CHP’yi değiştirme başarısının kanıtıdır. CHP bir “Türkiye baharı” yaşatmak gücünden yoksun, seçmende umut yaratamayan, üretemeyen, sadece geçmişin mirasından beslenen kolu kanadı kırık bir konuma getirilmiştir.

Şu soruyu sormak gerek; Emperyalizme karşı başarı ile verilmiş en önemli bağımsızlık savaşı sonunda kurulmuş olan bu ülkeyi Amerika’nın keyfi öyle istiyor diye bölünmesine, Kemalist ülküden vazgeçirilmesine, Amerika’nın uydusu olmasına seyirci kalacak mıyız? AKP yalakası bir yazarın,” Şimom Perez, Arafat, Mandela’da teröristi ama sonunda devlet başkanı oldular, neden Öcalan’da önce özerk Kürdistanın sonra Kürt devletinin başına geçmesin?” diye sormasına karşı susarak bu vurguyu kabullenecek miyiz?

Bugün Türkiye emperyal güçlerle birleşmiş bir yeşil faşizmin kıskacındadır. Bundan kurtulmanın yolu ülkenin siyaset ortamında bir anti-faşist cephe kurulmasından geçer. Böyle bir cepheyi kimler kurabilir? İlk akla gelen dinamik yapısı, üretken kadroları ve emekçilerle bütünleşme çabalarını başarıyla sürdüren gençleri ile İşçi Partisidir. Bu cephede mutlaka yaygın örgütü ve Kemalist direnme gücü partili üyeler arasında her şeye rağmen yok edilemeyen CHP mutlaka olmalıdır. Bu iki partinin yapacağı ortak çalışmalara bu ülkenin aydınları, yurtseverleri mutlaka katkı sağlayacaktır. İşçi Partisinin dinamizmi CHP’yi gaflet uykusundan uyandırabilir, ülkenin ezilen emekçilerini, suskun yoksullarını Kurtuluş Savaşının heyecanı ile ayağa kaldırabilir. Örgütlü emeğin diri sesi Sendikal Güç Birliği Platformu bu cepheye destek vererek işçi sınıfının kendi kurtuluşunu sağlama yolunda siyasal bir sınavı başarı verebilir.

Ekonominin çarkları varsıllar için dönüyor, yoksullar daha çok eziliyor, gelecek için umutlar kararıyor, yabancı sermaye ülkeyi, insanımızı alabildiğine sömürüyor ve Türkiye hızla demokrasiden uzaklaşarak bölünmeye doğru gidiyor.

Demokrasi tükenmeden demokratik hakları kullanarak ayağa kalkmak zamanıdır. Yarın çok geç olacaktır ve dizlerimizi çok döveriz bu böyle biline.